Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Özel Hükmün Üstünlüğü”
- Uyuşmazlık: Fazla çalışma ücreti alacağının hesabında 4857 sayılı İş Kanunu'nun mu yoksa 854 sayılı Deniz İş Kanunu'nun mu uygulanacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz taşıma işi dışında kalan diğer deniz işlerinde 854 sayılı Deniz İş Kanunu'nun özel kanun hükmü olması ve özel hükmün üstünlüğü ilkesi gözetilerek, fazla çalışma ücreti hesabında 854 sayılı Kanun'un 28. maddesindeki %25 zam oranının uygulanması gerektiği değerlendirilerek direnme kararı onanmış ve dosyanın Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Fazla mesai ücretinin hesaplanmasında 854 sayılı Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesindeki %25 zam oranının mı yoksa 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesindeki %50 zam oranının mı uygulanacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz taşıma işi olmamakla birlikte, diğer deniz işleri kapsamında olan işlerde özel hükmün üstünlüğü ilkesi gereğince 854 sayılı Deniz İş Kanunu'nun uygulanması gerektiği, somut olayda da 854 sayılı Kanun'un uygulanma şartlarının mevcut olduğu gözetilerek, fazla çalışma ücreti hesabında 854 sayılı Kanun'un 28. maddesindeki %25 zam oranının uygulanması gerektiğine dair direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İstihbari bilgi üzerine yakalanan ve üst aramasında uyuşturucu madde bulunan sanığa yönelik arama işleminin hukuka uygun olup olmadığı ve bu bağlamda eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, uyuşturucu madde satışı yapılacağı ihbar edilen yerde bulunması, görevlileri fark edince kaçması ve yakalandığında yapılan üst yoklamasında uyuşturucu madde ele geçirilmesi nedeniyle suçüstü halinin oluştuğu, kolluk görevlilerinin suç delillerinin kaybolmasını önlemek için derhal gerekli tedbirleri almak zorunda olduğu, bu kapsamda yapılan aramanın hukuka uygun olduğu ve eksik araştırmaya dayanmadığı gözetilerek Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve hükmün esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararında belirlenen denetim süresi içinde işlendiği iddia edilen suçun, denetim süresi sona erdikten sonra işlendiğinin anlaşılması üzerine, bozma sonrası davanın düşmesine Yargıtay Özel Dairesi tarafından mı yoksa yerel mahkeme tarafından mı karar verileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: HAGB kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Çocuk Koruma Kanunu’na göre denetim süresinin üç yıl olarak belirlenmesi gerektiği, sanığın bu süre içerisinde kasıtlı suç işlemediğinin adli sicil kaydı ile sabit olması ve davanın düşmesi kararının da cezanın kaldırılması sonucunu doğurması nedeniyle adil yargılanma hakkı ve makul sürede yargılanma ilkeleri gözetilerek CMK m.309/4-d bendi uyarınca, davanın düşmesine Yargıtay Özel Dairesi tarafından karar verilmesi gerekirken, yerel mahkemeye gönderilmesi isabetsiz görülerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve Özel Daire kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Sanık hakkında aynı eylem nedeniyle daha önce mahkûmiyet kararı verilmişken, aynı eylemden dolayı açılan ikinci davada verilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kanun yararına bozma yoluyla incelenip incelenemeyeceği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının bozulması halinde davanın reddine karar verilmesinin Özel Dairece mi yoksa yerel mahkemece mi yapılacağı ve Özel Daire kararındaki "müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına" ibaresinin kararda yer alıp almaması gerektiği hususları uyuşmazlık konusudur.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın da kesin hüküm niteliğinde hukuki sonuçlar doğurduğu, bu nedenle kanun yararına bozma yoluyla incelenebileceği, aynı fiilden dolayı daha önce mahkûmiyet kararı bulunduğundan ikinci davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davanın reddinin cezanın kaldırılması sonucunu doğurması sebebiyle bu kararın Özel Daire tarafından verileceği ve Özel Dairece davanın reddine karar verildiğinden yerel mahkemede yapılacak bir işlem kalmadığı için "müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına" ibaresinin Özel Daire kararından çıkarılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İnceleme dışı bir sanığın temyizi üzerine bozma kararı verilip, bu bozmanın diğer sanıklara sirayet etmesi sonucu oluşan ikinci hükme karşı, ilk hükmü temyiz etmeyen sanıkların temyiz hakkının olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sirayet kurumunun amacının adaletsizliği gidermek olduğu, ancak kanun koyucunun sirayet sonrası oluşan hükümlerin temyiz edilebilirliğine ilişkin açık bir düzenleme yapmadığı, aksine yorumun usul güvenliği ilkesine aykırı olacağı ve CMK m. 306'nın yorumundan, ilk hükmü temyiz etmeyen sanıkların sirayet sonrası oluşan ikinci hükmü temyiz hakkının olmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmiş ve sanıkların temyiz talepleri reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın örgüt mensubu olduğu belirtilen eski HSYK üyelerinin talebi ve desteğiyle Yargıtay üyesi olarak seçildiği, örgüt mensubu olmayan Yargıtay üyelerinin katıldığı toplantılara çağrılmadığı, örgütsel mahiyetteki sohbetlere katıldığı, bu şekilde örgütün yargısal mekanizmaları ele geçirme faaliyetleri kapsamında Yargıtay üyeliğine yerleştirildiği ve örgütsel amaçların gerçekleştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin mahkumiyet hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına rağmen aynı fiilden dolayı sanık hakkında açılan ikinci davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulup hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının kanun yararına bozma yoluyla bozulup bozulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında bir takım hukuki sonuçlar doğurduğu ve bu kararın kesinleşmesi halinde kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceği gözetilerek Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmişken, sanık hakkındaki şikayetten vazgeçilmesi sebebiyle davanın düşürülmesi gerekirken mahkumiyet hükmü verilmesi nedeniyle oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının da kesin hüküm niteliğinde bazı hukuki sonuçlar doğurduğu, bu nedenle şikayetten vazgeçilmesi halinde davanın düşürülmesi gerektiği gözetilerek Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına rağmen aynı sanık hakkında aynı fiilden dolayı verilen mahkûmiyet hükmünün kanun yararına bozma yoluyla denetlenip denetlenemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, sanık hakkında bir takım hukuki sonuçlar doğurduğu ve kesin hüküm niteliğinde olduğu gözetilerek; CMK m.309/4-d bendindeki "hükümlü" kavramının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş kişileri de kapsadığı ve bu kararların kanun yararına bozma yoluyla denetlenebileceği gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek, Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Belediye ile Hazine Müsteşarlığı arasında imzalanan borç yapılandırma protokolünün uyarlanması talebi üzerine görevli mahkemenin adli yargı mı yoksa idari yargı mı olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Borç yapılandırma protokolünün dayanağı olan 4749 sayılı Kanun ve protokol hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, protokolde idareye üstünlük ve kamu gücüne dayalı yetkiler tanındığı, dolayısıyla sözleşmenin idari sözleşme niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.