Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yurt Dışı Borçlanması”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davacının yurt dışı borçlanması için yatırdığı paranın sahte kimlikle çekilmesi nedeniyle bankaya ve SGK'ya karşı açtığı alacak davasında, bankanın sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve SGK lehine vekalet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Bankanın, kimlik kontrolü yapma yükümlülüğünü yerine getirmediği ve sahte kimlikle yapılan çekimden sorumlu olduğu, SGK'nın ise talebi işleme koyarken herhangi bir kusurunun bulunmadığı ve davanın reddedilmesi nedeniyle lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının kısmen düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının yurt dışı borçlanmasını yaptığı tarihte yürürlükte olan yasal hükme göre yaşlılık aylığı almaya hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının yurt dışı borçlanmasını yaptığı tarihte yürürlükte olan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 60/A-b maddesindeki şartların sağlanıp sağlanmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 4759 sayılı Kanun ile 506 sayılı Kanun'da yapılan değişikliklerden sonra 3201 sayılı Kanun uyarınca yapılacak yurt dışı hizmet borçlanmalarının, yaşlılık aylığına hak kazanmada kademeli geçiş koşullarının belirlenmesinde gözetilip gözetilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Yurt dışı hizmet borçlanması yoluyla kazanılan sigortalılık süresinin, 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazanma şartlarının değerlendirilmesinde gözetilmesi gerektiği ve borçlanılan hizmetlerin ait olduğu devrede dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış ancak diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 4759 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonra 3201 sayılı Kanun uyarınca ödenen yurt dışı borçlanmalarının, 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesindeki kademeli yaşlılık aylığı geçiş hükümlerinin uygulanmasında sigortalılık süresinin hesabında dikkate alınıp alınmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun uyarınca yapılan yurt dışı hizmet borçlanmalarının, borç ödendikten sonra ait olduğu devrede değerlendirilmesi ve 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesinin uygulanmasında sigortalılık süresinin hesabında dikkate alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuş, ancak yaşlılık aylığı tahsis koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurtdışında çalışan ve 4759 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra yurt dışı borçlanması yapan sigortalının, yaşlılık aylığı bağlanma şartlarının 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesindeki kademeli geçiş hükümlerine göre mi yoksa 60/A-b maddesine göre mi belirleneceği.
Gerekçe ve Sonuç: 4759 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra dahi olsa, 3201 sayılı Kanun uyarınca yapılan yurt dışı borçlanmalarının, 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesindeki kademeli geçiş hükümlerinin uygulanmasında dikkate alınması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 3201 sayılı Kanun kapsamında yurt dışı borçlanması yapan sigortalıların yaşlılık aylığı tahsis koşullarının, borçlanmanın yapıldığı tarihte yürürlükte olan genel hükümlere göre mi yoksa 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesindeki kademeli geçiş hükümlerine göre mi belirleneceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun uyarınca yapılan yurt dışı borçlanmalarının, borcun ödendiği tarihten itibaren sigortalılık süresine dahil edilmesi ve 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesindeki kademeli geçiş hükümlerinden yararlanılmasına engel teşkil edemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Yurt dışında bulunan Türk vatandaşının yaptığı yurt dışı borçlanmasının geçerliliği ve bu borçlanmaya dayalı kısmi aylığın tam aylığa çevrilmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun'un, borçlanmanın iptal edildiği tarihte yürürlükte olan hali uyarınca yurda kesin dönüş şartının sağlanmamış olması ve borçlanma bedelinin mahsup edilerek tasfiye edilmiş olması nedeniyle borçlanmaya ve dolayısıyla kısmi aylığın tam aylığa çevrilmesi talebine geçerlilik tanınamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurtdışında çalışan bir Türk vatandaşının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığının tespiti davasında, sigortalılık başlangıç tarihinin ve borçlanılan sürelerin nasıl hesaplanacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin iç hukuk normlarından üstünlüğü gözetilerek sigortalılık başlangıç tarihinin sözleşme hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, ayrıca 3201 sayılı Kanun uyarınca yapılan yurt dışı borçlanmalarının 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesindeki kademeli geçiş hükümlerinin uygulanmasında dikkate alınması gerektiği, ancak yaşlılık aylığı tahsis koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin Özel Dairece incelenmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 3201 sayılı Kanun kapsamında yurt dışı borçlanması yapan sigortalının, yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarının hangi tarihteki mevzuata göre belirleneceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun uyarınca yapılan yurt dışı borçlanmalarının, 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesindeki kademeli geçiş hükümlerinin uygulanmasında dikkate alınması gerektiği, borçlanılan sürelerin ait olduğu devrede değerlendirilmesi gerektiği ve bu durumun sigortalılar arasında eşitsizlik yaratmaması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuş ancak, Yüksek Özel Daire'nin bozma ilamındaki diğer hususların incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.