Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Çalışma Sürelerinin Birleştirilmesi”
- Uyuşmazlık: Davacının çalışma sürelerinin birleştirilip birleştirilmeyeceği ve buna göre alacaklarının nasıl hesaplanacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacının çalışma sürelerinin birleştirilmesi suretiyle toplam çalışma süresi üzerinden alacaklarının hesaplanması gerektiği ve bozmaya uyularak verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mahkeme kararının gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının gerekçesinde, hüküm fıkrasıyla çelişecek şekilde davacının hizmet sürelerinin birleştirilmesi gerektiği, fazla çalışma ücreti alacağı olduğu ve dini bayramlarda çalıştığı belirtildiğinden, bu durumun karar gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturduğu gözetilerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, farklı kamu kurumlarında geçen çalışma sürelerinin yıllık ücretli izin hesabında birleştirilip birleştirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca, yıllık ücretli izin süresinin hesabında aynı bakanlığa bağlı işyerlerinde geçen sürelerin birleştirilebileceği, ancak davacının önceki çalışmasının farklı bir bakanlığa bağlı üniversitede olması sebebiyle davalı bakanlıktaki çalışmasıyla birleştirilemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının yurt dışında çalıştığı sürelerde iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı, husumet ve işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Hem Türk hukukuna hem de Rus hukukuna tabi farklı çalışma dönemlerinin bulunması, sözleşmenin sona ermesine bağlı alacak talepleri ve zamanaşımı sürelerinin belirlenmesinde çalışma dönemleri arasındaki sürenin değerlendirilmesi, dava ve ıslah tarihleri itibarıyla zamanaşımı sürelerinin dolup dolmadığı hususları gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından dava dışı işyerinde 15.02.1988 tarihinde 1 gün süreyle sigortalı olarak çalışıldığının tespiti istemiyle açılan davada, hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediği ve fiili çalışma olgusunun tespiti için mahkemece yapılan araştırmanın yeterli olup olmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: İşe giriş bildirgesinin bulunmasının tek başına fiili çalışmanın varlığı için yeterli olmadığı, hak düşürücü süre ve fiili çalışma olgusunun tespiti için işyeri kayıtları, bordro tanıkları gibi delillerin incelenmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davanın kısmi dava mı yoksa belirsiz alacak davası mı olduğu, fark ücret ve fark ikramiye alacaklarının belirsiz alacak türünde olup olmadığı ve buna göre davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, dava dilekçesinde talep ettiği her alacak için bir miktar yazıp yanına "(belirsiz)" ibaresini kullanması ve yargılama sırasında bilirkişi raporuna göre alacak miktarının artırılması talepli dilekçesinde davasının belirsiz alacak davası olduğunu açıkça belirtmesi karşısında, mahkemece davanın kısmi dava kabul edilerek karar verilmesinin hatalı olduğu, davacının, çalışma süresini, ücretini, alması gerektiğini iddia ettiği ücreti ve işveren tarafından yapılan ödemeleri belirleyebilmesi nedeniyle dava konusu alacakların belirli nitelikte olduğu ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay’ın bozma kararı sonrası ilk derece mahkemesinde yapılan yargılamada ıslah yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın bozma kararından sonra ilk derece mahkemesinde davanın, bozma kararının kapsam ve gerekçeleriyle belirlenen yön, kapsam ve sınırlar çerçevesinde sonuçlandırılması gerektiği, bozma kararına uyulmasıyla, diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak doğduğu, bozma sonrası ıslah yapılmasının bu kazanılmış hakkı ortadan kaldırabileceği, bu nedenle de 1086 sayılı HUMK’nın 84. maddesi ile getirilen bu istisnai yolun bozmadan sonraki aşamalara yaygınlaştırılamayacağı ve bu konudaki içtihatların 6100 sayılı HMK ile de değiştirilmediği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının emekli olduktan sonra 506 sayılı Kanuna tabi çalışmaları nedeniyle oluşan hizmet sürelerinin, daha önceki hizmetleriyle birleştirilip birleştirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının emekli aylığı bağlandıktan sonra 506 Sayılı Kanuna tabi çalışmaya başlaması ve bu sürelerin birleştirilmesi talebinin, 2829 sayılı Kanun'un 4. maddesi uyarınca mümkün olmadığı ve yerel mahkemenin direnme kararının usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı niteliğinde olmadığı, bozmadan esinlenerek ilk kararda tartışılıp değerlendirilmemiş yeni gerekçelere dayalı yeni bir hüküm niteliğinde olduğu gözetilerek, dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yaşlılık aylığı alan davacının, çalıştığı iddia edilen ancak Kuruma bildirilmeyen süreler için sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmasının tespiti istemli davasında hukuki yararının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yaşlılık aylığı alan sigortalının sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmasının tespiti talebinin, işçilik alacakları, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık-analık sigortasından yararlanma gibi hususlarda hukuki sonuç doğuracağı gözetilerek davacının hukuki yararının bulunduğu ve davanın esasının incelenmesi gerektiği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının fasılalı çalışmaları sonucu oluşan kıdem tazminatı alacağında, ilk çalışma dönemi için 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İlk çalışma döneminin fesihle değil de ara vermekle sona erdiği ve kıdem tazminatı hakkının doğumunun hizmet akdinin fesih tarihi olduğu gözetilerek, zamanaşımı süresinin son çalışma döneminin bitiş tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı ve bu nedenle davanın zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurt dışında farklı dönemlerde çalışan işçinin işverene karşı açtığı işçilik alacakları davasında, hangi ülke hukukunun uygulanacağı ve davaya konu alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının Türkmenistan ve Azerbaycan'daki çalışma dönemlerine ilişkin alacak taleplerinin, ilgili ülkelerin hukukunda öngörülen kısa zamanaşımı süreleri nedeniyle reddine karar verilmesi doğru bulunmuş, ancak Rusya'daki çalışma dönemine ilişkin alacaklar yönünden Türk hukukunun uygulanması gerektiği halde yanılgılı değerlendirme ile Rusya hukuku uygulanarak reddedilmesi hatalı bulunarak karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının iki ayrı dönem halinde çalıştığı işyerinden kıdem tazminatı alabilmesi için çalışma sürelerinin birleştirilip birleştirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının ilk dönem çalışmasının istifa ile sonlanması nedeniyle ikinci dönem çalışmasıyla birleştirilemeyeceği ve bu nedenle kıdem tazminatına hak kazanılamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.