Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 289”
- Uyuşmazlık: Tapuda kayıtlı olmayan ve 20 yıldan fazla süredir davacıların zilyetliğinde bulunan taşınmazın Hazine'ye ait olduğu itirazına rağmen davacılar adına tescil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, taşınmaz üzerindeki zilyetliklerinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesinde öngörülen yasal koşulları sağladığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hakimin verdiği tutuklama kararının gerekçesiz olması nedeniyle açılan tazminat davasında, 5271 sayılı CMK hükümleri yerine 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın koruma tedbirleri nedeniyle devletin sorumluluğunu düzenlemesi, hakimin hukuki sorumluluğuna ilişkin 1086 sayılı HUMK’nın 573. maddesini ve bu maddenin ceza hakimlerini de kapsadığına dair içtihadı birleştirme kararını ortadan kaldırmadığı, davacının her iki yoldan birini seçebileceği, somut olayda ise davanın hakimin gerekçesiz tutuklama kararı nedeniyle HUMK’nın 573/2. maddesine dayandığı gözetilerek Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olduğu ve ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararın onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tutukluluğun devamına ilişkin itirazın reddine dair verilen kararda yeterli gerekçe gösterilmemesi nedeniyle hakimlerin hukuki sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 101/2. maddesinde tutuklamaya, tutukluluğun devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda hukuki ve fiili nedenler ile gerekçelerin gösterilmesi gerektiği açıkça düzenlenmiş olup, bu kurala uyulmamasının HUMK’nun 573/2. maddesindeki “yoruma ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve kesin olan kanun hükmüne aykırı karar verilmesi” hali kapsamında kaldığı ve davalı hakimlerin bu konuda yasal bir gerekçe sunmadıkları gözetilerek, Özel Daire kararının tazminata hükmedilme koşullarının bulunduğuna ilişkin bölümünün onanmasına, tazminat miktarının belirlenmesinde ise yasal ve yeterli bir gerekçe gösterilmediğinden kararın bu yönden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tutukluluğa itirazın reddine dair verilen kararda gerekçe gösterilmemesi nedeniyle hakimin hukuki sorumluluğunun doğup doğmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 101/2. maddesinde, tutuklamaya, tutukluluğun devamına veya bu husustaki tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda hukuki ve fiili nedenler ile gerekçelerin gösterilmesinin açıkça düzenlendiği ve bu hükmün yoruma ihtiyaç bırakmayacak derecede açık ve kesin olduğu gözetilerek, davalı hakimlerin davacı hakkındaki tutukluluğun devamına dair verdikleri kararda yeterli ve yasal bir gerekçe göstermemeleri nedeniyle HUMK’nın 573/2. maddesi uyarınca sorumlu oldukları kabul edilmiş ve yerel mahkemenin tazminata hükmeden direnme kararı, tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin gerekçenin yetersiz olması dışında, onanmıştır. - Uyuşmazlık: Türk Medeni Kanunu'nun 289. maddesinde düzenlenen soybağının reddine ilişkin dava açma sürelerinin haklı bir sebeple uzatılıp uzatılamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: TMK 289. maddesinde belirtilen beş yıllık hak düşürücü sürenin mutlak olmadığı, gecikmenin haklı bir sebebe dayanması halinde bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalkmasıyla başlayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölümünden sonra açılan soybağının reddi davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 291. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren 1 yıl olduğu ve davanın bu süreden sonra açıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuğun babası olduğunu iddia eden koca, soybağının reddini talep etmiş, ancak mahkeme hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Türk Medeni Kanunu'nun 289. maddesinde düzenlenen soybağının reddi davası açma süresinin, babanın çocuğun kendisinden olmadığını öğrendiği tarihten itibaren başlayacağı gözetilerek, mahkemenin hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davayı reddetmesi usul ve yasaya uygun bulunmuş ve karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Ölmüş kocanın eşi tarafından açılan soybağının reddine ilişkin davada, eşin dava açma ehliyetinin olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kocanın eşine, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 291. maddesi uyarınca soybağının reddine ilişkin dava açma hakkı tanınmadığından ve aktif dava ehliyetinin bulunmaması dava şartı eksikliği olduğundan, mahkemenin işin esasına girerek karar vermesi hatalı görülerek, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi davasında, aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması, değer artış payı ve katılma alacağı miktarının belirlenmesi ile mahsup işleminin nasıl yapılacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sağ kalan eşe aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması mümkün olmakla birlikte, katılma alacağından mahsup edilecek miktarın, iptal edilen mülkiyet hakkının karşılığı olan değeri olması ve mirasçıların hisselerine düşen miktar değil, davalıların iptaline karar verilen hisselerinin değerinin mahsup edilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının alacağın hesaplanması yönünden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan soybağının reddi davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda mahkemece değerlendirme yapılıp yapılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Değerlendirme ve inceleme eksikliği sebebiyle kanun yararına temyiz isteminde bulunulamayacağı gözetilerek Adalet Bakanlığı’nın hükmün kanun yararına bozulması talebi reddedilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.