Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“5237 Sayılı TCK”
- Uyuşmazlık: Sanığın mağdurenin ırzına geçme suçundan cezalandırılmasında 765 sayılı TCK mı yoksa 5237 sayılı TCK mı uygulanacağı, yani sanık lehine olan kanunun hangisi olduğunun tespiti uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK hükümlerinin sanığın eylemine ayrı ayrı uygulanması ve ortaya çıkan sonuçların karşılaştırılması neticesinde 765 sayılı TCK’nun sanık lehine olduğunun anlaşılması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Özel bir tıp merkezinde görev yapan doktorun, muayene etmediği kişiler adına sahte reçete düzenlemesi eyleminin hukuki nitelendirmesi ve dava zamanaşımı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin 765 sayılı TCK'nun 342/1. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nun 210/2. maddesi delaletiyle 204/1. maddesinde düzenlenen “resmi belgede sahtecilik” suçunu oluşturduğu, ancak suç tarihi ile Ceza Genel Kurulu’nun inceleme tarihi arasında dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ve sanık hakkında kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hırsızlık suçundan hükümlü hakkında, 5237 sayılı TCK'ya göre tespit edilen 7 ay 15 gün hapis cezası ile 765 sayılı TCK'ya göre verilen 6 ay 55 gün hapis cezasından hangisinin lehe olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Suçun tamamlanmamış olması ve pişmanlığa dayalı bir iade veya tazmin söz konusu olmadığından 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanamayacağı, 765 sayılı TCK'nın 523. maddesindeki iade ve tazmin hükümlerinin ise uygulanabileceği ve bu durumda 765 sayılı TCK'ya göre verilen cezanın daha lehe olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hükümlünün işlediği suç bakımından 765 sayılı TCK ve 5237 sayılı TCK arasında lehe yasa uygulamasının nasıl yapılacağına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlünün eyleminin 765 sayılı TCK ve 5237 sayılı TCK’daki karşılıkları ile mağdurun şikayetinden vazgeçmesi ve uzlaşma talebinin değerlendirilerek lehe yasanın tespiti için her iki yasaya göre ayrı ayrı ceza hesaplaması ve karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulmasının usule aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında meskun mahalde patlayıcı madde atma ve yangın çıkarmaya teşebbüs suçlarından açılan davada, 765 sayılı TCK mı yoksa 5237 sayılı TCK mı uygulanarak lehe hüküm kurulacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 765 sayılı TCK ve 5237 sayılı TCK'nın ilgili hükümleri somut olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların karşılaştırılması neticesinde, sanık lehine olan 5237 sayılı TCK hükümlerinin uygulanması gerektiği değerlendirilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 765 sayılı TCK'dan 5237 sayılı TCK'ya geçiş sürecinde, nitelikli hırsızlık ve ruhsatnamede sahtecilik suçlarından verilen hükümlerin uyarlanması sırasında, lehe kanun uygulaması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlünün nitelikli hırsızlık suçunda, çalınan aracın değerinin yüksekliği gözetilerek 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın alt sınırdan uzaklaştırılması gerektiği, ruhsatnamede sahtecilik suçunda ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma kararı üzerine yapılan yargılamada dava zamanaşımının nasıl hesaplanacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kanun yararına bozma kararının verildiği tarih ile temyiz edilmeksizin kesinleşen hüküm tarihi arasında geçen sürenin dava zamanaşımına dahil edilmemesi, 765 sayılı TCK’nın lehe hükümlerinin uygulanması ve bu kapsamda zamanaşımının dolduğu gözetilerek Özel Daire’nin kamu davasının düşürülmesine ilişkin kararının sonucu itibarıyla doğru olduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bir maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde sayılıp sayılmayacağının ve suç tarihi itibarıyla Bakanlar Kurulu listesinde yer almasa dahi TCK 188. madde kapsamında suç oluşturup oluşturmayacağının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun konusunun belirlenmesinde, ilgili maddenin uzman bilirkişi tarafından uyuşturucu veya uyarıcı etkiye sahip olduğunun tespit edilmesinin yeterli olduğu, suç tarihi itibarıyla Bakanlar Kurulu listesinde yer almasa dahi sanığın cezalandırılmasına engel teşkil etmeyeceği gözetilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdurlara yönelik eylemlerinin hırsızlık mı yoksa dolandırıcılık suçunu mu oluşturduğu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının süresinde olup olmadığı ve eylemin uzlaştırma kapsamında bulunup bulunmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın hileli davranışlarla mağdurların rızasını sakatlayarak haksız kazanç elde etmesinin dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, ayrıca suç tarihinden sonra dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yargıtay 5. Ceza Dairesinde görülen görevi kötüye kullanma davası ile Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen suç örgütüne ilişkin dava arasında bağlantı bulunup bulunmadığı ve davaların birleştirilip birleştirilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay 5. Ceza Dairesinde görülen davanın beraatle sonuçlanıp kesinleşmesi nedeniyle, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin birleştirme kararının hukuken imkansız hale geldiği ve Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin diğer dosyadaki bilgi ve belgelerden yararlanarak yargılamaya devam edebileceği gözetilerek, birleştirme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nitelikli yağma suçundan sanık hakkında TCK'nın 168/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı ve TCK'nın 150/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdura bıçak çekerek 15 TL’sini gasp etmesi eyleminde, mağdurun zararının sanığın ailesi tarafından karşılanması hususunun etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için yeterli olduğu, ancak gasp edilen paranın değerinin azlığına rağmen sanığın suçu işlemek için gösterdiği kast yoğunluğu ve mağdurun yaşı ve ekonomik durumu gözetildiğinde TCK'nın 150/2. maddesinin uygulanmasına yer olmadığı değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararının TCK 168/3. maddesinin uygulanmaması yönünden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 765 sayılı TCK'da ertelenmiş bir cezanın, 5237 sayılı TCK'daki bir suç için tekerrür hükümlerinin uygulanmasında dikkate alınıp alınamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 765 sayılı TCK'da ertelenen cezanın, hüküm tarihinden itibaren beş yıl içinde yeni bir suç işlenmediği takdirde hükmün vaki olmamış sayılacağı, bu nedenle sanık hakkında 765 sayılı TCK'da hırsızlık suçundan verilen ve 04.02.2014 tarihinde kesinleşen erteli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün, 19.11.2014 tarihinden sonra işlenen kasten yaralama suçu bakımından tekerrüre esas alınamayacağı ve sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanma koşullarının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.