Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Öngörülebilirlik”
- Uyuşmazlık: İlk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi üzerine hükmün lehe bozulması ve bozma kararının kendisine sirayet etmesi durumunda, yeniden kurulan hükmü temyiz etme hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: CMUK m. 325 ve CMK m. 306’da düzenlenen bozmanın sirayeti kurumunun amacının, temyiz etmeyen sanığın temyiz eden sanıktan daha ağır bir ceza ile cezalandırılmaları adaletsizliğini gidermek, yani sadece bozma kararının sonucundan yararlandırmak olduğu, aksi halde usul hukukundaki temyiz ve itiraz sürelerinin öngörülebilirlik amacıyla bağdaşmayacağı ve kesinleşme sürecinin öngörülebilirliğini ortadan kaldıracağı gözetilerek, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın bozma sonrası kurulan yeni hükmü temyiz etme hakkı olmadığına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı Bakanlığın olumlu yetki tespit yazısının iptali istemine ilişkin yetki tespitine itiraz davasında, farklı işkollarında faaliyet gösteren işyerlerinin yetki tespiti bakımından tek işyeri olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri gereğince uyuşmazlığın yetki tespiti başvurusu tarihindeki şartlara göre değerlendirilmesi ve başvuru tarihinde farklı iş kollarında kayıtlı işyerlerinin tek işyeri gibi kabulünün mümkün olmadığı gözetilerek, davacı işverenin farklı iş kolundaki işyerinin de yetki tespitinde dikkate alınması gerektiği yönündeki itirazının reddiyle, davanın reddine dair istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İşyerinde toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili sendikanın tespiti amacıyla açılan yetki tespiti davasında, farklı iş kolunda kayıtlı işyerinin de yetki tespitine dahil edilip edilmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Farklı iş kolunda kayıtlı işyerinin yetki tespitine dahil edilmesi talebinin, 6356 sayılı Kanun'un 5. maddesi uyarınca işkolu itirazı niteliğinde olduğu ve mevcut yetki uyuşmazlığında dikkate alınamayacağı, ayrıca hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri gereğince uyuşmazlığın yetki tespiti başvuru tarihindeki duruma göre değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma suçunda, aracı ehliyetsiz kişiye kullandıran sanığın eylemi ile netice arasında nedensellik bağının bulunup bulunmadığı ve sanığın kusurlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, ticari taksi şoförü olmasına rağmen ehliyetsiz ve yeterli tecrübesi olmadığını bildiği kişiye aracı kullandırmasının dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olduğu, bu taksirli davranışı ile netice arasında nedensellik bağı bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayanmaksızın 15 yaşından küçük mağdure ile ilişkiye giren sanığın, mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmadan sorumlu tutulup tutulamayacağı ve bu bozulmanın cezanın belirlenmesinde nasıl dikkate alınacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın yaşı, sosyal çevresi ve eğitim düzeyi gözetilerek mağdurenin ruh sağlığının bozulacağını öngöremeyeceği ve bu ağır neticede taksir derecesinde dahi kusurunun bulunmadığı kabul edilerek TCK’nın 103/6. maddesi kapsamında ceza artırımı yapılamayacağı, ancak ruh sağlığının bozulmasının TCK'nun 61. maddesi uyarınca cezanın bireyselleştirilmesinde dikkate alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ilişkin Özel Daire kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Taksirle yaralanan hastanın taburcu edilmesinden sonra ölmesi üzerine, doktorların taksirle ölüme neden olma veya görevi ihmal suçundan sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Genel beden travmasına maruz kalan hastanın doktorlar tarafından erken taburcu edilmesinin tıp kurallarına aykırı bir ihmal teşkil etmesine rağmen, ölümün öngörülemez ve engellenemez bir komplikasyon (akciğer embolisi) sonucu meydana geldiğinin ve bu ihmal ile ölüm arasında nedensellik bağının bulunmadığının tespit edilmesi gözetilerek, sanıkların görevi ihmal suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi gerekirken beraatlerine hükmedilmesi isabetsiz bulunarak bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayanmaksızın 15 yaşından küçük mağdure ile cinsel ilişkiye giren sanığın, mağdurenin ruh sağlığının bozulmasından sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, mağdure ile cinsel ilişkiye girmesinin TCK 103/2’de tanımlanan nitelikli cinsel istismar suçu olduğu, mağdurenin ruh sağlığının bozulmasının ise suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hali olarak TCK 103/6’da düzenlendiği, sanığın mağdurenin ruh ve beden sağlığının bozulup bozulmayacağını öngöremeyeceğini kabul etmenin mümkün olmadığı, bu nedenle sanığın en azından taksir derecesinde kusurunun bulunduğu gözetilerek Özel Daire bozma kararındaki TCK 103/6. maddesinin uygulanamayacağına dair bozma nedeninin çıkarılmasına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayanmaksızın 15 yaşından küçük mağdureye karşı cinsel istismarda bulunan sanığın, mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmasından sorumlu olup olmadığı ve sorumlu tutulması halinde TCK'nın 103. maddesindeki değişiklikler nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, mağdurenin yaşı, kendi yaşı ve eyleminin sosyal sonuçlarını bilmesi nedeniyle mağdurenin ruh sağlığının bozulabileceğini öngörmesi gerektiği ve bu nedenle en azından taksirle hareket ettiği, ayrıca TCK'nın 103. maddesindeki değişikliklerin sanık lehine olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin sanığı TCK'nın 103/6 maddesinden cezalandırmasının hukuka uygun olduğu ve Anayasa Mahkemesinin TCK 53. madde ile ilgili iptal kararı da dikkate alınarak hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayanmaksızın 15 yaşından küçük mağdureye karşı cinsel istismarda bulunan sanığın, mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmadan sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 15 yaşından küçük mağdure ile cinsel ilişkiye giren sanığın, içinde bulunduğu sosyal ortam ve kişisel özellikleri itibariyle eyleminin mağdurenin ruh sağlığını bozabileceğini öngörmesi gerektiği ve bu nedenle en azından taksirle hareket ettiği gözetilerek yerel mahkemenin sanığı mağdurenin ruh sağlığının bozulmasından sorumlu tutan hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayanmaksızın 15 yaşından küçük mağdureye karşı cinsel davranışlarda bulunan sanığın, mağdurenin ruh sağlığının bozulmasından sorumlu tutulup tutulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın yaşı, eğitim düzeyi, sosyal çevresi ve mağdure ile arasındaki yaş farkı gibi kişisel özellikleri göz önüne alındığında, eyleminin mağdurenin ruh sağlığını bozabileceğini öngöremeyeceği ve bu ağır neticede taksirli dahi sorumluluğunun bulunmadığı değerlendirilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ilişkin Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuğun cinsel istismarı suçunda, mağdurun ruh sağlığının bozulması halinin netice sebebiyle ağırlaşmış suç hükümlerine göre değerlendirilmesi ve sonradan yapılan kanun değişikliğinin sanıkların hukuki durumuna etkisinin olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların eylemleri sonucunda mağdurda oluşan ruh sağlığı bozukluğunun öngörülebilir olduğu ve bu nedenle sanıkların taksirle hareket ettikleri, ayrıca TCK'nın 103. maddesinde 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin sanıkların lehlerine olabileceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdureye karşı işlediği cinsel saldırı eylemi sonucu mağdurun ruh sağlığının bozulması nedeniyle TCK’nın 102/5. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı ve 6545 sayılı Kanun'la TCK'nın 102. maddesinde yapılan değişikliklerin sanığın hukuki durumunu etkileyip etkilemediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin gerçekleştiği sosyal ortam ve kişisel özellikleri dikkate alındığında, eylemin mağdurun ruh sağlığını bozabileceğini öngörebileceği ve bu nedenle TCK’nın 102/5. maddesinin uygulanabileceği, ayrıca 6545 sayılı Kanun ile TCK’nın 102. maddesinde yapılan değişikliklerin sanığın hukuki durumunu etkilediği gözetilerek Özel Daire bozma kararından 102/5. maddenin uygulanamayacağına ilişkin kısmın çıkarılmasına ve 6545 sayılı Kanun değişikliğinin değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.