Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yanıltma”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararında istinaf yolunun kapalı olduğunun belirtilmesine rağmen, davalı vekilinin yasal süre geçtikten sonra yaptığı istinaf başvurusunun makul süre içerisinde sayılıp sayılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesi kararında istinaf yolunun kapalı olduğunun hatalı şekilde belirtilmesinin davalı vekilini yanılttığı, davalı vekilinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre hükmün kesin olmadığını öğrenmesinin makul bir süre alabileceği ve bu durumda yasal süre geçtikten sonra yapılan istinaf başvurusunun hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı gözetilerek makul süre içerisinde yapılmış sayılması gerektiği değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararında hükmün kesin olduğu hatalı şekilde belirtilerek davalı vekilinin yanıltılması ve davalı vekilinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre hükmün kesin olmadığına dair bilgiye ulaşmasının makul bir süre alması gözetilerek, istinaf başvurusunun makul süre içerisinde yapıldığı kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesi kararında istinaf yolunun kapalı olduğunun belirtilmesine rağmen, davalı vekilinin yasal süre geçtikten sonra yaptığı istinaf başvurusunun makul süre içerisinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararında istinaf yolunun kapalı olduğunun hatalı şekilde belirtilmesi nedeniyle davalı vekilinin yanıltıldığı, davalının hükmün kesin olmadığına ilişkin Yargıtay uygulamasından haberdar olmasının makul bir süre gerektirdiği ve bu nedenle yasal süre geçtikten sonra yapılan istinaf başvurusunun makul süre içerisinde yapılmış sayılması gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesinin asıl kararına yönelik istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararında hükmün kesin nitelikte olduğunun hatalı şekilde belirtilmesi nedeniyle davalı tarafın yanıltıldığı ve davalının Daire uygulamasından haberdar olmasının makul bir süre gerektirdiği gözetilerek, davalı vekilinin yasal süre geçtikten sonra yaptığı istinaf başvurusunun makul süre içerisinde olduğu kabul edilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıdan satın alınan taşınmazın niteliğinde ve kullanım amacında yanıltıldığı iddiasına dayalı satış sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın tapuda mesken olarak kayıtlı olduğu, fiilen işyeri olarak kullanıldığı, kullanım amacına ilişkin kat malikleri kurul kararı hakkında sahtecilik iddiasıyla dava açılmadığı ve alıcı konumundaki davacının taşınmazın tapu kaydını bilerek satın aldığı gözetilerek, davacının yanıltıldığına dair iddiasının ispatlanamaması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalıların hileli davranışları sonucu taşınmazını düşük bedelle devrettiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, hilenin varlığı ve davacının iradesinin sakatlanması hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davalıların, davacının yaşlı ve hasta olmasını fırsat bilerek, satış bedelini eksik ödemek suretiyle ve aracılık eden kişilerle işbirliği içinde hileli davranışlarda bulunarak davacıyı yanılttıkları, bu nedenle davacının iradesinin sakatlandığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tespit edilen taşınmazın, davacı tarafından daha önce noterde düzenlenen zilyetliğin devri sözleşmesiyle satın alındığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Noterde düzenlenen zilyetliğin devri sözleşmesinin, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13. maddesinin (C) fıkrasının 2. bendi uyarınca, teknisyen huzurunda yapılmış muvafakat hükmünde olduğu ve davalının tapulu taşınmazı tapusuz gibi göstererek davacıyı yanılttığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından satın alınmak istenen taşınmaz ile tapuda devredilen taşınmazın farklı parseller olması sebebiyle tapu iptali ve tescil davası açılması.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının satın aldığı taşınmaz ile satın almak istediği taşınmazın farklı parseller olmasına rağmen, davacıyı yanıltmak amacıyla hareket edildiğinin ispatlanamaması ve tapu kaydının iptali için yasal koşulların oluşmaması gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın kasten yaralama suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmün temyiz incelemesinde, hüküm fıkrasında yer alan temyiz süresinin hatalı belirtilmesinin sanığın temyiz hakkını etkileyip etkilemediği.
Gerekçe ve Sonuç: Hüküm fıkrasında temyiz süresinin hatalı olarak 15 gün yazılmasının sanığı yanılttığının kabulüyle, sanığın tebliğden itibaren bir hafta içinde yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olduğu ve dosya içeriğinin de sanığın mahkumiyetini desteklediği gözetilerek yerel mahkeme hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sigortalılık koşullarını taşımayan davacının, iptale konu döneme ilişkin primleri sonradan ödemesinin, geçmişe dönük sigortalılık hakkı sağlayıp sağlamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının sigortalı olduğu inancıyla iyi niyetle prim ödemesi yaptığı ve davalı kurumun da bu primleri uzun süre kabul ederek davacıyı sigortalı saydığı, ayrıca davacının kurumu yanıltıcı herhangi bir davranışının da bulunmadığı gözetilerek, Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesindeki dürüstlük kuralı uyarınca davacının, prim ödediği döneme ilişkin sigortalı sayılması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, Bağ-Kur sigortalılık şartlarını taşımadığı 21.02.1983-17.07.1996 dönemi için, prim affından yararlanarak prim ödemiş olmasının, geçmişe yönelik Bağ-Kur sigortalılık hakkı doğurup doğurmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının sigortalılık şartlarını taşımadığı dönem için prim affından yararlanarak prim ödemesinin ve Kurum'un bu primleri kabul etmesinin, Medeni Kanun'un 2. maddesindeki dürüstlük kuralı ve davacının iyiniyetli olmaması gözetilerek, davacıya geçmişe yönelik Bağ-Kur sigortalılığı hakkı kazandırmadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.