Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Çifte Benzerlik”
- Uyuşmazlık: Davacı şirketin tescilli markası ile davalı şirketin marka tescil başvurusu arasında benzerlik bulunup bulunmadığı ve bu benzerliğin davalı şirketin kötü niyetine delil teşkil edip etmediği hususunda YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Markalar arasında çifte benzerlik şartının gerçekleşmediği, davacının aynı iştigal sahasında faaliyet gösterdiğinin ve kötü niyet iddiasının ispatlanamadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi’nin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalının, davacının tescilli markalarını izinsiz kullanarak haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı ve davacının maddi-manevi tazminat taleplerinin olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalının marka hakkına tecavüz ettiğine dair iddiasını ispatlayamaması ve delillerin yetersizliği gözetilerek, yerel mahkeme kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması ve Yargıtay tarafından da bu kararın onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında verilen nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde, sanıkların hukuki ilişkiye dayanan bir alacağı tahsil amacıyla hareket ettikleri iddiasının yeterince incelenip incelenmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık avukatların, tahsil cirosu ile devraldıkları senedin sahte olduğunu bilerek ve avukatlık sıfatlarının gerektirdiği özeni göstermeyerek icra takibi başlatmaları, ayrıca diğer sanıkların da senedin dayanağı olan sözleşme ve borç ilişkisine dair delil sunamamaları ve hayatın olağan akışına aykırı savunmalarda bulunmaları gözetilerek, sanıklar hakkındaki nitelikli dolandırıcılık mahkûmiyet kararının onanması, ancak usuli bir eksiklik nedeniyle sanık ... yönünden bozulması gerektiğine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine karşı yapılan itirazın incelenmesinde, suça konu senedin aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığı ve eylemin TCK'nın 211. maddesinde düzenlenen sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığı hususlarında eksik araştırma yapılıp yapılmadığı noktasında uyuşmazlık oluşmuştur.
Gerekçe ve Sonuç: Suça konu senedin sahteliğinin ilk bakışta anlaşılamayacak nitelikte olması, yasal unsurları taşıması ve icra takibine konu edilmesi, senedin aldatma kabiliyetini haiz olduğunu gösterdiğinden ve sanıklar ile katılan arasında TCK'nın 211. maddesinin uygulanmasını gerektirecek bir hukuki ilişkinin bulunmadığı anlaşıldığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sigortalının aynı döneme rastlamayan çalışmaları nedeniyle farklı iki sosyal güvenlik kurumundan yaşlılık aylığı bağlanmasının mümkün olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal güvenlik sisteminin çifte sigortalılık üzerinden birden fazla yaşlılık aylığına hak kazanılmasına olanak vermeyen yapısı ve 2829 sayılı Kanun'un aynı tarihlere rastlamayan hizmetlerin birleştirilmesi kuralı gözetilerek, davacının farklı kurumlardaki hizmetlerinin birleştirilerek tek bir yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığa isnat edilen eylemin kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığına ve buna bağlı olarak dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin hukuki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sahte dilekçelerle açtığı davalar neticesinde verilen mahkeme ve Yargıtay ilamlarının da içerik itibarıyla sahte kabul edilmesi ve bu eylemlerinin zincirleme suç oluşturması gözetilerek, sanık hakkında kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulması usul ve kanuna uygun bulunmuş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayanmaksızın 15 yaşından küçük mağdure ile cinsel ilişkiye giren sanığın, mağdurenin ruh sağlığının bozulmasından sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, mağdure ile cinsel ilişkiye girmesinin TCK 103/2’de tanımlanan nitelikli cinsel istismar suçu olduğu, mağdurenin ruh sağlığının bozulmasının ise suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hali olarak TCK 103/6’da düzenlendiği, sanığın mağdurenin ruh ve beden sağlığının bozulup bozulmayacağını öngöremeyeceğini kabul etmenin mümkün olmadığı, bu nedenle sanığın en azından taksir derecesinde kusurunun bulunduğu gözetilerek Özel Daire bozma kararındaki TCK 103/6. maddesinin uygulanamayacağına dair bozma nedeninin çıkarılmasına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayanmaksızın 15 yaşından küçük mağdureye karşı cinsel istismarda bulunan sanığın, mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmasından sorumlu olup olmadığı ve sorumlu tutulması halinde TCK'nın 103. maddesindeki değişiklikler nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, mağdurenin yaşı, kendi yaşı ve eyleminin sosyal sonuçlarını bilmesi nedeniyle mağdurenin ruh sağlığının bozulabileceğini öngörmesi gerektiği ve bu nedenle en azından taksirle hareket ettiği, ayrıca TCK'nın 103. maddesindeki değişikliklerin sanık lehine olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin sanığı TCK'nın 103/6 maddesinden cezalandırmasının hukuka uygun olduğu ve Anayasa Mahkemesinin TCK 53. madde ile ilgili iptal kararı da dikkate alınarak hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Rızası bulunan ancak 15 yaşından küçük mağdure ile cinsel ilişkiye giren sanığın, mağdurenin olay sonucu ruh sağlığının bozulmasından sorumlu tutulup tutulamayacağı ve TCK 103/6’nın uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığına dair çelişkili raporlar bulunduğundan, Adli Tıp Genel Kurulu'ndan rapor alınması gerektiği gözetilmeden eksik araştırmayla hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayanmaksızın 15 yaşından küçük mağdureye karşı cinsel istismarda bulunan sanığın, mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmadan sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 15 yaşından küçük mağdure ile cinsel ilişkiye giren sanığın, içinde bulunduğu sosyal ortam ve kişisel özellikleri itibariyle eyleminin mağdurenin ruh sağlığını bozabileceğini öngörmesi gerektiği ve bu nedenle en azından taksirle hareket ettiği gözetilerek yerel mahkemenin sanığı mağdurenin ruh sağlığının bozulmasından sorumlu tutan hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayanmaksızın 15 yaşından küçük mağdure ile ilişkiye giren sanığın, mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmadan sorumlu tutulup tutulamayacağı ve bu bozulmanın cezanın belirlenmesinde nasıl dikkate alınacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın yaşı, sosyal çevresi ve eğitim düzeyi gözetilerek mağdurenin ruh sağlığının bozulacağını öngöremeyeceği ve bu ağır neticede taksir derecesinde dahi kusurunun bulunmadığı kabul edilerek TCK’nın 103/6. maddesi kapsamında ceza artırımı yapılamayacağı, ancak ruh sağlığının bozulmasının TCK'nun 61. maddesi uyarınca cezanın bireyselleştirilmesinde dikkate alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ilişkin Özel Daire kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Çocuğun beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel istismarı suçundan verilen mahkumiyet hükmünün, mağdurun annesine yapılan tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle temyiz incelemesinin eksik olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurun annesine yapılan tebligatın usulsüz olduğu, yokluğunda verilen hükmün temyiz hakkı olanlara usulüne uygun tebliğ edilmediği hallerde temyiz süresinin başlamayacağı ve bu durumda onama veya bozma kararlarının hukuki değer ifade etmeyeceği gözetilerek, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün mağdurun annesine usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi için dosyanın Yargıtay 14. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.