Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“818 Sayılı Borçlar Kanunu”
- Uyuşmazlık: Davacının, davalı işyerinde çalıştığı dönemde hak kazandığı iddia edilen fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile kıdem ve yıllık izin ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle açtığı alacak davasında, uygulanacak hukuk ve alacakların hesaplanması uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının çalıştığı işin tarım işi niteliğinde olduğu ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olduğu, mahkemenin ise alacak hesaplamasında 4857 sayılı İş Kanunu'nu uyguladığı, ayrıca kıdem ve yıllık izin ücretlerinin reddine ilişkin bozma öncesi karara davacı vekilinin temyiz etmemesi nedeniyle davalı yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Haksız fesih nedeniyle açılan hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacak davasında, işçiye 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 345. maddesi uyarınca verilecek muhik tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay'ın bozma ilamına uymakla birlikte, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 345. maddesi uyarınca muhik tazminat miktarını belirlerken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 438. maddesinin son fıkrasındaki sınırlamayı dikkate alarak eksik inceleme yapması usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın şartlı bağış yaptığı taşınmazlar için mirasçıları tarafından açılan bağıştan rücu davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 246. ve 247. maddeleri uyarınca, mirasbırakanın ölümünden sonra mirasçıların rücu hakkını kullanabilmeleri için bir yıllık sürenin mirasbırakanın rücu sebebini öğrendiği tarihten itibaren işleyeceği ve dönemsel edimleri içeren bağışlamanın bağışlayanın ölümüyle sona ereceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Maluliyet aylığının kesilmesi üzerine, sigortalıya yersiz ödendiği iddia edilen aylıkların iadesi talebine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Yersiz ödenen maluliyet aylıklarının iadesi konusunda 5510 sayılı Kanun'un 96. maddesinin, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 63. maddesine göre özel düzenleme içermesi ve sigortalı lehine olması gözetilerek, yerel mahkemenin 818 sayılı Borçlar Kanunu'nu uygulayarak verdiği direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının iş akdinin feshinden sonra imzaladığı ibranamede fazla mesai ücretine ilişkin bir hak/ücret alacağının olmadığının belirtilmesi karşısında, yerel mahkemenin direnme kararında ibranameyi geçersiz sayıp fazla mesai ücreti alacağına hükmetmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İbranamenin, 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde düzenlendiği ve bu dönemde geçerlilik şartlarını taşıdığı, ibraname ile davalı tarafın savunması arasında çelişki bulunmadığı, yerel mahkemenin yargılama aşamasında yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK hükümlerine göre değerlendirme yaparak ibranameyi geçersiz kabul etmesinin hatalı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kurumun hatalı işlemi nedeniyle yersiz ödenen yaşlılık aylıklarının geri alınması talebinde, 5510 sayılı Kanun'un 96/b maddesi ile Borçlar Kanunu'nun sebepsiz zenginleşme hükümlerinden hangisinin uygulanacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 96. maddesinin, Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarının tahsili konusunda özel bir düzenleme içermesi ve normlar hiyerarşisi gereğince genel hükümlere göre öncelikli olarak uygulanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 506 sayılı Kanun uyarınca yaşlılık aylığı almakta iken kamu kurumunda çalışan davalıya ödenen aylıkların 5335 sayılı Kanun kapsamında geri istenip istenemeyeceği ve davalı hakkında 5510 sayılı Kanun'un 96. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 96. maddesinin, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 63. maddesine göre özel düzenleme içermesi ve özel kanun hükmü olması gözetilerek mahkemenin yersiz ödenen aylıkların iadesi talebini reddeden direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kurumun hatalı işlemi nedeniyle yersiz ödenen ölüm aylıklarının, 5510 sayılı Kanun'un 96. maddesine göre mi yoksa 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun sebepsiz zenginleşmeye ilişkin hükümlerine göre mi geri alınacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 96. maddesinin, yersiz ödemelerin geri alınması konusunda 818 sayılı Borçlar Kanunu'na göre özel bir düzenleme niteliği taşıması ve uygulamada öncelikli olması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kurum hatası nedeniyle yersiz ödenen sosyal yardım zammı ve sosyal destek ödemelerinin geri alınmasında 5510 sayılı Kanun'un 96. maddesinin mi yoksa 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun sebepsiz zenginleşme hükümlerinin mi uygulanacağı hususunda yaşanan hukuki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 96. maddesinin, 818 sayılı Borçlar Kanunu'na göre özel nitelikte bir düzenleme içerdiği ve yersiz ödemelerin geri alınması konusunda uygulanma önceliğine sahip olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın kredi kefalet sözleşmesini imzalayıp imzalamadığı ve mirasçıların kefalet borcundan sorumluluğunun kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinin, o tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'na uygun olarak akdedildiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesindeki şekil şartının geçmişe etkili olarak uygulanamayacağı ve davacının murisinin sözleşmeyi imzaladığının Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olduğu gözetilerek mahkemenin ret kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı işveren tarafından imzalatılan ibranamenin geçerliliği, işçilik alacaklarının hesaplanması ve yargılama giderlerinin paylaştırılması noktasında anlaşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında, ibranamenin 818 sayılı Borçlar Kanunu'na göre değerlendirilmesi, zamanaşımı def'inin dikkate alınması ve yargılama giderlerinin doğru hesaplanması hususlarında hukuka uygunluk tespit edilerek temyiz istemlerinin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı işverenden 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti ve dini bayram/genel tatil ücreti talep etmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının, mahkemenin kararını bozmayı gerektirecek nitelikte bulunmadığı değerlendirilerek, yerel mahkemenin davacının bazı alacak taleplerini kabulüne, bazılarının reddine ilişkin kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.