Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tebliğ Usulü”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesi kararının davalı kuruma usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği ve buna bağlı olarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği hükümleri uyarınca, davalı kurumu temsile yetkili kişinin bağlı bulunduğu birime elektronik tebligat yapılması gerekirken, davalı vekilinin adresine yapılan tebligatın usulüne uygunluğunun araştırılmamış olması ve bu hususun davalı vekilinin istinaf başvuru süresine etkisinin değerlendirilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir. - Uyuşmazlık: Kira bedelinin tespiti davasında, davalı vekilinin temyiz başvurusunun reddine ilişkin ek kararın usulüne uygun olup olmadığı ve kira bedelinin tespitinde hukuka uygunluk.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekiline gönderilen harç ve masrafların tamamlanması ihtarını içeren e-tebliğ zarfının usulüne uygun olmadığı ve HMK’nın ilgili maddelerine aykırı şekilde süre verildiği anlaşılması üzerine, ek karar kaldırılmış ve kira bedelinin tespitinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek ilk derece mahkemesinin kira bedelini brüt 262.687,50 TL olarak belirleyen hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Mirasçılık davasında verilen kararın usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği ve eksik evrak hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Gerekçeli kararın ölmüş davacıya tebliğ edilmesi, dahili davalıya tebliğ belgesinin sunulmaması ve dava konusu taşınmazı gösterir krokinin dosyada bulunmaması nedeniyle kararın usulüne uygun olmadığı gözetilerek dosyanın işlem tamamlanmak üzere yerel mahkemeye geri çevrilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün Yargıtay tarafından onanmasının ardından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın sanık lehine itiraz kanun yoluna başvurması üzerine oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Gerekçeli kararın, hüküm tarihinde 18 yaşından büyük olan katılan mağdureye vekilinin ölümü nedeniyle doğrudan tebliğ edilmesinin usule aykırı olması, CMK’nın 234/2 ve 239/2. maddeleri ile Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik hükümleri gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının değişik gerekçe ile kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve sanığın tahliyesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa yokluğunda verilen mahkûmiyet hükmünün tebliğinin usulüne uygun olup olmadığı ve buna bağlı olarak sanık müdafisinin temyiz isteminin süresinde sayılıp sayılmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca tebliğin öncelikle sanığın bilinen son adresine yapılması gerekirken, doğrudan MERNİS adresine yapıldığı ve bu nedenle tebliğin usulsüz olduğu, dolayısıyla sanık müdafisinin temyiz isteminin süresinde olduğu gözetilerek Özel Daire'nin onama kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, yerel mahkeme kararını onayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararına karşı yaptığı itirazda, tebliğnamenin sanık müdafiine usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği ve sanığın suçunun sabit olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 6352 sayılı Kanun ile değişik 308. maddesi uyarınca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı üzerine dosyanın öncelikle Özel Daireye gönderilmesi ve Özel Daire'nin itirazın tüm nedenlerini inceleyerek karar vermesi gerektiği, bu dosyada ise Özel Daire'nin sadece suçun sabit olup olmadığı hususunu inceleyip, tebliğnamenin usulüne uygun tebliği konusunu değerlendirmediği gözetilerek, dosyanın eksik incelemeyi tamamlamak üzere Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne tevdiine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ceza infaz kurumunda bulunan sanığa usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği ve buna bağlı olarak dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, ceza infaz kurumunda bulunan sanığa tebliğ edilirken CMK 35/3 hükmüne aykırı şekilde kararın okunup anlatılmadığı, bu nedenle tebliğin usulsüz olduğu ve hükmün kesinleşmediği, dolayısıyla da dava zamanaşımının kesilmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararlarının ve Yargıtay 8. Ceza Dairesinin kararlarının kaldırılmasına ve sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra sanığın tedavi ve denetimli serbestliğe uymaması sebebiyle hükmün açıklanması gerekirken, bu hususta ısrar şartının oluşup oluşmadığı ve dava zamanaşımının akıbeti uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın sanığa ceza infaz kurumunda usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği, bu nedenle hükmün açıklanmasına ilişkin kararların hukuki değerden yoksun olduğu, ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu suç bakımından dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilerek, yerel mahkeme kararları ile direnme kararını bozan özel daire kararlarının kaldırılmasına ve sanık hakkında kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.