Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İİK m. 53”
- Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Mirası reddeden mirasçılar aleyhine, red kararından sonra başlatılan icra takibinin iptali talebinin borca itiraz mı yoksa şikâyet yoluyla takibin iptali mi olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasın reddi kararının, mirasçıya hak ehliyetini kaybettirmeyip sadece borca itiraz hakkı kazandırdığı, bu itirazın da icra takibinin kesinleşmesinden önceki dönemde maddi hukuka dayalı bir borca itiraz sebebi oluşturduğu ve genel haciz yoluyla ilamsız takipte bu itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerektiği gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Haczedilmezlik şikayetinde bulunan borçlunun ölümü halinde, şikayetin mirasçıları tarafından sürdürülüp sürdürülemeyeceği ve mahkemenin vereceği kararın kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: Haczedilmezlik şikayetinin şahsi hak niteliğinde olduğu ve borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdüremeyecekleri, ayrıca borçlunun ölümü ile takibin mirasçılara yöneltilmesi gerektiği gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin ölümü gerçekleşen borçlu yönünden kısmi kabul kararı vermesi hatalı bulunmuş ve karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İcra müdürünün, üçüncü kişiye yapılan ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüz olup olmadığını denetleyip, buna göre alacaklının üçüncü haciz ihbarnamesi çıkarılması talebini reddedebileceği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: İcra memurunun, tebligatın usulsüzlüğünü denetleme yetkisi bulunmadığı ve bu yetkinin icra mahkemesine ait olduğu, İİK m. 82/son hükmünün ise sadece haczedilecek malın haczinin caiz olup olmadığı konusundaki takdir yetkisini düzenlediği, dolayısıyla icra müdürünün alacaklının üçüncü haciz ihbarnamesi çıkarılması talebini yerine getirmekle yükümlü olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İhale sözleşmesinin imzalanmaması nedeniyle karar pulu ve damga vergisi iadesi talebiyle başlatılan ilamsız icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun borca itiraz mı yoksa şikâyet mi olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İlamsız icra takibinin dayanağı olan alacağın tahsilinin icra yoluyla yapılıp yapılamayacağının icra müdürlüğünce re'sen gözetilmesi gerektiği, bu nedenle borçlunun başvurusunun borca itiraz değil, İİK m.16 vd. maddelerine göre şikâyet niteliğinde olduğu ve bu itibarla işin esasının icra mahkemesince incelenmesi gerektiği gözetilerek, direnme kararı onanmış, ancak işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibine itiraz davasının, İİK m. 33/2'de düzenlenen itfa itirazı mı yoksa İİK m. 16'da düzenlenen icra dairesi işlemine karşı şikayet mi olduğu ve buna bağlı olarak davanın işlemden kaldırılıp kaldırılmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun, icra takibinin kesinleşmesinden sonra borcun ödendiğini iddia ederek icra dairesine başvurması ve icra müdürlüğünün talebi reddetmesi üzerine açılan davanın İİK m. 33/2’deki itfa itirazına dayandığı ve davacı ile davalının davayı takip etmemeleri nedeniyle HMK m. 320/4 gereğince davanın işlemden kaldırılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İlamlı icra takibine dayanak ilamın bozulması ve borçlunun borcu olmadığının kesinleşmesi üzerine, İİK’nın 40/2 maddesi uyarınca tahsil edilen paranın iadesinde, muhtıranın alacaklıya tebliğinden itibaren yasal faiz mi yoksa tahsil tarihinden itibaren avans faizi mi uygulanacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İİK'nın 40/2. maddesi gereğince, icra edilen ilamın bozulması ve borçlu olmadığının kesinleşmesi halinde icranın eski hale iade edileceği, alacaklının iade yükümlülüğünün muhtıra tebliği ile başlayacağı ve temerrüdünün de bu tarihten itibaren gerçekleşeceği, bu nedenle yasal faizin muhtıra tebliğ tarihinden itibaren işleyeceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Davacı banka tarafından, davalı şirket ve kefillerine karşı, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin yapılması gerektiği ve kefilin sorumluluğunun kefalet limiti ile sınırlı olduğu iddiaları.
Gerekçe ve Sonuç: İpoteğin, asıl borçlunun ve ipotek malikinin kefaleten olan borcunu da kapsaması nedeniyle, İİK m. 45 uyarınca öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin yapılması gerektiği, ancak rehnin borcu karşılamaması halinde kalan alacağın takip edilebileceği ve kefilin sorumluluğunun kefalet limiti ile sınırlı olması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin kararı kısmen düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: İtirazın iptali kararı üzerine, takip dosyasına sadece bu kararın sunulmasıyla, kararda hükmedilen vekâlet ücreti, yargılama gideri ve icra inkâr tazminatı alacakları yönünden de haciz yapılıp yapılamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: İtirazın iptali kararının icra dosyasına sunulması, sadece itiraz edilen takip konusu alacak için haciz yapılmasına olanak sağladığı, kararda ayrıca hükmedilen vekâlet ücreti, yargılama gideri ve icra inkâr tazminatı alacaklarının tahsili için borçluya ayrıca icra emri tebliğ edilmesi gerektiği gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İflas erteleme talebinde bulunan şirketin, mahkemenin bozma kararı sonrası yeniden bilirkişi incelemesi için gerekli ücreti ve kayyım ücretini yatırmaması üzerine verilen iflas kararına karşı yapılan temyizde, HMK'nın 325. maddesi uyarınca bu giderlerin Hazineden karşılanıp karşılanamayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: İflas erteleme davalarının kamu düzenini ilgilendirdiği, borca batıklığın tespitinin mahkemenin görevi olduğu ve bozma kararı sonrası yapılacak bilirkişi incelemesinin hakimin re'sen başvurduğu bir delil niteliğinde olduğu gözetilerek, HMK'nın 325. maddesi uyarınca bilirkişi ücretinin Hazineden karşılanması gerektiği, ancak kayyım ücretinin bu kapsamda olmadığı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Özet bulunamadı.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.