Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“4/1-a Sigortalılığı”
- Uyuşmazlık: Davacının yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerinin borçlanmasının hangi statüde değerlendirileceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının borçlanma talebinde bulunduğu tarihte sigortalılığı olmamasına rağmen, borçlanma bedelini ödediği tarihte 4/1-a kapsamında sigortalılığı bulunduğu ve sosyal güvenlik hukukunun temel ilkelerinden olan sigortalı lehine yorum ilkesi gözetilerek, borçlanmasının 4/1-a statüsünde değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurt dışı hizmet borçlanması yapan davacının sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde, 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a mı yoksa 4/1-b maddesi mi uygulanacağı noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun'un 5. maddesindeki değişiklik uyarınca, yurt dışı hizmet borçlanması yapanların Türkiye'de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, yoksa 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle davacının Türkiye'deki sigortalılık durumunun araştırılıp buna göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, isteğe bağlı sigorta primlerini sehven fazla ödeyerek Bağ-Kur kapsamında emekliliğe hak kazandığı durumda, fazla ödenen primlerin iptali ile SSK kapsamında emeklilik hakkının tespiti talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İsteğe bağlı sigortalılığın başlama ve bitişinin kanunda belirtilen koşullara bağlı olduğu, sigortalının isteğe bağlı sigortadan vazgeçme iradesinin tek başına yeterli olmadığı ve kanunda öngörülen şartların gerçekleşmesi gerektiği gözetilerek, davacının prim ödeme iradesinin ortadan kalktığının kabul edilemeyeceği ve 2829 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince son yedi yıldaki en fazla sigortalılık süresine göre aylık bağlanması gerektiği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, ortağı ve yöneticisi olduğu şirketten yapılan 4/1-a kapsamındaki sigortalı bildirimlerinin geçerli olup olmadığı ve buna bağlı olarak Kurum’un aksine işleminin iptali.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan anonim şirket yönetim kurulu üyesi ortağı olması nedeniyle, 1479 sayılı Kanun'un 24. maddesi ve 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a ve 53. maddeleri uyarınca 4/1-a kapsamında sigortalı sayılamayacağı, bu nedenle 4/a sigortalılığının iptali ve 4/b sigortalısı sayılmasına ilişkin Kurum işleminin hukuka uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurtdışında geçen çalışma süresinin borçlanılması halinde, sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a veya 4/1-b maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun'un 5754 sayılı Kanun ile değişik 5. maddesi uyarınca, yurtdışı hizmet borçlanmalarında Türkiye'de sigortalılık varsa borçlanma tarihine göre, yoksa 5510/4-1-b maddesine göre değerlendirme yapılması gerektiği, mahkemece bu hususta inceleme yapılmadan karar verilmesinin eksik incelemeye sebebiyet verdiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin kurucu ortağı ve yönetim kurulu üyesi olan davacının, 11.12.1996-31.01.2015 tarihleri arasında 4/a kapsamında yapılan sigortalılık bildirimlerinin iptal edilmesi üzerine, gerçek sigortalılık statüsünün tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olması gerekirken, 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık bildirimi yapılması ve davalı Kurum tarafından iptal edilmesi üzerine; şirket içi görev ve yetkilerinin tespiti, hizmet akdi ve bağımlılık unsurlarının varlığı, özel ihtisas gerektiren bir işin üstlenilip üstlenilmediği hususları araştırılmadan eksik incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının aynı anda hem 4/a (SSK) hem de 4/b (Bağ-Kur) sigortalılığı kapsamında bulunması nedeniyle hangi sigortalılığın geçerli olacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, direnme kararında, Özel Daire bozma kararında belirtilen hususları değerlendirerek, davacının sigorta başlangıcının 506 sayılı Kanun kapsamında 01.03.1986 tarihinde başladığından öncelikli sigortalılığının 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında olduğu yönünde yeni bir gerekçe ile hüküm kurarak ilk kararının gerekçesini değiştirmesi ve yeni bir hüküm vermesi nedeniyle, gerçek bir direnme kararı vermeyip yeni hüküm kurduğu gözetilerek, dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra, 506 sayılı Kanun döneminde başlayan isteğe bağlı SSK sigortalılığının devamının, 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a mı yoksa 4/1-b bendi kapsamında değerlendirileceği hususundaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 51. maddesinde, isteğe bağlı sigortalılık primlerinin 4/1-b bendi kapsamında değerlendirileceğinin açıkça belirtilmesi ve Anayasa Mahkemesi'nin de bu yöndeki düzenlemeyi hukuka uygun bulması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Limited şirket ortağının, aynı şirkette 4/1-(a) bendi kapsamında sigortalı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Limited şirket ortaklarının, kural olarak kendi işini yapan kişiler konumunda oldukları ve şirket çalışmasının hizmet akdine değil vekâlet akdine dayalı olduğu gözetilerek, limited şirket ortağının aynı şirkette 4/1-(a) kapsamında sigortalı sayılamayacağına ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 13.01.2010-28.02.2011 tarihleri arasında hem 4/1-a (SSK) hem de Tarım Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında bulunması nedeniyle hangi sigortalılık statüsünün geçerli olacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 53. maddesi ve Geçici 63. maddesi uyarınca, 01.03.2011 tarihinden önceki dönemde çakışan sigortalılıklarda ilk önce başlayan sigortalılığın esas alınması ve davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığı için 31.05.2015 tarihi itibarıyla 12 aydan fazla prim borcu olup olmadığının tespiti gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurtdışında geçen çalışma süresinin borçlanması halinde sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a veya 4/1-b maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun'un 5754 sayılı Kanun ile değişik 5. maddesi uyarınca, yurtdışında geçen sürelerin borçlanılması halinde Türkiye'de sigortalılıkları yoksa 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b bendi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, mahkemece bu hususun incelenmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurtdışında geçen çalışma süresinin borçlanılması halinde, sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a veya 4/1-b maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun'un 5754 sayılı Kanun ile değişik 5. maddesi uyarınca, yurtdışında geçen sürelerin borçlanılması halinde, Türkiye'de sigortalılığı olmayan kişilerin sigortalılık başlangıç tarihinin 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin bu hususta araştırma yapmadan karar vermesi usul ve yasaya aykırı bulunarak direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.