Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ahlaki Borç”
- Uyuşmazlık: Davacı tarafından ödenen kayınvalidesi ve kayınpederinin sağlık sigortası primlerinin iadesi talebiyle açılan alacak davasında uygulanacak zamanaşımı süresi ve hukuki nitelendirmenin ne olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre değerlendirilmesi ve on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekirken, mahkemece farklı bir hukuki nitelendirme yapılarak zamanaşımı değerlendirmesi hatalı yapıldığı gözetilerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın fuhuş vaadiyle para alıp ortadan kaybolmasının dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın hileli davranışının mağduru aldatabilecek nitelikte olduğu, mağdurun hukuka aykırı bir amaç gütmesinin dolandırıcılık suçunun oluşumuna engel teşkil etmediği, mağdurun zararının sanığın hileli davranışı neticesinde meydana geldiği gözetilerek yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kredi kartı ödemesi açıklaması ile yapılan ödemelerin takip konusu nafaka ödemesi olarak kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz dilekçesi harcının eksik ödenmesi ve tamamlatma tebligatına rağmen eksikliğin giderilmemesi nedeniyle, HMK'nın Geçici 3. maddesi gereğince uygulanması gereken HUMK'nın 434. maddesi uyarınca işlem yapılması için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında, evlilik birliği içerisinde koca tarafından ödendiği iddia edilen taşınmazın, kadın adına tescil edilmesinin bağış sayılıp sayılmayacağı ve katkı payı alacağı istenip istenemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliği içerisinde eşin diğer eş adına aldığı taşınmazın tescili, bağış amacı olmaksızın birlikteliğin getirdiği dayanışma sorumluluğu çerçevesinde yapılmış ise bunun bağış sayılamayacağı ve diğer eşin katkı payı alacağı isteyebileceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Evlilik birliği içerisinde bedeli koca tarafından ödenerek alındığı iddia edilen taşınmazın tapusunun kadın adına oluşturulmasının, koca tarafından kadına yapılmış bir bağış olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliği içinde diğer eşin edinimlerine yapılan katkının birliktelikten doğan dayanışma kapsamında ve kendisinin de yararlanacağı düşüncesiyle yapıldığı, bağış amacı gütmediği ve mal rejiminin sona ermesi halinde talep edilebileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Evlilik birliği içerisinde bedeli davacı (erkek) tarafından ödenerek alınıp davalı (kadın) adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından davalıya yapılmış bir bağış sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliğinin devamı inancıyla, ortak yaşamı ve ailenin geleceğini güvence altına almak amacıyla karşılıklı güven ve dayanışma içerisinde eşlerin birlikte yaptığı yatırımların bağış olarak değerlendirilemeyeceği, davacının mal rejiminin tasfiyesinden doğan değer artış payı ve katılma alacağı taleplerinin bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın kişisel mal mı yoksa edinilmiş mal mı olduğu ve buna bağlı olarak davacının katılma alacağı talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın, davacı tarafından davalıya devredilmesinin bağış olarak nitelendirilemeyeceği, taşınmazın edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerektiği ve davacının katılma alacağı talebinin kabulü gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının azlığı nedeniyle itiraz edilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler gözetilerek hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesiyle, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri uyarınca, belirlenen miktarların yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ortak mülkiyetteki bir taşınmaz üzerinde bulunan yapının davacı tarafından yaptırılıp yaptırılmadığı ve muhdesatın tespiti talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazdaki yapıyı yalnızca kendi emek ve gelirleriyle inşa ettiğini ispatlayamaması ve bozma kararına uyularak yapılan yargılamada da bu hususun açıklığa kavuşturulamaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davanın kısmen kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan nafaka alacağından kaynaklanan menfi tespit davasında, davacı tarafından yapılan ödemelerin nafaka borcuna mahsup edilip edilemeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davacı tarafından yapılan ödemelerin nafaka borcuna mahsup edilemeyeceğine dair delil değerlendirmesi ve davanın kısmen kabulüne ilişkin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıya yapılan bir ödemenin dayanağı olmadığının tespiti üzerine, bu ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre mi yoksa sözleşmesel ilişkiye dayalı olarak mı geri istenebileceği ve hangi zamanaşımı süresinin uygulanacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında uzun yıllara dayanan danışmanlık hizmet sözleşmelerinin varlığı ve davaya konu ödemenin de bu sözleşme ilişkisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, sebepsiz zenginleşmeye ilişkin bir ve on yıllık zamanaşımı yerine, sözleşmeye dayalı on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğine ve davanın esasının incelenmesi gerektiğine karar verilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının davacı hakedişlerinden yaptığı %5 oranındaki kesintilerin sözleşmeye mi yoksa sebepsiz zenginleşmeye mi dayandığı ve buna bağlı olarak davalı aleyhine işlemiş faize hükmedilip hükmedilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı tarafından 5510 sayılı Kanun’un 81/1. maddesi gereğince yapılan kesintilere ilişkin olsa da asıl ilişkinin 25.08.2008 ve 01.12.2009 tarihli endeks okuma işi hizmet alım sözleşmelerine dayandığı, dolayısıyla uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşmeden değil sözleşmeden kaynaklandığı ve davalının temerrüde düşürülmeden işlemiş faize hükmedilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.