Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İyi Niyetli Malik”
- Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davada, davacının taşınmazları satın aldığı tarihte tescilin yolsuz olduğunu bilip bilmediği ve bu bağlamda Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi kapsamında iyiniyetli sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, taşınmazları satın aldığı sırada, hem mirasçıların vekili hem de şirket ortağı olan kişiler aracılığıyla işlem yapması, taşınmazların tescil edildiği gün ve aynı resmi senetle devralınması, şirketin emlak ve ormancılık işiyle uğraşıyor olması ve bu nedenle gerekli özeni göstererek yolsuz tescili bilebilecek durumda olması gibi hususlar nazara alınarak davacının iyiniyetli olmadığı ve tapu kaydının yolsuzluğunu bilmesi gerektiği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sahibinin rızasıyla elinden çıkan bir taşıtı emin sıfatıyla zilyedinden devralanların iyi niyetli sayılıp sayılmayacağı ve mülkiyeti kazanıp kazanmadıkları hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşıtın sahibinin rızasıyla zilyedin elinden çıktığı, davalıların aracı iyi niyetle edindikleri ve Türk Medeni Kanunu'nun 988. maddesi uyarınca mülkiyeti kazandıkları gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş mahkeme kararıyla davacıya ait olduğu tespit edilen ancak tapuda henüz tescil edilmemiş taşınmazın, Hazine tarafından davalı kooperatife satılması üzerine açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalı kooperatifin TMK m. 1023 anlamında iyi niyetli üçüncü kişi olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kooperatifin, taşınmaz üzerindeki kesinleşmiş mahkeme kararından ve davacının mülkiyet hakkından, taşınmazı Hazine'den satın aldığı tarih itibariyle haberdar olduğunun anlaşılması nedeniyle, iyi niyetli üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği ve TMK m. 1023'ten faydalanamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Başkasının arazisine yapılan yapının iyi niyetle yapılıp yapılmadığı, iyi niyetin varlığı halinde yapının bedelinin tespiti ve iyi niyetin yokluğu halinde ne kadar tazminata hükmedileceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı-birleşen davacıların iyi niyetle babaları olan davacı-birleşen davalının arazisine onun rızası ile ev inşa ettikleri, bu sebeple iyi niyetli oldukları ve uygun bir tazminata hak kazandıkları gözetilerek direnme kararı onanmış, ancak tazminat miktarı yönünden inceleme yapılmadığından dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil davasında, sonradan edinimde bulunan davalının iyiniyetli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye meclis kararının iptaline ilişkin idari yargı kararının kesinleşmesinden önce taşınmazı devralan davalının, yerel basında çıkan haberler ve taşınmazın kısa sürelerde el değiştirmesi gibi durumlar gözetildiğinde iyiniyetli olmadığı, bu nedenle de davanın kabulü gerektiği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Muvazaalı satış iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, son kayıt malikinin iyiniyetli olup olmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Son kayıt malikinin, taşınmaza komşu parselin maliki olması, satışların kısa aralıklarla yapılması ve ödemelerde usulsüzlükler bulunması gibi durumlar nedeniyle iyiniyetli olmadığı değerlendirilerek, ilk derece mahkemesinin davayı kabulüne ilişkin kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle davacıların taşınmazları üzerine haksız ipotek tesis ettirilip, icra takibi başlatılması ve taşınmazların satışı nedeniyle açılan tapu iptal tescil, menfi tespit, ipoteğin kaldırılması ve bedel davasında, taşınmazları devralan 3. kişilerin iyi niyetli olup olmadığının ve davalı vekil ile ipotek alacaklısının sorumluluğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, davalı vekil ile ipotek alacaklısının elbirliği içinde hareket ettikleri, taşınmazları devralan 3. kişilerin iyi niyetli olup olmadıklarının yeterince araştırılmadığı, davalı vekilin tüm sorumluluğun kendisine yüklenmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıya devredilen taşınmazın hile yoluyla devredildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, ilk el alıcısına ilişkin pasif husumet yokluğundan davanın reddine ve son alıcının iyi niyetli üçüncü kişi olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, hile iddiasını tam olarak incelemeden ve son kayıt malikinin iyi niyetli olup olmadığını yeterli delillerle araştırmadan karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle davacıya ait taşınmazların davalılara satışı nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, cebri icra yoluyla bazı taşınmazları satın alan davalıların iyi niyetli olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve ilk devralanın kötü niyetli olduğu sabit iken, bazı taşınmazları cebri icra yoluyla edinen davalının iyi niyetli olup olmadığının tespiti için yeni duruma ilişkin tarafların delil bildirmesi gerektiği gözetilerek hüküm kısmen bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mirasbırakan adına kayıtlı taşınmazların sahte evraklarla devredilmesi nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında mirasçıların terekeyi temsilen dava açıp açamayacakları ve davalıların iyi niyetli olup olmadıkları hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Terekeye iade istemli açılan davada, mirasçıların tamamının davada yer almaması ve terekenin davada temsil edilmemesi, ayrıca davalıların iyi niyetli olup olmadıkları hususunda yeterli araştırma yapılmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tespit edilen taşınmazın bir bölümünün davacı tarafından daha önceki bir tarihte satın alındığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalının iyi niyetli olup olmadığı ve davacının şahsi hakkını kime karşı ileri sürmesi gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazı davalıya satan ara kişinin, davacının mülkiyet iddiasından haberdar olmadığı ve iyi niyetli olduğu, dolayısıyla davalının da iyi niyetli üçüncü kişi sayılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vekaletname ile devredilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve murisin terekesine iadesi istemine ilişkin davada, vekilin vekalet görevini kötüye kullanıp kullanmadığı ve taşınmazları devralanların iyi niyetli olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Vekilin vekalet görevini kötüye kullandığının tespit edilmiş olmasına rağmen, taşınmazları devralan diğer davalıların iyi niyetli olup olmadıklarının TMK m.1023 ve m.1024 kapsamında yeterli araştırma yapılmadan ve tüm deliller toplanıp değerlendirilmeden hüküm kurulması doğru olmadığı ve ayrıca hüküm altına alınan tazminat miktarından her bir davacıya düşen miktarın belirtilmemesi usule aykırı olması gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.