Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İhtiyarlık Primi”
- Uyuşmazlık: Davacının murisinin 1955 yılındaki Karayolları Genel Müdürlüğü’nde geçen hizmetlerinin tespiti talebinde, 506 sayılı SSK Kanunu’nun 79/10. maddesindeki 5 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kurum tarafından düzenlenen bordro ve tahakkuk müzekkerelerinde davacının murisinden ihtiyarlık primi kesintisi yapılmış olması, kurumun çalışmadan haberdar olduğunu gösterdiğinden ve Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre kısmi bildirimlerde hak düşürücü süre uygulanmayacağı gözetilerek, direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacıların murisinin davalı işyerinde 1965-1966 yılları arasında yaptığı çalışmaların sigortalı hizmetten sayılması talebiyle açılan davada, hak düşürücü sürenin hangi kanuna göre değerlendirileceği ve sürenin geçmiş olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlık konusu dönemin 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun yürürlükte olduğu dönem olması ve 6900 sayılı Kanun'un uygulanamayacağı, dolayısıyla 506 sayılı Kanun'un 79. maddesinin onuncu fıkrası gereğince hizmetin sona erdiği yılı izleyen yılın sonundan itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının doğum borçlanması yaparak yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 4447 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra 3600 prim gün şartını yerine getirdiği ve 506 sayılı Kanun'un Geçici 81/C/b-bd bendi uyarınca 58 yaşını doldurmadan yaşlılık aylığına hak kazanamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının 11.03.1981 tarihini sigorta başlangıç tarihi olarak kabul ederek 1479 sayılı Kanun'dan yararlanma ve emeklilik hakkı tespiti talebinde bulunması üzerine, davalı Kurum'un hukuki yarar ve tescil sürelerine aykırılık iddiasıyla açılan tespit davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında sigorta başlangıcı tespiti talebinde hukuki yararının bulunmadığı, hâkimin HMK’nın 31. maddesi gereğince davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında davacının talebini açıklığa kavuşturması gerektiği, ayrıca 1479 ve 5510 sayılı Kanunlarda belirtilen tescil sürelerine uyulmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Doğum tarihi 01.01.1970 olan davacının, 1987 yılı Ocak ayına ait sigorta primlerinin ödenmiş olması nedeniyle, 10.11.1986 tarihli ilk işe giriş bildirgesine istinaden sigorta başlangıç tarihinin tespiti davası açmasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 Sayılı Kanun'un 60/G ve geçici 54. maddesi uyarınca, 18 yaşından önceki çalışmaların sigorta başlangıç tarihini etkilememesi ancak prim ödeme gün sayılarına dahil edilmesi ve bu gün sayılarının da hem yaşlılık aylığı bağlanmasında hem de hesaplanmasında etkili olması nedeniyle, davacının sigorta başlangıç tarihinin tespiti davası açmasında hukuki yararı bulunduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanunu kapsamında oda kayıt başlangıç tarihinin sigorta başlangıcı sayılıp sayılmayacağı ve bu tespit talebinde hukuki yarar bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında talep ettiği bir günlük hizmet tespitinin yaşlılık aylığı bağlanırken herhangi bir etkisinin olmaması ve hukuki yarar şartını taşımaması nedeniyle, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 1479 sayılı Kanun (Esnaf Bağ-Kur) kapsamında 15.10.1983 tarihini sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz üzerine direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1 günlük hizmet tespiti talebinin 1479 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığına hak kazanmasında hukuki bir yarar sağlamayacağı, zira bu kanun kapsamında yaşlılık aylığının sigortalılık süresine değil prim ödenmiş gün sayısına bağlı olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında açtığı tespit davasında, talebinin yalnızca sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti mi yoksa sigortalılık süresinin tespiti mi olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık başlangıç tarihi talebi tek başına hukuki yarar içermediği, hakimin HMK m.31 gereği davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında davacının gerçek talebinin (sigortalılık süresinin tespiti) ne olduğunun tespit edilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesince verilen sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine ilişkin kararın Yargıtay tarafından bozulmasının ardından, ilk derece mahkemesince verilen direnme kararının yeni bir hüküm niteliğinde olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, Yargıtay’ın bozma kararından sonra davacı vekilinin yazılı ve sözlü beyanını alarak ve bu beyan kapsamında değerlendirme yaparak yeni bir karar vermesi nedeniyle, direnme kararının yeni bir hüküm niteliğinde olduğu ve bu nedenle temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından değil, Özel Daire tarafından yapılması gerektiği gözetilerek, dosyanın Yargıtay’a gönderilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.