Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İYUK”
- Uyuşmazlık: Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin manevi tazminat ilamındaki alacağın tahsili için başlatılan ilamlı takipte, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (İYUK) 28. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı, dolayısıyla alacaklı tarafından idareye ödeme için başvurulup 30 günlük sürenin beklenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun 63. maddesinin son fıkrasında "Tam yargı davaları hakkındaki kararlar, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur." hükmünün yer alması ve bu hükmün İYUK'nun 28. maddesine göre özel/aksine bir hüküm teşkil etmesi nedeniyle, anılan maddenin uygulanmayacağı ve şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hâkimlerin yargılama faaliyeti nedeniyle verdikleri kararlar sonucu oluşan zarardan dolayı Devletin tazminat sorumluluğunun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 46. maddesinde sınırlı olarak sayılan hakimin yargılama faaliyetinden doğan Devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek hallerden hiçbirinin gerçekleşmediği, idare mahkemesi hakiminin farklı yorum yapmasının HMK 46/1-c de düzenlenen "başka bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar verme" kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek, Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir yargı kararıyla hüküm altına alınan sigortalılık süreleri için idarenin kısmi iptal kararı verip veremeyeceği ve bu işlemin yeni bir idari işlem olarak iptal davasına konu edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kesin hüküm, aynı taraflar arasında, aynı konu ve sebeple açılan davada, uyuşmazlığın çözümlenmiş olması anlamına geldiğinden ve Anayasa'nın 138. maddesi ile 2577 sayılı İYUK'un 28. maddesi gereğince idarenin kesinleşmiş yargı kararlarına uymak zorunda olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İdari yargıda açılan tam yargı davası sonucu verilen ilamın icrası için İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/1. maddesindeki 30 günlük sürenin beklenip beklenmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesi gereğince tam yargı davalarına ilişkin ilamların genel hükümler çerçevesinde icraya konulabileceği, bu nedenle 28/1. maddede belirtilen 30 günlük sürenin uygulanmasının söz konusu olmadığı ve ilamın kesinleşmemiş olsa dahi icraya konulabileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargılama devam ederken yapılan yasal değişiklikle, yargı kararının uygulanmamasından kaynaklanan manevi tazminat davasının artık kamu görevlisine değil, ilgili idareye karşı açılması gerektiği düzenlemesi karşısında, davalılar yönünden pasif taraf ehliyetinin sona erip ermediği ve davacılar lehine usulü kazanılmış hak oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/4. fıkrasındaki değişikliğin kamu düzenini ilgilendirdiği, usul hükümlerinin derhâl uygulanması gerektiği ve değişiklik yapan kanunda derdest davalara uygulanmayacağına dair açık bir hüküm bulunmadığı gözetilerek, davalılar yönünden pasif taraf ehliyetinin sona erdiğine ve usulü kazanılmış hak oluşmadığına karar verilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İdari yargının görev alanına giren bir konuda açılan ilamsız takipte, takibin iptali talebinin reddi üzerine yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: İmar harçlarının iadesi talebinin reddine ilişkin idari kararın iptali için açılan davanın idari mahkemece kabulüne rağmen, eda hükmü içermediği gerekçesiyle başlatılan ilamsız takibin, İİK'nın 42/3. maddesi uyarınca idari yargının görev alanına girdiğinden ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olup re'sen gözetilmesi gerektiğinden, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca düzenlenen ödeme emrine karşı açılan menfi tespit davasında, idari yargıda açılan davanın görevsizlik kararı ile sonuçlanmasının ardından adli yargıda açılan davanın hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde ödeme emrine itiraz için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü olduğu, bu sürenin dışında menfi tespit davası açılamayacağı, ancak idari yargıda açılan davanın görevsizlik nedeniyle reddine dair kararın kesinleşmesinden sonra 10 gün içinde adli yargıda açılan davanın, hatalı yargı yolunda açılan davanın devamı niteliğinde kabul edileceği ve hak düşürücü sürenin korunacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sosyal Güvenlik Kurumu prim borcu nedeniyle düzenlenen ödeme emrine karşı açılan iptal davasının, hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı ve idari yargıda açılan davanın hak düşürücü süreye etkisinin ne olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesinde ödeme emrine itiraz için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü olduğu, ödeme emrinin iptaline yönelik davanın da bu süreye tabi menfi tespit niteliğinde olduğu ve idari yargıda açılan davanın HUMK'da düzenleme olmamasına rağmen kıyasen HUMK 193. maddedeki 10 günlük süreye göre değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kesinleşen ve ödenen idari para cezasının istirdadı davasında görevli yargı yerinin adli yargı mı yoksa idari yargı mı olduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, idari para cezasına ilişkin idari işlemin iptaline değil de, ödenen paranın geri alınmasına ilişkin bir istirdat davası niteliğinde olduğu ve İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda istirdat davasının idari yargının görev alanına girdiğine dair bir düzenleme bulunmadığı gözetilerek davanın adli yargının görevine girdiğine ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.