Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Uluslararası Sözleşme”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Çalışma hayatında yer almayan emekliler tarafından sendika kurulup kurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Çalışma hayatında yer almayan emeklilerin, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nda öngörülen kuruluş koşullarını karşılamadıkları, uluslararası sözleşmelerin Anayasa'nın 51. maddesi ile çeliştiği durumlarda Anayasa hükmünün esas alınması gerektiği, sendika kurma hakkının çalışma hayatıyla bağlantılı olduğu ve emeklilerin toplu iş sözleşmesi ve grev haklarına sahip olmadıkları gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Milli Saraylar İdaresi Başkanlığında çalışan kamu görevlilerinin sendika üyeliği ve sendika aidatı ödenmesi hakkına sahip olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı çalışanlarının sendika üyeliği hakkının 4688 sayılı Kanun ile kısıtlansa dahi, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin Anayasa'nın 90. maddesi gereğince iç hukukun bir parçası olduğu ve bu sözleşmelerin sendika kurma ve üye olma hakkını güvence altına aldığı, ayrıca Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvurunun beş aylık sürede sonuçlanmamasının mahkemeyi sadece kanun hükümlerine göre değil, uluslararası sözleşmelere de göre karar vermeye mecbur kıldığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesi kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının alt işveren işçisi olarak asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 94 sayılı ILO Sözleşmesi'nin iç hukuka doğrudan uygulanabilir nitelikte olmayıp kanun koyucu tarafından yasal düzenleme yapılmasını gerektirdiği ve hukuka uygun asıl işveren-alt işveren ilişkisinde asıl işverenin alt işverenle birlikte sorumluluğunun, alt işveren işçilerinin asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği anlamına gelmediği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davacı lehine verdiği karar bozulmuş ve davanın reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 3201 sayılı Kanuna göre 4759 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra yapılan yurtdışı borçlanmasına rağmen sigortalılık başlangıç tarihinin nasıl belirleneceği ve yaşlılık aylığı koşullarının 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesine göre mi yoksa 4759 sayılı Kanunla değişik 60. maddesine göre mi değerlendirileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Uluslararası sözleşmelerin iç hukuk normlarından üstünlüğü ve 3201 sayılı Kanun ile sağlanan hakların korunması amacıyla, yurtdışında geçen sürelerin borçlanılması halinde sigortalılık başlangıç tarihinin sözleşme hükümlerine göre belirleneceği ve 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı koşullarının değerlendirileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış ancak yaşlılık aylığı tahsis koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: 4759 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra 3201 sayılı Kanun uyarınca yapılan yurtdışı borçlanması ile kazanılan sigortalılık süresinin başlangıç tarihinin nasıl tespit edileceği ve bu süreye göre yaşlılık aylığı tahsis koşullarının nasıl belirleneceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 4759 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra 3201 sayılı Kanun'a göre yapılan yurtdışı borçlanmalarının 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesi uygulamasında gözetilmesi ve sigortalılık başlangıç tarihinin de uluslararası sözleşme hükümleri uyarınca belirlenmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuş, ancak Yüksek Özel Daire bozma nedenine göre davalı Kurum vekilinin yaşlılık aylığı tahsis koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin ve diğer temyiz itirazları incelenmediğinden bu hususların incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurtdışında çalışan bir Türk vatandaşının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığının tespiti davasında, sigortalılık başlangıç tarihinin ve borçlanılan sürelerin nasıl hesaplanacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin iç hukuk normlarından üstünlüğü gözetilerek sigortalılık başlangıç tarihinin sözleşme hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, ayrıca 3201 sayılı Kanun uyarınca yapılan yurt dışı borçlanmalarının 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesindeki kademeli geçiş hükümlerinin uygulanmasında dikkate alınması gerektiği, ancak yaşlılık aylığı tahsis koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin Özel Dairece incelenmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurtdışında çalışan Türk vatandaşının sigortalılık başlangıç tarihi ve yaşlılık aylığına hak kazanma şartlarının belirlenmesinde, iç hukuk kuralları ile uluslararası sözleşme hükümleri arasındaki uyumsuzluğun çözümü.
Gerekçe ve Sonuç: Uluslararası sözleşmelerin iç hukuka göre önceliği ve 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlanılan yurt dışı sürelerinin yaşlılık aylığına hak kazanmada dikkate alınması gerektiği gözetilerek, direnme kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş, ancak Yüksek Özel Daire bozma ilamında diğer hususları incelemediğinden dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurtdışında çalışan ve sonradan borçlanma yapan bir sigortalının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığının tespiti davasında, sigortalılık başlangıç tarihinin ve yaşlılık aylığı bağlanma koşullarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin iç hukuka göre önceliği ve 3201 sayılı Kanun uyarınca yapılan borçlanmaların 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, direnme kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş, ancak Özel Daire'nin bozma ilamındaki diğer hususların incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.