Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Şube Bölünmesi”
- Uyuşmazlık: Sendika genel merkez yönetim kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada, sendika şubesinin tüzel kişiliğinin ve taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığı, dolayısıyla şubenin bulunduğu yer mahkemesinin mi yoksa sendika genel merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin mi yetkili olduğu hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Sendika şubelerinin tüzel kişiliği bulunmadığı ve sendika genel merkez yönetim kurulu kararının iptaline ilişkin davada yetkili mahkemenin sendika merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sendika yönetim kurulunun, mevcut bir şubenin üyelerinin bir kısmını yeni kurulan bir şubeye aktararak fiilen şubeyi bölme kararının iptali istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında, sendika yönetim kurulunun şube bölme kararının, sendikanın yetkilerini kullanırken demokratik ilkelere ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, davalı vekilinin temyiz itirazları Yargıtay tarafından yerinde görülmeyerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Toplu fındık alım kampanyasında kurumun zarara uğratılmasına ilişkin tazminat davasında, davalıların zararın tamamından mı yoksa sebebiyet verdikleri miktarla mı sorumlu tutulacakları hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalılarla kurum arasında fındık satışına ilişkin sözleşme ilişkisi bulunduğundan ve davalılar arasındaki münasebetin ihtiyari dava arkadaşlığı niteliğinde olduğundan, her bir davalının sözleşme ilişkisi çerçevesinde sebebiyet verdiği zarardan sorumlu tutulması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aleyhe temyiz bulunmayan nitelikli dolandırıcılık davasında, yerel mahkemece eksik hesaplanan adli para cezasının Yargıtay tarafından düzeltilerek onanmasının mümkün olup olmadığı ve sanıkların eylemlerinin tek bir suç mu yoksa zincirleme suç mu oluşturduğu hususları.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 158. maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunda, suçtan elde edilen menfaatin belli olması halinde adli para cezasının bu menfaatin iki katından az olamayacağı, yerel mahkemece bu husus gözetilmeden eksik hesaplanan adli para cezasının Yargıtay tarafından düzeltilmesinin aleyhe temyiz yasağına aykırı olacağı, ayrıca sanıkların bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı katılana karşı birden fazla nitelikli dolandırıcılık eyleminde bulunmalarının zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasını gerektireceği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hâkim ve savcıların, Selam Tevhid soruşturması kapsamında verdikleri kararlar ve taleplerin hukuka uygun olup olmadığı, bu kapsamda çeşitli suçlardan cezalandırılıp cezalandırılmayacakları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca yürütülen soruşturmada, yetkilerini aşarak, usulsüz dinleme ve izleme kararları verdikleri, sahte delil ürettikleri, gizli bilgileri açıkladıkları, kişisel verileri kaydettikleri ve görevi kötüye kullandıkları eylemlerinin, bazı sanıklar bakımından mahkûmiyet için yeterli delil oluşturmadığı, bazılarının ise etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma taleplerinin değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca görevi kötüye kullanma suçundan verilen beraat kararlarında eksik araştırma yapıldığı gözetilerek, kararın kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdurlara yönelik eylemlerinin kasten öldürme suçuna teşebbüs mü yoksa kasten yaralama suçu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdur ...'a yönelik eyleminde kullandığı bıçağın öldürmeye elverişli olması, yaralanmaların niteliği ve sayısı ile olay öncesi, sırası ve sonrasındaki davranışları birlikte değerlendirildiğinde kastının öldürmeye yönelik olduğu, mağdur ...'e yönelik eyleminde ise, yara sayısının tek oluşu, yaşamsal bölgenin hedef alınmadığı ve sanığın eylemine kendiliğinden son vermesi nazara alınarak kastının yaralamaya yönelik olduğu gözetilerek, birinci uyuşmazlıkta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiş, ikinci uyuşmazlıkta ise kabul edilerek yerel mahkeme kararının bir kısmı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Aleyhe temyiz bulunmayan nitelikli dolandırıcılık davasında, yerel mahkemece eksik hesaplanan adli para cezasının, Özel Daire tarafından düzeltilerek onanmasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarını oluşturup oluşturmadığının tespiti için gerekli delillerin toplanmamış olması ve bu hususta eksik araştırma yapılması nedeniyle yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan eksik araştırma ile mahkûmiyet hükmü kurulup kurulmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıktan ele geçirilen telefon üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan ve sanığın dinlenilmesini talep ettiği tanıklar dinlenilmeden, gizli tanık beyanlarının da ayrıntılı olarak araştırılmadan hüküm kurulmasının eksik araştırmaya sebebiyet verdiği değerlendirilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Muris ile davacının müşterek banka hesabından murisin bireysel hesabına aktarılan paranın akıbeti ve mirasçılar arasındaki paylaşımı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Müşterek hesaptaki payların aksi kararlaştırılmadıkça eşit olduğu, müşterek hesaptan çekilen paranın kaynağının araştırılmasına gerek olmadığı ve davalının müşterek hesaptan gelen paranın yarısında sahip olduğu miras payından fazlasını aldığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Maktulün öldürülmesi olayında sanık H.'nin azmettirici, sanıklar D. ve İ.'nin ise müşterek fail olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık H.'nin maktulü öldürmeye yönelik azmettirme veya teşvikte bulunmadığının, ancak arsasını geri almak amacıyla maktulü örgüte şikayet ederek nitelikli tehdit ve hürriyetten yoksun kılma suçlarına azmettirdiğinin, netice sebebiyle ağırlaşmış suç hükümleri gözetilerek TCK'nın 109/6. maddesi yollamasıyla 87/4-2 hükmü uyarınca cezalandırılması gerektiğinin ve sanıklar D. ve İ.'nin ise eylemleriyle suçun icrasını kolaylaştırdıklarının anlaşılması üzerine, Özel Daire bozma kararının bir kısmı onanmış bir kısmı ise bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı kurum ile alt işveren firma arasında muvazaalı ilişki olduğu iddiasıyla, davalı kurumun asıl işvereni olduğu ve buna bağlı olarak ilave tediye alacağı talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı kurum ile alt işveren firma arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi kapsamında, asıl işe yardımcı nitelikteki arazi şoförlüğü işinde çalıştığı ve davalı ile alt işveren arasında muvazaalı ilişki kurulduğuna dair yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının ve istinaf kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın komisyon karşılığı düzenleyip verdiği sahte müstahsil makbuzlarını kullanan kişilerin destekleme primi alması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyip işlemediği, işlediği kabul edilirse suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, sanığın bu suça iştirak derecesinin ne olduğu, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası düzenlemesinin uygulanması ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası tayin etmesinin doğru olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, gerçek bir ticari faaliyeti olmaksızın komisyon karşılığı sahte müstahsil makbuzu düzenleyerek, başkalarının haksız destekleme primi almasını sağlamasının nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, bu suça yardım eden sıfatıyla iştirak ettiği, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası miktarının suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı hükmünün temel ceza belirlenirken uygulanması gerektiği ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası belirlemesinin hukuka aykırı olması nedeniyle yerel mahkeme hükmü bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.