Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İçtihadı Birleştirme Kararı”
- Uyuşmazlık: Paylı mülkiyetteki bir taşınmazın paydaş olmayan akrabasına satış yoluyla devredilen payda, diğer paydaşların açtığı önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil davasında, 27.03.1957 tarihli 12/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nın uygulanabilmesi için payı devreden ile devralan arasında mirasçılık ilişkisinin bulunmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Paylı mülkiyetteki payın devri satış yoluyla yapıldığı hallerde, payı devralan kişinin payı devredenin akrabası olması halinde, 27.03.1957 tarihli 12/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nın uygulanabilmesi için payı devreden ile devralan arasında doğrudan mirasçılık ilişkisinin aranmasının gerekmediği, ancak temlikin hibe veya miras hukukuyla ilgili amaçlarla yapıldığının kanıtlanması gerektiği gözetilerek, direnme kararının onanmasına ve dosyanın diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay’ın bozma ilamına uyan mahkemece verilen karardan sonra davacının ıslah yoluna başvurup başvuramayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 84. maddesi ve 4.02.1948 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı birlikte değerlendirildiğinde, davacıların maddi tazminat istemleri hakkında yerel mahkemece ilk karar öncesinde usulün öngördüğü şekilde bir tahkikat yapılmadığı ve bu konuda bir hüküm kurulmadığı, tahkikatın bozma sonrası yapıldığı gözetilerek bozma sonrası ıslah yoluna başvurulabileceğine ve yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mahkemenin yetkisizlik kararının bozulmasının ardından yapılan yargılamada, davacının ıslah dilekçesindeki taleplerin dikkate alınıp alınmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Yetkisizlik kararının bozulması üzerine ilk derece mahkemesinin ilk defa tahkikata geçtiği aşamada yapılan ıslahın HMK’nın 177/1. maddesinde düzenlenen ıslah yapma zamanına uygun olduğu, bu nedenle davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki taleplerinin de dikkate alınarak verilen kararın usul hükümlerine uygun olduğu ve İçtihadı Birleştirme kararına aykırı olmadığı gözetilerek direnme kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür. - Uyuşmazlık: Merci tayini yoluyla görevli olduğu belirlenen mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesi sırasında görev hususunun tekrar irdelenmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 10.06.1942 gün ve 26-16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nın halen geçerliliğini koruması ve değiştirilmesi için haklı ve güçlü bir gerekçe bulunmaması, ayrıca görev uyuşmazlığının daha önce Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından kesin olarak çözümlenmiş olması gözetilerek, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin bozma kararının kaldırılmasına ve hükmün esasının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 15. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Vekalet ücretine ilişkin açılan ek davada, asıl davadan sonra tesis edilen ve karşı tarafın avukatın akdi vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağına dair Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi dava ile kesin hüküm oluşturan önceki davada, davalıların avukatın vekalet ücretinden sorumlu olduğu tespit edilmiş olup, sonradan tesis edilen içtihadı birleştirme kararının kesin hükmün sonuçlarını ortadan kaldırmayacağı gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu devrinden sonra düzenlenen belgenin inanç sözleşmesi olarak kabul edilip edilemeyeceği ve davada ispat aracı olarak kullanılıp kullanılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İnanç sözleşmelerinin yazılı olması gerektiği, ancak belgenin tapu devrinden önce veya sonra düzenlenmesi koşulunun 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda yer almadığı, aksine bir yorumun İçtihadı Birleştirme Kararı'nın kapsamını genişletmek anlamına geleceği ve taraf iradesinin esas alınması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Paylı mülkiyette, paydaşlardan birinin payını akrabaya devretmesi halinde, şeklen satış sözleşmesi düzenlense dahi, gerçekte hibe veya miras hukukuna dayalı bir amaçla devrin yapıldığı iddiasında, 20.03.1957 tarihli 1956/12-1957/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, diğer paydaşların önalım hakkının kullanılıp kullanılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Paylı mülkiyette, hissenin devralan kişinin, devredenin akrabalarından olması halinde, şeklen satış sözleşmesi yapılsa bile, asıl amacın hibe veya miras hukukuna dayalı bir devir olup olmadığının her türlü delille ispatlanabileceği ve bu durumda, diğer paydaşların önalım hakkını kullanamayacakları gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Terekesi Medeni Kanun'un yürürlüğe girmesinden önceki hükümlere tabi olan mirasbırakanın mirasçıları arasında, miras konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğin kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın ölümü Medeni Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce gerçekleştiği ve mirasçılık ilişkisinin devam ettiği, dolayısıyla mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımı hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.