Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“1412 Sayılı CMUK m. 326/son”
- Uyuşmazlık: Sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasında tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilip gösterilmeyeceği, gösterilmesi gerekiyorsa lehe temyizde en ağır veya en hafif cezalı ilamın esas alınması gerekliliği, gösterilmesi gerekmiyorsa infazda hangi ilamın esas alınacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrür hükümlerinin uygulanmasında TCK'nun 58. maddesinde tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesi gerektiğine dair bir hüküm bulunmadığı, 5275 sayılı Kanun'un 108/2. maddesi gereğince infazda tekerrüre esas olabilecek birden fazla hükümlülük varsa en ağır cezalı olanın esas alınması gerektiği, tekerrüre esas alınacak ilam kararda hatalı gösterilmişse lehe temyizde 1412 sayılı CMUK'nun 326/son ve 5275 sayılı Kanun'un 108/2. maddeleri gözetilerek koşullu salıverilmeye eklenecek sürenin hatalı uygulama sonucu oluşan süreden fazla olamayacağı değerlendirilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce verilen ve Yargıtayca bozulan bir hükümden sonra, yine bozma üzerine verilen mahkûmiyet hükmüne karşı yapılan temyiz başvurusunda, uygulanacak temyiz süresinin bir hafta mı yoksa on beş gün mü olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce verilmiş kararlara ilişkin temyiz incelemelerinde 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanması gerektiği, 7035 sayılı Kanun ile 5271 sayılı CMK'nın 291. maddesinde yapılan değişikliğin 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesindeki bir haftalık temyiz süresini etkilemediği ve sanığın temyiz başvurusunun bu süre geçtikten sonra yapıldığı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilerek, Özel Daire’nin onama kararı kaldırılarak, sanığın temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasında, tekerrüre esas alınan ilamın kararda açıkça gösterilip gösterilmeyeceği, gösterilmesi gerekiyorsa sanık lehine temyiz olması halinde hangi ilamın esas alınacağı ve gösterilmesi gerekmiyorsa infaz aşamasında hangi ilamın esas alınacağı hususlarında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinde tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesi gerektiğine dair açık bir hüküm bulunmadığı, 5275 sayılı CİTKHKanunu'nun 108/2. maddesi gereği koşullu salıverilme süresine eklenecek sürenin tekerrüre esas alınan en ağır cezadan fazla olamayacağı ve bu hususun infaz aşamasında değerlendirilebileceği gözetilerek, yerel mahkeme kararında tekerrüre esas alınan ilamın belirtilmemiş olması doğru kabul edilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hırsızlık suçundan mahkum olan sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması ve mükerrirlere özgü infaz rejimine karar verilirken tekerrüre esas alınan hükmün karar yerinde belirtilmesinin gerekip gerekmediği, aleyhe temyiz olmaması halinde tekerrüre esas alınacak hükümlerin hangisinin esas alınacağı ve infaz aşamasındaki uygulamaya ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrür hükümlerinin uygulanması için önceki hükmün kesinleşmesi ve ikinci suçun kesinleşmeden sonra işlenmesinin yeterli olduğu, tekerrüre esas alınan hükmün mahkeme kararında belirtilmesinin zorunlu olmadığı, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülük varsa infaz aşamasında en ağır cezanın esas alınması gerektiği, aleyhe temyiz olmaması halinde tekerrür hükümlerinin uygulanmaması nedeniyle hükmün bozulamayacağı, ancak yerel mahkemece tekerrüre esas alınacak hükümlerin en ağırı yerine daha hafif bir ceza esas alındığında Yargıtay'ın hükmü düzelterek onayabileceği, hatalı uygulama nedeniyle oluşan kazanılmış hakkın korunması gerektiği, somut olayda ise yerel mahkemenin sanık hakkında TCK'nın 53. maddesindeki tüm hak yoksunluklarını uygulamaması isabetsizliği nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiş ancak bu husus yeniden yargılama gerektirmediğinden, hüküm fıkrası düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: İlk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi üzerine hükmün lehe bozulması ve bozma kararının kendisine sirayet etmesi durumunda, yeniden kurulan hükmü temyiz etme hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: CMUK m. 325 ve CMK m. 306’da düzenlenen bozmanın sirayeti kurumunun amacının, temyiz etmeyen sanığın temyiz eden sanıktan daha ağır bir ceza ile cezalandırılmaları adaletsizliğini gidermek, yani sadece bozma kararının sonucundan yararlandırmak olduğu, aksi halde usul hukukundaki temyiz ve itiraz sürelerinin öngörülebilirlik amacıyla bağdaşmayacağı ve kesinleşme sürecinin öngörülebilirliğini ortadan kaldıracağı gözetilerek, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın bozma sonrası kurulan yeni hükmü temyiz etme hakkı olmadığına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin TCK'nın 106/1-1. cümlesi yerine 106/1-2. cümlesi uyarınca cezalandırılması ve eylemin uzlaştırma kapsamında olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, "Bu evi de seni de yakarım" sözleriyle eşini tehdit etmesinin TCK'nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen nitelikli tehdit suçunu oluşturduğu, ancak yerel mahkemece daha hafif cezayı gerektiren TCK'nın 106/1-2. cümlesi uygulandığı, ayrıca 6763 sayılı Kanun ile tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı gözetilerek, yerel mahkeme hükmü, suç vasfının tespiti ve uzlaştırma hükümlerinin uygulanması için bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında kasten yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün, kazanılmış hak uygulaması sırasında uygulanması gereken yasal maddenin gerekçeli kararda belirtilmemesine ilişkin temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Bozma üzerine kurulan hükümde, kazanılmış hak uygulaması yapılırken 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesinin gerekçede belirtilmemesinin CMK 232/6. maddesine aykırı olduğu gözetilerek hüküm düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Yalnızca sanık lehine temyiz edilen adli para cezası içeren hükmün bozulmasının ardından, yerel mahkemece verilen hapis cezası ve erteleme kararının, 1412 sayılı CMUK'nun 326/son maddesindeki aleyhe bozma yasağına aykırılık teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın suçu, sosyal ve ekonomik durumu, cezanın bireyselleştirilmesi ilkesi, lehe hükümler talebi, hapis cezasının ertelenmesinin adli para cezasından daha lehe olabileceği ve sanığın kazanılmış hak ihlali iddiasında bulunmaması gözetilerek, yerel mahkemenin hapis cezası ve erteleme kararının 1412 sayılı CMUK'nun 326/son maddesine aykırı olmadığı ve Özel Daire’nin onama kararının isabetli olduğu sonucuna varılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından sanıkların mahkûmiyetine ilişkin yerel mahkeme kararının temyizi üzerine, Yargıtay'ın kazanılmış hak ve ceza miktarı ile suç vasfının tespiti hususlarında bozma kararı vermesi üzerine, yerel mahkemenin bozma kararına uymaması nedeniyle yeniden temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıklar hakkında daha önce verilen ve netice hapis cezası belirlenen hükmün kazanılmış hak teşkil ettiği, yerel mahkemenin bozma ilamına rağmen cezanın infazına ilişkin kazanılmış hakkı gözetmemesi, ayrıca sanık ... hakkında isnat edilen suçla beraat kararı verilen suçun farklı olması nedeniyle yerel mahkeme kararının kısmen bozulmasına, kısmen düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.