Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“5510 Sayılı Kanun'un 4/1. maddesi”
- Uyuşmazlık: 5510 sayılı Yasanın 41. maddesine göre doğum borçlanması yapılabilmesi için doğumdan önce sigortalı olunması şartının aranıp aranmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 41/1-a maddesindeki doğum borçlanması hakkının, 4/1-a kapsamındaki sigortalı kadınlara tanınmış olması ve borçlanılacak sürenin doğum tarihinden sonraki iki yıllık süreyle sınırlandırılması gözetilerek, bu haktan yararlanabilmek için doğumdan önce sigortalı olunması gerektiği sonucuna varılarak, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Türkiye’de çalışması bulunmayan davacının, 3201 sayılı Kanun kapsamında yaptığı yurtdışı borçlanma süresinin 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a (SSK) mı yoksa 4/1-b (Bağ-Kur) maddesi kapsamında mı değerlendirileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5754 sayılı Kanun ile değişik 3201 sayılı Kanun'un 5. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, Türkiye'de sigortalılığı bulunmayanların yurtdışı hizmet borçlanmasının 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b bendi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurtdışında geçen çalışma süresinin borçlanılması halinde, sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a veya 4/1-b maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun'un 5754 sayılı Kanun ile değişik 5. maddesi uyarınca, yurtdışında geçen sürelerin borçlanılması halinde, Türkiye'de sigortalılığı olmayan kişilerin sigortalılık başlangıç tarihinin 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin bu hususta araştırma yapmadan karar vermesi usul ve yasaya aykırı bulunarak direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurtdışında geçen çalışma süresinin borçlanılması halinde, sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a veya 4/1-b maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun'un 5754 sayılı Kanun ile değişik 5. maddesi uyarınca, yurtdışı hizmet borçlanmalarında Türkiye'de sigortalılık varsa borçlanma tarihine göre, yoksa 5510/4-1-b maddesine göre değerlendirme yapılması gerektiği, mahkemece bu hususta inceleme yapılmadan karar verilmesinin eksik incelemeye sebebiyet verdiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurtdışında geçen çalışma süresinin borçlanması halinde sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a veya 4/1-b maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun'un 5754 sayılı Kanun ile değişik 5. maddesi uyarınca, yurtdışında geçen sürelerin borçlanılması halinde Türkiye'de sigortalılıkları yoksa 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b bendi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, mahkemece bu hususun incelenmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurt dışı hizmet borçlanması yapan davacının sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde, 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a mı yoksa 4/1-b maddesi mi uygulanacağı noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun'un 5. maddesindeki değişiklik uyarınca, yurt dışı hizmet borçlanması yapanların Türkiye'de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, yoksa 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle davacının Türkiye'deki sigortalılık durumunun araştırılıp buna göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ölüm aylığı bağlanması davasında, askerlik borçlanma süresinin 5510 sayılı Kanun'un 32/2-a maddesinde belirtilen 900 günlük prim ödeme gün sayısına dahil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 32. maddesindeki "her türlü borçlanma süreleri hariç" ibaresinin, ölüm aylığı bağlanması için aranan 900 günlük prim ödeme gün sayısının hesabında borçlanma sürelerinin dikkate alınmaması gerektiği anlamına geldiği, Anayasa Mahkemesi'nin de bu yöndeki yorumu benimsediği ve somut olayda sigortalının borçlanma hariç prim gün sayısının 900 günden az olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının sigortalılık işlemlerinde esas alınacak doğum tarihinin, ilk sigortalılık tescilindeki tarih mi yoksa daha sonra idari işlemle düzeltilen tarih mi olacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Kanun'un 120. maddesi ve 5510 sayılı Kanun'un 57. maddesi uyarınca, sigortalılığın başlangıcından sonra yapılan yaş düzeltmelerinin sigortalılık işlemlerinde dikkate alınmayacağı ve davacının kötü niyetli olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının bakıma muhtaç derecede ağır engelli çocuğu olması nedeniyle 5510 sayılı Kanun'un 28. maddesi uyarınca erken emeklilik hakkından yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının prim gün sayısını doldurmuş olsa da sigortalılık süresi ve yaş şartını sağlamaması nedeniyle erken emeklilik hakkından yararlanamayacağına dair yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sigortalının hastalığının mesleki nitelikte olup olmadığı ve işverenin kusur oranı ile kaçınılmazlık ilkesinin değerlendirilip değerlendirilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sigortalının çalıştığı işin niteliği gereği hastalığın meydana geldiği, işyeri koşulları ile hastalık arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, ancak mahkemece meslek hastalığının meydana gelmesinde işverenin kusur oranı belirlenirken kaçınılmazlık ilkesinin değerlendirilmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.