Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Zorunlu Takip Arkadaşlığı”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte, asıl borçlu hakkında iflas ertelenmesi kararı verilmişken, ipotek veren üçüncü kişiye ait taşınmazın satılıp satılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İİK'nın 149. maddesi gereğince asıl borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu ve iflas ertelenmesi kararının bu arkadaşlığın sonucu olarak ipotek veren üçüncü kişiyi de etkileyeceği, İİK 179/b maddesi uyarınca iflas ertelenmesi kararı verildikten sonra rehinli malın satılamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İflası ertelenmiş şirketin borcu için ipotek vermiş 3. kişiye ait taşınmazın, İİK 179/b-2 maddesi kapsamında satılıp satılamayacağı ve ihalenin feshine karar verilip verilemeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: İflas erteleme kararının sadece borçlu şirkete ilişkin takipleri etkilediği, 3. kişinin ipoteğinin paraya çevrilmesi yoluyla takibin devam edebileceği ve İİK 149. maddedeki zorunlu takip arkadaşlığının bu durumu değiştirmeyeceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İpotekli taşınmazın satış ihalesinin, ipotek verene usulüne uygun icra takibi yapılmadan gerçekleştirilmesi nedeniyle feshi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: İİK'nın 149. maddesi uyarınca ipotek veren ile borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu, ipotek verene ayrıca icra takibi yapılmadan taşınmazın satış ihalesinin gerçekleştirilmesinin usule aykırı olduğu ve HMK'nın 124. maddesi uyarınca sonradan takibe dahil edilmenin mümkün olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, taşınmazı ipotekle yüklü olarak devralan üçüncü kişinin, takibe usulüne uygun dahil edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazı takip tarihinden önce ipotekle devralan üçüncü kişi hakkında ayrıca icra emri düzenlenerek ek takip talebinde bulunulması gerekirken, ek takip yapılmadan doğrudan icra emri gönderilmesi usulsüz bulunmuş ve icra emrinin iptaline karar verilmesi doğru ise de gerekçe hatalı olduğundan karar sonucu itibariyle doğru bulunarak onanmıştır. - Uyuşmazlık: İpotekli taşınmazı devreden 3. kişi aleyhine, taşınmazın devrinden sonra başlatılan icra takibinde, borçlu sıfatının devam edip etmediği ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin devam edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İpotekli taşınmazın, takip tarihinden önce devredilmesi nedeniyle, 3. kişinin borçlu sıfatının kalmadığı ve bu nedenle aleyhine icra takibinin yapılamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, takip talebinde borçlu olarak gösterilmeyen ancak sonradan ödeme emri tebliğ edilen ipotekli taşınmazın yeni maliki aleyhine davanın devam edip etmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İpotekli taşınmazı takip tarihinden önce satın alan üçüncü kişinin asıl borçlu ile birlikte takip talebinde borçlu olarak gösterilmesi ve kendisine usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmesi gerektiği, aksi halde aleyhine açılan itirazın iptali davasının yasal koşullarının oluşmayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.