Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Alacaklıyı Zarara Uğratmak”
- Uyuşmazlık: Ticari işletme yöneticisinin kasten alacaklıyı zarara uğratması ve alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçlarından verilen hükümlerin temyiz edilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Ticari işletme yöneticisinin kasten alacaklıyı zarara uğratması suçunun CMK m. 286/2-d uyarınca temyiz edilemeyeceği, alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçundan verilen beraat kararlarının ise hukuka uygun olduğu gözetilerek bölge adliye mahkemesi kararları onanmıştır. - Uyuşmazlık: Şirket yetkilisinin, alacaklıları zarara uğratmak kastıyla ticari işletmenin borcunu kısmen veya tamamen ödememesi suçundan cezalandırılmasına ilişkin yerel mahkeme kararına karşı Özel Daire’nin bozma ilamına, yerel mahkemenin direnmesi üzerine oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Özel Daire’nin bozma kararına uyma kararı verdikten sonra, dosyaları birleştirme ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda verdiği karar, yeni bir hüküm niteliğinde olduğundan dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçundan sanıkların beraatine ilişkin istinaf kararının temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay'ın bozma kararı vermesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, taşınmazın düşük bedelle devri, devralan ile yakın akrabalık ilişkisi, bedelin elden ödenmesi ve borç ödemelerinde kullanılmaması gibi eylemlerinin alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla mevcudu eksiltme suçunun unsurlarını oluşturduğu gözetilerek, istinaf mahkemesinin beraat kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tasarrufun iptali davasında, İİK m. 277 vd. maddeleri ile BK m. 179, 180 ve 110. maddelerine dayalı taleplerin birlikte görülüp görülemeyeceği, borçlu ile üçüncü kişi arasında iptal davasına konu olabilecek bir tasarruf işleminin bulunup bulunmadığı, bulunması halinde davanın konusuz kalıp kalmadığı, bekletici mesele ve yargılama giderlerinin belirlenmesi hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının talepleri arasında terdit bulunmadığı, somut uyuşmazlığın niteliği, BK’nın 110, 179 ve 180. maddeleri kapsamındaki taleplerin İİK m. 280/3’deki iptal sebepleri bakımından birlikte değerlendirilmesi gerektiği, taleplerden birine ilişkin verilecek kararın diğerini doğrudan etkileyeceği, bu sebeple davacının taleplerinin bir bütün olarak ele alınarak çözülmesinin usul ekonomisine uygun olduğu, ayrıca dosya kapsamında icra iflas hukuku anlamında iptale konu edilebilecek bir devir veya tasarruf işleminin bulunmadığı gözetilerek direnme kararı onanmış, davacı vekilinin direnme kapsamı dışında kalan ve Özel Dairece incelenmeyen temyiz itirazlarının değerlendirilmesi için dosya Yargıtay’a gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltme suçundan verilen şikayet hakkının düşürülmesi kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilebilirliği ve esası.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 286/2-d maddesi uyarınca, suçun üst sınırının iki yıldan fazla hapis cezası içermesi nedeniyle temyiz yolunun açık olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi'nin şikayet hakkının düşürülmesine dair kararının hukuka uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin esastan reddine ve hükmün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla mevcudu eksiltmek suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmün, suça iştirak hükümleri gözetilmeden verildiği iddiasıyla kanun yararına bozulması talebi.
Gerekçe ve Sonuç: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 331. maddesinde düzenlenen suç bakımından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun suça iştirak hükümlerinin uygulanabileceği ve takip borçlusunun fiiline iştirak edenler hakkında da şikayetin mümkün olduğu, bu nedenle sanığın diğer sanığın eylemlerine iştirak iradesiyle hareket ettiğinin tespit edilmesi nedeniyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla mevcudu eksiltmek suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin kararın hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 331. maddesinde düzenlenen suçu işlediğine dair yeterli delil toplanmadığı, özellikle de sanığın eylemlerinin alacaklıyı zarara uğratma kastıyla gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin ve suça iştirak konusunun yeterince araştırılmadığı gözetilerek yerel mahkemenin mahkumiyet kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında alacaklıyı zarara uğratmak suçundan açılan davanın reddine dair kararın temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıklar hakkında daha önce aynı fiiller nedeniyle açılan davalarda usule ilişkin karar verilerek esasa girilmemiş olması ve mükerrerlik şartlarının oluşmaması gözetilerek, davanın reddine dair yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Borçlunun aynı gün içinde çok sayıda aracı farklı kişilere devretmesiyle oluşan tasarrufun iptali davasında, alıcıların borçlunun kötü niyetini bilip bilmediği ve devir işleminin ticari emtianın önemli bir kısmını kapsayıp kapsamadığı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun aynı gün içinde çok sayıda aracı devretmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, alıcının borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması gerektiği, ayrıca devir işleminin ticari emtianın önemli bir kısmını oluşturduğu gözetilerek, İİK'nın 280/1, 3 ve son maddesi uyarınca tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ticaret şirketi yetkililerinin alacaklıları zarara uğratmak kastıyla ticari işletmenin borcunu kısmen veya tamamen ödememesi suçundan sanıkların beraatine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz üzerine, Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan uyuşmazlık, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı ve beraat kararının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihinden itibaren sekiz yıllık dava zamanaşımı süresinin, Ceza Genel Kurulu'nun inceleme tarihinden önce dolduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuş ve sanıklar hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçundan verilen düşme kararına karşı yapılan istinafın, temlik nedeniyle şikayet hakkı bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararına karşı yapılan temyiz üzerine Yargıtay’ın bozma ilamına direnilmesi üzerine dosyanın Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge adliye mahkemesinin, dosya alacaklısının temlik tarihinden önceki alacak nedeniyle şikayetçi sıfatının devam ettiği ve işin esasının incelenmesi gerektiği yönündeki Yargıtay bozma kararına aykırı direnme kararı, Tebliğname'ye aykırı bulunarak bozulmuş ve dosyanın Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükmün, borçlu asile icra emrinin tebliğ edilmemesi nedeniyle hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Cezaların şahsiliği ilkesi ve İcra İflas Kanunu'nun 331. maddesinde düzenlenen alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçundan dolayı borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin kendisine tebliğ edilmiş olması gerektiği, vekiline tebliğ edilmiş olmasının yeterli olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin mahkumiyet hükmü bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.