Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“5953 Sayılı Kanun”
- Uyuşmazlık: Davacının gemiadamı olarak çalıştığı dönemde fazla çalışma ücretinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı ödenmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: 854 sayılı Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesindeki açık hüküm gereğince fazla çalışma ücretinin %25 zamlı ödenmesi gerektiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesinin gemiadamları için uygulanamayacağı ve davacının Yargıtay'ın önceki kararlarına güvenerek dava açmış olması nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin hükümlerin düzeltilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve ikramiye alacaklarının olup olmadığı ve Anayasa Mahkemesi'nin 5953 sayılı Kanun'un 6. maddesinin birinci fıkrası ile yedinci fıkrasının ikinci cümlesinin iptaline ilişkin kararının davaya etkisinin ne olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin 5953 sayılı Kanun'un 6. maddesinin birinci ve yedinci fıkralarının bazı kısımlarını iptal etmesi ve bu iptal kararının Resmî Gazete'de yayımlanarak kesinleşmesi ve Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümemekle birlikte derdest davalarda uygulanması gerektiği gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 79. maddesi uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumu'na karşı açılan menfi tespit davasında görevli mahkemenin genel mahkemeler mi yoksa iş mahkemeleri mi olduğu hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığın, haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan bir uyuşmazlık olmayıp, 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesi uyarınca üçüncü şahıslardaki mal ve hakların haczine ilişkin olması ve anılan kanun maddesinde menfi tespit davasında genel mahkemelerin görevli olduğunun açıkça belirtilmiş olması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 79. maddesi uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumu'na karşı açılan menfi tespit davasında görevli mahkemenin genel mahkemeler mi yoksa iş mahkemeleri mi olduğu hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığın temeli 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesi uyarınca üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczine ilişkin olup, sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığından ve 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesinde genel mahkemelerin görevli olduğu açıkça belirtildiğinden, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 5953 sayılı Basın İş Kanunu kapsamında çalışıp çalışmadığı ve buna bağlı olarak fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının yayın yönetim koordinatörü olarak yaptığı işin ve işverenin de daha önce davacıyı 5953 sayılı Kanun kapsamında değerlendirdiğinin dosyadaki delillerle sabit olması gözetilerek, davacının Basın İş Kanunu kapsamında çalıştığı kabul edilmiş ve direnme kararı onanmış, ancak davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıların murisinin davalı işyerinde 1965-1966 yılları arasında yaptığı çalışmaların sigortalı hizmetten sayılması talebiyle açılan davada, hak düşürücü sürenin hangi kanuna göre değerlendirileceği ve sürenin geçmiş olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlık konusu dönemin 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun yürürlükte olduğu dönem olması ve 6900 sayılı Kanun'un uygulanamayacağı, dolayısıyla 506 sayılı Kanun'un 79. maddesinin onuncu fıkrası gereğince hizmetin sona erdiği yılı izleyen yılın sonundan itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Ticari taksi şoförünün, araç sahibi aleyhine açtığı işçilik alacakları davasında, taraflar arasındaki ilişkinin iş sözleşmesi mi yoksa hasılat kirası mı olduğu ve buna bağlı olarak iş mahkemesinin görevli olup olmadığı noktasında çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki ilişkinin niteliğinin, görünürdeki işlemlere değil fiili duruma göre belirlenmesi, davalı gerçek kişinin her iki yasa dönemi açısından ayrı ayrı esnaf tanımı içinde olup olmadığının değerlendirilmesi ve toplanacak deliller ışığında taraflar arasında iş sözleşmesi bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taksi şoförü olan davacı ile araç sahibi davalı arasında işçilik alacakları davasında, işyerinin esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalıp kalmadığına ve buna bağlı olarak görevli mahkemenin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı işyerinin esnaf ve sanatkâr işletmesi olup olmadığının tespiti için gerekli delillerin toplanmadığı, vergi kayıtlarının incelenmediği ve tanıkların bu konuda yeterince dinlenmediği, ayrıca hizmet tespiti davasının sonucunun işçilik alacakları bakımından İş Kanunu'nun uygulanıp uygulanmayacağı konusunda belirleyici olmadığı gözetilerek, eksik incelemeyle verilen direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalıya ait özel halk otobüsünde şoför olarak çalışan davacının işçilik alacakları davasında, davalı işyerinin esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında olup olmadığı ve dolayısıyla iş mahkemesinin görevli olup olmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'na göre, davalı işyerinin esnaf ve sanatkâr işletmesi olması halinde genel mahkemelerin görevli olması gerekirken, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle hizmet akdine tabi işçilerin uyuşmazlıkları da iş mahkemelerinin görevine girmiş ve bu değişikliğin geçmişe etkili olması nedeniyle, iş mahkemesinin görevli hale geldiği, ancak mahkemenin davalı işyerinin esnaf işletmesi olup olmadığı hususunda yeterli araştırma yapmadan karar vermesi usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5434 sayılı Kanun kapsamında bağlanan yetim aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı gerekçesiyle kesilmesi üzerine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında hangi mahkemenin görevli olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesine dayanılarak yapılan aylık kesme işlemine ilişkin uyuşmazlıklarda, aynı Kanun'un 101. maddesi uyarınca iş mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna dair direnme kararı bozulmuştur. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Arabuluculuk anlaşma tutanağına bağlanmış işçilik alacaklarının, anlaşma tutanağına rağmen dava konusu edilip edilemeyeceği, edilebilecekse bunun koşulları ve arabuluculuk anlaşma tutanağının iptali isteminin davada ön sorun olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/5. maddesinin açık hükmü gereğince, arabuluculuk anlaşma tutanağına bağlanan hususlarda dava açılamayacağı, davacının sahtecilik, irade fesadı veya usulsüzlük iddiaları ile arabuluculuk anlaşma tutanağının iptalini ayrıca talep etmesi gerektiği, iptal davası ile alacak davasının birlikte açılabileceği ancak iptal isteminin ön sorun olarak değerlendirilemeyeceği ve miktar bakımından kesinlik sınırına tabi olmayacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.