Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Çocuk Yaşta Suç İşleme”
- Uyuşmazlık: Sanığın, mağdura yönelik 14 yaşından 28 yaşına kadar devam eden eylemlerinin zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu mu yoksa ayrı ayrı çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve nitelikli cinsel saldırı suçlarını mı oluşturduğu hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Nitelikli cinsel saldırı suçu ile çocukların nitelikli cinsel istismarı suçlarının, suç adlarında ayniyet bulunmasa da aynı hukuki değeri koruyan, maddi konusu değişmeyen, doğal mahiyetinde ve seyrinde bir değişiklik arz etmeyen ve ikinci suçun icrası için ilk suçu oluşturan fiillerden ayrı ve ek bir hareket gerektirmeyen suç tipleri olması ve maddi-manevi unsurları bakımından genel hatlarıyla ayniyetlerini korumaları nedeniyle aynı suç olarak kabul edilerek, sanık hakkında daha ağır olan çocukların nitelikli cinsel istismarı suçundan belirlenen cezanın TCK'nın 43/1. maddesi uyarınca artırılması gerektiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdura yönelik cinsel istismar eylemlerinin zincirleme suç hükümleri uyarınca tek bir suç olarak mı yoksa iki ayrı suç olarak mı değerlendirilmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın öz kız kardeşine yönelik eylemlerinin mağdurun yurda yerleştirilmesiyle fiilen kesintiye uğramış olsa dahi, sanığın eylemlere başlarken ortaya koyduğu genel niyet ve plan ile mağdurun yurttan döndükten sonra eylemlerin nitelikçe ağırlaşarak devam etmesi birlikte değerlendirilerek, eylemler arasında sübjektif bağ bulunduğu ve aynı suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştiği kabul edildiğinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdura yönelik eylemlerinin bir kısmının mağdur 15 yaşından küçükken, bir kısmının ise 15 yaşını doldurduktan sonra gerçekleştirilmesi nedeniyle, bu eylemlerin zincirleme suç kapsamında tek bir çocuğun cinsel istismarı suçu olarak mı yoksa ayrı ayrı çocuğun cinsel istismarı ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçları olarak mı değerlendirilmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun cinsel istismarı suçu ile reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun, hukuki konuları aynı olmakla birlikte muhakeme şartları ve maddi unsurları bakımından farklılıklar içermesi, birbirlerinin daha ağır veya daha hafif cezayı gerektiren nitelikli halleri olarak kabul edilemeyecekleri ve TCK’nın 43. maddesi anlamında "aynı suç" kapsamında değerlendirilemeyecekleri gözetilerek, sanığın mağdur 15 yaşını tamamlamadan önceki eylemleri nedeniyle çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 15 yaşını tamamladıktan sonraki eylemleri nedeniyle ise reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Suça sürüklenen çocuk hakkında TCK'nın 81/1-h ve 31/3. maddesi uygulaması sırasında hapis cezasının 24 yıl olarak tayin edilmesinin isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suça sürüklenen çocuğun 16 yaşından küçük olması ve TCK'nın 31/3. maddesi gereğince yaşı ile orantılı ceza tayin edilmesi gerekirken, mahkemece hapis cezasının üst sınırdan 24 yıl olarak belirlenmesinin orantılı olmayışı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 18 yaşından küçük bir çocuğun taksirle yaralama suçunun mağduru olduğu olayda, çocuğun adının, soyadının ve fotoğrafının gazetede yayınlanmasının 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 21/c maddesinde düzenlenen "kimliğin açıklanmaması" suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 21/c maddesinin, 18 yaşından küçüklerin fail veya mağdur oldukları suçlarla ilgili haberlerde kimliklerinin açıklanmasını mutlak olarak yasakladığı, bu yasağın çocuğun yüksek yararı ve kişilik haklarının korunması amacıyla getirildiği, basın özgürlüğünün bu konuda Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınan çocuk hakları karşısında sınırlandırılması gerektiği, haberde kamu yararı bulunmasının dahi suçu ortadan kaldırmayacağı gözetilerek yerel mahkemenin mahkumiyet kararını bozan Özel Daire kararının kaldırılmasına ve mahkumiyet kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuk maktulün öldürülmesi olayında sanık ve suça sürüklenen çocukların cezalandırılmalarına ilişkin hükümlerin temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay'ın önceki bozma kararına rağmen yerel mahkemenin bazı hususları yeniden değerlendirmemesi ve suça sürüklenen çocuklar hakkında fazla ceza tayin etmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, yerel mahkemenin önceki bozma kararında belirtilen hususlara uygun hüküm kurmadığı, suça sürüklenen çocuklar hakkında 5237 sayılı Kanun'un 31/3. maddesini yanlış uygulayarak fazla ceza tayin ettiği gerekçesiyle, bazı hükümleri onarken, suça sürüklenen çocuklar hakkındaki hükümleri kısmen bozmuş, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususu kendisi düzelterek onamıştır. - Uyuşmazlık: Suça sürüklenen çocuklar ve bir sanığın katılanlara yönelik ateşli silah kullanımı sonucu oluşan yaralama eylemlerinin niteliği, iştirak derecesi ve bu eylemlerden dolayı verilen beraat ve mahkumiyet kararlarının hukuka uygunluğu uyuşmazlığa konu olmuştur.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın suça sürüklenen çocukları olay yerine götürüp kaçırarak suçun işlenmesini kolaylaştırdığı ve katılanlardan birine yönelik de suçun unsurlarının oluştuğu gözetilerek, sanık hakkında asli fail yerine yardım eden sıfatıyla ceza verilmesi ve katılana yönelik eylemden de mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğinden, yerel mahkeme kararının kısmen bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Suça sürüklenen çocuğun, kasten öldürme suçuna iştirak derecesinin tespiti ve buna bağlı olarak uygulanacak cezanın belirlenmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suça sürüklenen çocuğun fiil üzerinde ortak hakimiyeti bulunmadığı, eylemde kullanılan bıçağın diğer sanık tarafından kullanıldığı ve suça sürüklenen çocuğun eyleme katılımının suça yardım düzeyinde kaldığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında verilen tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardım hükmünde, olası kast hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların suça sürüklenen çocuğa suç aleti temin etme, kullanımını gösterme ve olay yerine götürme suretiyle suça bilerek ve isteyerek yardım ettikleri, dolayısıyla eylemlerinin olası kast değil doğrudan kast kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanıklar hakkında TCK'nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurenin 15 yaşından küçük olduğunun anlaşılması, sahte kimlik taşıyor olsa dahi sanıkların mağdurenin yaşı konusunda dikkatli davranmaları gerektiği ve sanıkların mağdurenin küçük yaşta olduğunu bilmeleri gerektiği gözetilerek TCK'nın 30. maddesindeki hata hükmünün uygulanamayacağına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin kasten öldürme suçunu mu yoksa intihara yönlendirme suçunu mu oluşturduğu ve kasten öldürme suçu olması halinde olası kastın uygulanıp uygulanamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, intihar etmek isteyen maktulü de öldürmek amacıyla sevk ve idaresindeki aracı nehre sürmesinin ve suda boğulmanın kaçınılmaz oluşunun doğrudan kastı gerektirdiği, maktulün rızasının hukuka aykırı fiile geçerli rıza sayılamayacağı ve olay yerinde keşif yapılmamasının sonuca etkili olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.