Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ailenin Soyadı”
- Uyuşmazlık: Boşanma ile velayeti annesine verilen ancak babasının soyadını taşıyan küçüğün soyadının annesi tarafından velayeten kendi soyadı ile değiştirilmesinin talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Evlilik içinde doğan çocuğun TMK m. 321 hükmü gereğince babasının soyadını taşımasının emredici bir hüküm olması ve velayetin annede olmasının çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden oluşturmaması gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Evlilik birliği devam ederken ortak çocukların soyadının annenin evlenmeden önceki soyadı ile değiştirilmesi talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Türk Medeni Kanunu’nun 321. maddesi, Soyadı Nizamnamesi ve Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince, evlilik birliği devam ederken çocukların ailenin yani babanın soyadını taşımasının yasal zorunluluk olduğu ve bu kuralın emredici nitelikte olması gözetilerek, çocukların soyadının değiştirilmesi talebinin reddine dair yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Velayeti anneye verilen küçüğün, babasının soyadını taşımasından kaynaklanan sosyal ve psikolojik sorunlar nedeniyle, annesinin soyadını alması talebiyle açılan soyadı değişikliği davasında görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun doğumla kazandığı aile soyadının değiştirilmesi talebinin, velayet hakkı ve çocuğun menfaati kapsamında değerlendirilmesi gereken bir aile hukuku uyuşmazlığı olduğu, dolayısıyla 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesi uyarınca görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gözetilerek, asliye hukuk mahkemesinin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Evlilik birliği içinde doğan ve boşanma ile velayeti annesine verilen küçüğün, babasının soyadını taşıyor olmasına rağmen annesinin soyadını alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun soyadının belirlenmesi davasının aile hukukundan doğan bir dava olduğu ve bu nedenle görevli mahkemenin aile mahkemesi olması gerektiği gözetilerek, asliye hukuk mahkemesinin verdiği direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Evlilik birliği içinde doğan ve boşanma ile velayeti annesine verilen, ancak babasının soyadını taşıyan küçüğün soyadının, annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun soyadının doğumla babasının soyadı olarak belirlendiği, velayet hakkının anneye verilmiş olmasının ve çocuğun annesiyle aynı soyadını taşımasının onun yararına olacağının ileri sürülmesinin Türk Medeni Kanunu m.321 hükmü ve çocuğun soyadını belirleme konusundaki düzenlemeler karşısında tek başına haklı bir sebep oluşturmadığı, ayrıca uyuşmazlığın çözümünün aile hukuku kapsamında olduğu ve bu nedenle görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun velayetinin anneye verilmesi halinde, çocuğun soyadının annenin soyadı olarak değiştirilip değiştirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun doğum tarihinde anne ve babanın evli olması halinde çocuğun babanın soyadını taşıyacağının TMK m.321'de açıkça düzenlendiği, velayetin anneye verilmesinin ve boşanmanın çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden oluşturmadığı, bu konuda yasal bir düzenleme bulunmadığı, aksine düzenlemenin çocuğun menfaatine zarar vereceği, nüfus kayıtlarının güvenilirliğini zedeleyeceği ve çocuğun ruh hali üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma sonucu velayeti annesine verilen ve babası ölen küçüğün, annesi tarafından açılan davada soyadının anne soyadı ile değiştirilip değiştirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Küçüğün, evlilik birliği içerisinde doğmuş olması ve TMK m. 321 gereğince evlilik içinde doğan çocuğun ailenin/babanın soyadını taşıması gerektiği, ergin oluncaya kadar babanın soyadını taşımakla yükümlü olduğu, 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin 2. fıkrasının ise ilk defa soyadı alacaklara ilişkin bir düzenleme içermesi nedeniyle somut olayda uygulanamayacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Velayet hakkına sahip annenin, çocuğun soyadının kendi kızlık soyadı ile değiştirilmesi talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üstün yararı gözetilerek, annenin velayet hakkına sahip olması, babanın çocuğa ilgi göstermemesi ve çocuğun okul gibi sosyal ortamlarda farklı soyadı nedeniyle sorun yaşaması nedeniyle annenin kızlık soyadının çocuğun soyadı olarak değiştirilmesinde çocuğun üstün yararının bulunduğu değerlendirilerek, yerel mahkemenin reddine ilişkin karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Velayeti annede olan çocuğun soyadının annenin soyadıyla değiştirilmesi istemine ilişkin yerel mahkemenin direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamından sonra, mahkemenin ilk kararındaki gerekçelere ek olarak davacı ve çocuğun beyanını alıp hükme gerekçe yapması, direnme kararını yeni hüküm niteliğine dönüştürdüğü gözetilerek dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Reşit olmayan çocuğun, babası tarafından mahkeme kararıyla değiştirilen soyadını, reşit olduktan sonra tekrar değiştirmek için dava açıp açamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Soyadının şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğu ve reşit olmayan çocuğun babası tarafından değiştirilen soyadını reşit olana kadar kullanmasının zorunlu olduğu, ancak reşit olduktan sonra bu hakkını kullanarak soyadını değiştirmek için dava açabileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.