Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İkinci Tıbbi Kullanım”
- Uyuşmazlık: İkinci tıbbi kullanıma ilişkin Avrupa patentinin hükümsüzlüğü davasında, patentlenebilirlik koşullarının tespiti için teknik bilirkişi incelemesi yaptırılıp yaptırılmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İkinci tıbbi kullanıma ilişkin Avrupa patentinin hükümsüzlük davasında, patentlenebilirlik koşullarının tespiti, yenilik ve buluş basamağı gibi özel ve teknik bilgi gerektiren bir konu olduğundan, mahkemenin bu hususta teknik bilirkişi incelemesi yaptırmadan karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Translarna isimli ilacın kullanım usul ve esaslarının belirlenmesi ve davacının ilaçtan faydalanma durumunun üniversite hastanesi raporu ile tespiti gerekliliği hususunda Yargıtay’ın bozma ilamına karşı direnme kararının incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının ilacı kullanmasının sağlık durumu ve yaşamı için gerekli olduğu, doktor raporları ve davacının iyileşme durumuna ilişkin sunulan fotoğraflarla desteklendiği, 5510 sayılı Kanun'un 63. maddesi gereğince Kurum'un finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini belirleme yetkisine sahip olsa da yaşam hakkının sınırlandırılamayacağı değerlendirilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin kasten öldürme suçunu mu yoksa kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu mu oluşturduğu ve sanık hakkında uygulanan haksız tahrik indiriminin oranının isabetli olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın olay öncesi, olay esnası ve sonrasındaki davranışları, maktulün göğsüne isabet eden öldürücü nitelikteki bıçak darbesi, maktulün vücudundaki çok sayıda darp cebir izi, kullanılan bıçağın öldürme suçunu işlemeye elverişli olması, hedef alınan bölgenin hayati önemi, sanığın olay yerinden uzaklaştırılma çabalarına rağmen ısrarla olay yerinde kalıp bıçakla maktule doğru hamle yapması ve bıçaklanan maktulün doğrulmaya çalıştığını görünce tekrar üzerine giderek tekme atmaya çalışması, ancak ağabeyinin engellemesi nedeniyle saldırısına son verememesi gibi hususlar sanığın öldürme kastıyla hareket ettiğini gösterdiğinden eylemin kasten öldürme suçunu oluşturduğu, maktulün sanığın iş yerinden hırsızlık yaptığı ve sanığa tehdit ve hakaret ettiği iddialarının haksız tahrik oluşturmadığı, ancak olay anında aşırı derecede alkollü olan maktulün sanığı ve ağabeyini dışarı çağırarak önce bardakla sanığın, sonrasında rakı şişesiyle ağabeyinin başına vurarak yaralanmalarına neden olması ve bıçaklanmadan önce sanık ve ağabeyine ısrarla saldırmaya çalışmasının haksız tahrik oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemece sanık lehine uygulanan haksız tahrik indiriminin oranının isabetli olduğu ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin TCK'nın 87/4. maddesinde düzenlenen kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu mu yoksa TCK'nın 85. maddesinde düzenlenen taksirle ölüme neden olma suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın ölenin yüzüne vurduğu yumruğun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte hafif bir yaralanmaya sebebiyet vermesi, ancak ölenin bu yaralanma sonucu değil, yaralanmanın neden olduğu stres ve eforun tetiklediği kalp krizi sonucu ölmesi, sanığın eylemi ile ölüm arasında illiyet bağı bulunsa da eyleminin TCK'nın 87/4. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, ölenin yaşı ve sanığın eğitim durumu gibi faktörler gözetildiğinde ölümün öngörülebilir olması nedeniyle sanığın taksirle ölüme sebebiyet vermekten sorumlu tutulması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın maktulün göğsüne vurması sonucu meydana gelen ölüm olayında eyleminin bilinçli taksirle mi yoksa basit taksirle mi öldürme suçunu oluşturduğu, haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve sanığın maktulün kalp rahatsızlığını bilip bilmediğidir.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın maktulün kalp rahatsızlığını bildiği ve göğüs bölgesine vurulmasının ölümle sonuçlanabileceğini öngörmesi gerektiği, buna rağmen vurması nedeniyle eyleminin bilinçli taksirle öldürme suçunu oluşturduğu, ancak ölenden sanığa yönelen haksız tahrik oluşturacak bir davranış bulunmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu mu yoksa kasten öldürme suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın maktulü önce yere düşürüp, üzerine devrilen masanın tablasıyla kafasına vurması, ardından dışarıda tekrar karşılaştıklarında başına yumruk atması, maktulün kulağından kan geldiğini görmesine rağmen eylemine devam etmesi gibi hususlar, kastının öldürmeye yönelik olduğunu gösterdiğinden yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin olası kastla öldürme, bilinçli taksirle ölüme neden olma veya kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçlarından hangisini oluşturduğuna ilişkin yargılama.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, yüksekten düşmenin ölümle sonuçlanabileceğini öngörmesine rağmen, kavga sırasında kendisinin de düşerek yaralanması nedeniyle ölüm sonucunu kabullenmediğinin, sanığın eyleminde bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin ve yerel mahkemenin taksirle ölüme neden olma suçundan verdiği hükmün bozulması gerektiğinin anlaşılması üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık doktor hakkında cinsel saldırı suçunun nitelikli hali olan "kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi" hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı ve bu nitelikli hal uygulanmazsa davanın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Hasta Hakları Yönetmeliği'ne göre sağlık hizmeti alan kişinin sağlık çalışanı üzerinde bir nüfuzu olmadığı ve hizmet ilişkisinin de sağlık hizmeti alıp veren arasında değil, hizmeti sunan kurum ile çalışanı arasında olduğu gözetilerek, sanığın kamu görevi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan bir nüfuzu kötüye kullanmadığı, dolayısıyla cinsel saldırı suçunun nitelikli halinin oluşmadığı, bu durumda da davanın zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuş ve sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların mağdurlara yönelik yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işledikleri iddiasına ilişkin yargılamada, eylemlerin TCK 150/1. maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, araçlarında oluşan hasarın bedelini tahsil etmek amacıyla mağdurları darp edip bankamatiğe götürerek paralarını almalarının TCK 150/1'deki "bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanma" kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve mağdurların bankamatiğe götürülene kadar geçen sürede hürriyetlerinin kısıtlanmış olması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun da oluştuğu gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün yağma suçundan dolayı bozulmasına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dolayı ise onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların, katılanı şirket borçları nedeniyle hürriyetinden yoksun bırakıp yağma suçunu işledikleri iddiasıyla yargılandıkları davada, sanık ...’nin katılandan alacağının olup olmadığının tespiti, diğer sanıklar hakkında TCK’nın 150/1. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı, haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı ve TCK’nın 62. maddesinin uygulanmamasına ilişkin gerekçenin yeterli olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ...’nın katılandan alacağının olup olmadığı hususunun tespiti için eksik inceleme yapıldığı, bu hususun diğer sanıkların hukuki durumunu da etkileyebileceği ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden haksız tahrikin değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının tedavisinde kullanılan ilaçlı stent bedelinin Kurumca karşılanması gereken rayiç fiyatının belirlenmesi hususunda, Özel Daire bozma kararına karşı verilen direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma ilamı kapsamında, tedavide kullanılan ilaçlı stent bedelinin Kurumca karşılanması gereken rayiç fiyatının tespiti için gerekli araştırmaların yapılarak delillerin toplandığı ve bozma ilamı gereklerinin yerine getirildiği anlaşıldığından direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmış, ancak hüküm altına alınan alacağın miktarı ve sair yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 10. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanunla kurulan ve adı kanunla belirlenen bir vakıf üniversitesinin, ticari faaliyetlerinde kullandığı adının daha önce tescil edilmiş bir markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kamu tüzel kişiliğine sahip vakıf üniversitelerinin de fikri mülkiyet mevzuatına tabi olduğu, kanunla kurulmuş olmalarının ve adlarının kanunla belirlenmiş olmasının tescilli marka hakkına tecavüzü meşrulaştırmayacağı, davalı üniversitenin adını ticari faaliyetlerinde markasal olarak kullanmasının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.