Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İİK m. 40”
- Uyuşmazlık: İlamsız takipte, borçlunun yaptığı ödemelerin, itirazın kaldırılması davasının istinafta reddi üzerine İİK m. 40/2 uyarınca iadesi talebinin reddi üzerine yapılan şikayetin reddinin hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: İlamsız takipte itirazın kaldırılması davasının istinafta reddi halinde İİK m. 40'ın uygulanamayacağı, aslolan takibin başlangıçtaki türü olduğu ve bu takip türünde İİK m. 40’ın uygulama alanı olmadığı gözetilerek, mahkemenin şikayeti reddeden kararı, sonucu itibariyle doğru bulunarak onanmıştır. - Uyuşmazlık: İlamlı icra takibine dayanak ilamın bozulması ve borçlunun borcu olmadığının kesinleşmesi üzerine, İİK’nın 40/2 maddesi uyarınca tahsil edilen paranın iadesinde, muhtıranın alacaklıya tebliğinden itibaren yasal faiz mi yoksa tahsil tarihinden itibaren avans faizi mi uygulanacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İİK'nın 40/2. maddesi gereğince, icra edilen ilamın bozulması ve borçlu olmadığının kesinleşmesi halinde icranın eski hale iade edileceği, alacaklının iade yükümlülüğünün muhtıra tebliği ile başlayacağı ve temerrüdünün de bu tarihten itibaren gerçekleşeceği, bu nedenle yasal faizin muhtıra tebliğ tarihinden itibaren işleyeceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davasının istinafta reddi üzerine, davalı vekiline ödenen karşı vekalet ücretinin iadesi için açılan itirazın iptali davasının reddine dair verilen hükmün kanun yararına bozulması talebinin incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Karşı vekalet ücretinin icra yoluyla değil, haricen ödendiği ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava açıldığı, bu nedenle İİK m. 40'ın uygulanamayacağı ve yerel mahkemenin davayı kabul kararı usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma talebi reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşmeden icraya konulan ve ödenen bir ilamın, Yargıtay'ca bozulması ve davanın reddine karar verilmesinin ardından, davacının icra dosyasına yaptığı ödemenin faiziyle birlikte iadesi talebiyle açtığı davanın hukuki yarar sorunu.
Gerekçe ve Sonuç: İİK'nın 40. maddesi uyarınca icranın iadesi mümkün olsa da, ödenen paranın kullanılamadığı süreye ilişkin faiz talebinin İİK'nın 40. maddesi kapsamında olmadığı ve ayrı bir dava konusu oluşturduğu, dolayısıyla davacının hukuki yararının bulunduğu gözetilerek, bölge adliye mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlamlı icra takibine dayanak menfi tespit (istirdat) ilamının kesinleşmeden icra takibine konu edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasına ilişkin ilamların, İİK'nın 72/5. maddesi gereğince icranın eski hale getirilmesi için kesinleşmesi gerektiği ve ilamın fer'ileri de aynı kurala tabi olduğundan, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yedieminlik ücretine dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasında görevli mahkemenin genel mahkeme mi yoksa icra mahkemesi mi olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yedieminlik ücreti alacağının İİK'nın 95. maddesinde düzenlenmesi ve itirazın iptali davalarına genel mahkemelerin bakması gözetilerek, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu ve direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle direnme kararı onanmış, ancak dosyanın esas incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sermaye şirketinin iflasını istememe suçunda, 6763 sayılı Kanun ile değişik CMK'nın 253 ve 254. maddelerinde düzenlenen uzlaştırma hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 6763 sayılı Kanun ile CMK'nın 253. maddesinde yapılan değişiklikle "etkin pişmanlık" ibaresinin çıkarılması sonucu İİK m. 345/a'da düzenlenen ve takibi şikayete bağlı olan "sermaye şirketinin iflasını istememe" suçunun da artık uzlaştırma kapsamına girdiği, uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmada öncelikle uygulanması gereken bir kurum olduğu ve İİK m. 354'teki özel etkin pişmanlık hükmünün yerini almadığı gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tasarrufun iptali davasında, İİK m. 277 vd. maddeleri ile BK m. 179, 180 ve 110. maddelerine dayalı taleplerin birlikte görülüp görülemeyeceği, borçlu ile üçüncü kişi arasında iptal davasına konu olabilecek bir tasarruf işleminin bulunup bulunmadığı, bulunması halinde davanın konusuz kalıp kalmadığı, bekletici mesele ve yargılama giderlerinin belirlenmesi hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının talepleri arasında terdit bulunmadığı, somut uyuşmazlığın niteliği, BK’nın 110, 179 ve 180. maddeleri kapsamındaki taleplerin İİK m. 280/3’deki iptal sebepleri bakımından birlikte değerlendirilmesi gerektiği, taleplerden birine ilişkin verilecek kararın diğerini doğrudan etkileyeceği, bu sebeple davacının taleplerinin bir bütün olarak ele alınarak çözülmesinin usul ekonomisine uygun olduğu, ayrıca dosya kapsamında icra iflas hukuku anlamında iptale konu edilebilecek bir devir veya tasarruf işleminin bulunmadığı gözetilerek direnme kararı onanmış, davacı vekilinin direnme kapsamı dışında kalan ve Özel Dairece incelenmeyen temyiz itirazlarının değerlendirilmesi için dosya Yargıtay’a gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Konkordato hakkında verilen tasdik kararına karşı istinaf yoluna başvurabilmek için, İİK m. 304/1 uyarınca tasdik duruşmasından önce alacaklının yazılı olarak itirazda bulunmasının gerekli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İİK m. 308/a'da kanun yoluna başvurma hakkı tanınan "itiraz eden alacaklı" deyiminden, tasdik duruşmasından önce itirazlarını bildiren alacaklının kastedildiği, konkordato sürecinin şekli yapısı gereği işlemlerin hızlıca tamamlanması gerektiği ve kanunda öngörülmeyen bir kanun yolunun yorum yoluyla kabul edilemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin alacaklı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Konkordato tasdik talebi hakkında kesin mühlet içerisinde karar verilmemesi halinde talebin usulden reddinin yerinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İİK m. 304/2'de öngörülen ek süre verilmese de, mahkemenin tasdik kararını kesin mühletin bitiminden itibaren makul bir süre içinde vermiş olması ve bu gecikmenin konkordato talep edenlerin kusurundan kaynaklanmaması gözetilerek, bölge adliye mahkemesinin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlamlı icra takibine dayanak ilamın bozulması üzerine, İcra ve İflas Kanunu'nun 40. maddesinin 2. fıkrası uyarınca tahsil edilen paranın iadesinde faizin hangi tarihten itibaren işleyeceği noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Daha önce aynı taraflar arasında, aynı konu ve aynı takip dosyası hakkında verilen ve kesinleşen icra mahkemesi kararının, tahsil edilen paranın iadesinde faizin başlangıç tarihinin, tahsil tarihi olduğunu belirlediği ve bunun kesin hüküm oluşturduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Aynı takip nedeniyle icra mahkemesince hükmedilen icra inkar tazminatının, genel mahkemece hükmedilen kötü niyet tazminatından indirilmesinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: İcra inkar tazminatı ile kötü niyet tazminatının farklı nitelikte tazminat türleri olması ve İİK’nın 72/5. maddesinde düzenlenen kötü niyet tazminatından icra inkar tazminatının indirilmesine dair bir yasal düzenleme bulunmaması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.