Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ürün Satış Fiyatı”
- Uyuşmazlık: Davalı tarafından davacıya gönderilen kâr marjına ilişkin faturalarda, kâr marjı paylaşımının taraflar arasında imzalanan protokole aykırı olduğunun anlaşılması karşısında, davacının sözleşme süresince bu faturaları itiraz etmeden ve ihtirazi kayıt ileri sürmeden ticari defterlerine kaydetmesinin, davacı tarafından anılan protokolün tadili ya da fatura içeriğinin benimsendiği anlamına gelip gelmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Fatura, sözleşmenin ifasına ilişkin bir belge olup taraflar arasındaki sözleşmeyi değiştirecek nitelikte olmadığı ve kâr marjının nasıl hesaplandığına dair verilerin faturada yer almaması nedeniyle davacının faturaları kontrol etme imkânının bulunmadığı gözetilerek, davacının faturaları itirazsız kabulünün protokolün tadili veya fatura içeriğinin benimsenmesi anlamına gelmeyeceği, bu nedenle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İnternet üzerinden satılan bir ürünün fiyatının hatalı girilmesi nedeniyle oluşan uyuşmazlıkta, tüketici hakem heyeti kararının iptali talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının kanun yararına bozulması talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Ürünün gerçek satış bedeli ile internet sitesinde görünen satış bedeli arasında önemli bir fark bulunması nedeniyle, satıcının sözleşmenin kurucu unsurlarından olan bedel konusunda esaslı bir yanılmaya düştüğü gözetilerek, yerel mahkeme kararının Türk Borçlar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespitinde, bilirkişi raporunda kullanılan ürün satış fiyatları yerine, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün verilerinin kullanılması gerektiği hususunda direnme kararı verilmesi üzerine, direnme kararının temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporlarında, münavebeye alınan ürünlerin değerlendirme yılı hasat dönemi satış fiyatlarının tespitinde, resmî kurum olan İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin esas alınması gerektiği, diğer resmî kurum veya kooperatif verilerinin esas alınamayacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespitinde, bilirkişi raporunda yer alan münavebe ürünlerinin satış fiyatları yerine İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün verilerinin kullanılması gerektiği hususunda yerel mahkemenin direnme kararına karşı yapılan temyiz başvurusu.
Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırma bedelinin tespitinde, taşınmazın verim ve satış fiyatları hususunda İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün verilerinin esas alınması gerektiği, bilirkişi raporunda bu veriler mevcutken diğer kurum verilerinin kullanılamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespitinde, bilirkişi raporunda yer alan münavebe ürünlerinin satış fiyatlarının hangi resmi kurum verilerine dayandırılacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda münavebe ürünlerinin satış fiyatlarının tespitinde, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Çukobirlik Kooperatifi verileri yerine İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün 2012 yılı hasat dönemi ortalama toptan satış fiyatları esas alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı ile davalı işveren arasındaki hukuki ilişkinin, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 8. maddesinde tanımlanan kapıdan satış sözleşmesi mi, yoksa 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 313-354. maddeleri arasında düzenlenen hizmet akdi mi olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, çalışma koşul ve süresini kendisinin belirlediği, davalı işverenin emir, talimat, denetimi ve gözetimi altında çalışmadığı, gelir elde edip etmemesinin tamamen kendi performansına bağlı olduğu, dolayısıyla taraflar arasında iş sözleşmesini karakterize eden bağımlılık unsurunun bulunmadığı ve ticari faaliyet risklerinin davacıya ait olduğu değerlendirilerek, yerel mahkemenin davacı ile davalı arasındaki ilişkiyi satış sözleşmesi kaynaklı olarak kabul eden direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı ile davalı işveren arasındaki hukuki ilişkinin, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 8. maddesinde tanımlanan kapıdan satış sözleşmesi mi yoksa 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 313-354. maddeleri arasında düzenlenen hizmet akdi mi olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının çalışma koşul ve süresini kendisinin belirlediği, davalı işverenin emir, talimat, denetimi ve gözetimi altında çalışmasının söz konusu olmadığı, gelir elde edip etmemesinin tamamen davacının kişisel beceri ve tercihlerine bağlı olduğu, taraflar arasındaki hukuki ilişkide iş sözleşmesini karakterize eden bağımlılık unsurunun mevcut olmadığı ve ticari faaliyet risklerinin davacıya ait olduğu gözetilerek, davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin ürettiği ve davacının tescilli markasıyla benzerlik gösteren ürünlerin Türkiye'ye kaçak yollarla sokulup sokulmadığı ve davacının maddi zararının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin fuarda ürünlerini sergilemiş ancak satış yapmamış olması ve Türkiye'ye kaçak yollarla ürün soktuğuna dair delil bulunmaması, davacının maddi zararının oluşmadığının kabulünü gerektirmiş ve bu nedenle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Rödovans sözleşmesine dayalı alacak davasında, hesaplanacak rödovans bedelinin tespitinde kullanılacak satış bedelinin ne olması gerektiği hususundaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda satış bedelinin tespiti için davalının ticari defter ve kayıtları ile satış faturalarının incelenmediği, dava konusu dönemlere ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığının değerlendirilmediği, satış bedellerinin ticari hacme uygunluğunun araştırılmadığı, bu nedenle raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı ve yeniden bilirkişi incelemesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tesciline ilişkin davada, bedelin belirlenmesi yöntemi, uygulanan kapitalizasyon ve objektif değer artış oranları ile değer azalışı oranının ve gecikme faizinin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza uygulanan gelir yöntemi, kapitalizasyon faiz oranı, objektif değer artış oranı ve değer azalışı oranının uygun olduğu, gecikme faizi uygulamasında ise Anayasa Mahkemesinin iptal kararının geriye yürümeyeceği ilkesi gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı idarelerce taşınmazlara çadır kent kurulması nedeniyle davacının uğradığı zararın tespiti ve tazmini davasında, zararın hesaplanmasında üretim giderlerinin indirilmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının ekim yapamaması nedeniyle uğradığı zararın hesaplanmasında satış fiyatından üretim giderlerinin düşüldüğünün anlaşılması karşısında, direnme kararı usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, idarenin taşkınlar nedeniyle arazilerinin sular altında kalmasıyla oluşan zarardan sorumlu tutulduğu ve kamulaştırmasız el atma bedeli ile ecrimisil talep edildiği davada, gelir metodu ile belirlenen bedelin doğru olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda gelir hesabında kullanılan ürün satış fiyatlarının resmi verilerle çelişkili ve gerekçesiz olarak daha yüksek belirlendiği gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.