Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Aleyhe Sonuç Doğurma Yasağı”
- Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin TCK'nın 106/1-1. cümlesi yerine 106/1-2. cümlesi uyarınca cezalandırılması ve eylemin uzlaştırma kapsamında olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, "Bu evi de seni de yakarım" sözleriyle eşini tehdit etmesinin TCK'nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen nitelikli tehdit suçunu oluşturduğu, ancak yerel mahkemece daha hafif cezayı gerektiren TCK'nın 106/1-2. cümlesi uygulandığı, ayrıca 6763 sayılı Kanun ile tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı gözetilerek, yerel mahkeme hükmü, suç vasfının tespiti ve uzlaştırma hükümlerinin uygulanması için bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itiraz üzerine verilen yeni cezanın, önceki cezadan daha ağır olmasının cezayı aleyhe değiştirme yasağına uyup uymadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, davanın esasını çözmeyen bir karar olması ve lehe/aleyhe sonuçtan söz edilememesi, CMK’da itiraz yolunda cezayı aleyhe değiştirme yasağı düzenlenmemesi ve istisnai normların kıyas yoluyla genişletilememesi gözetilerek, itiraz üzerine verilen cezanın öncekinden daha ağır olmasının cezayı aleyhe değiştirme yasağına aykırı olmadığına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hapis cezası verildikten sonra adli para cezasına çevrilmesinin TCK 50/2’ye aykırı olması nedeniyle kanun yararına bozma kararı verilen bir olayda, yerel mahkemede yeniden yargılama yapılıp yapılmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkumiyet hükmünün kanun yararına bozulmasının sanık aleyhine sonuç doğurmaması gerektiği ve hükmün esasına ilişkin bir aykırılık nedeniyle TCK’nın 309/4. maddesindeki hallerden birinin uygulanamayacağı gözetilerek hükmün, CMK 309/3 uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, ilk hükümde ertelenen hapis cezasının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ardından denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklanması aşamasında kazanılmış hak olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin, sanık lehine, ilk hükmün temyiz edilmesi üzerine bozulmasından sonra uygulandığı, bu durumun sanık için yeni bir hukuki süreç başlattığı, kazanılmış hakkın nihai hükümler arasında uygulanabilir olduğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının nihai hüküm niteliğinde olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın özel güvenlik görevlisine yönelik eylemlerinin kasten yaralama ve silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçlarını mı yoksa görevi yaptırmamak için direnme suçunu mu oluşturduğu ve sanık lehine temyiz üzerine bozma sonrası verilen cezanın kazanılmış hak ihlali oluşturup oluşturmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eylemlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, özel güvenlik görevlisine yönelik maket bıçak kullanımı ve darp eylemlerinin görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu, ayrıca kasten yaralama suçundan hüküm kurulamayacağı ve sanığın kazanılmış hakkının hatalı olarak ayrı ayrı hükmedilen cezaların toplamı olan 10 ay 15 gün hapis cezası olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin 9 ay hapis cezası veren hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına rağmen aynı fiilden dolayı sanık hakkında açılan ikinci davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulup hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının kanun yararına bozma yoluyla bozulup bozulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında bir takım hukuki sonuçlar doğurduğu ve bu kararın kesinleşmesi halinde kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceği gözetilerek Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına rağmen aynı sanık hakkında aynı fiilden dolayı verilen mahkûmiyet hükmünün kanun yararına bozma yoluyla denetlenip denetlenemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, sanık hakkında bir takım hukuki sonuçlar doğurduğu ve kesin hüküm niteliğinde olduğu gözetilerek; CMK m.309/4-d bendindeki "hükümlü" kavramının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş kişileri de kapsadığı ve bu kararların kanun yararına bozma yoluyla denetlenebileceği gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek, Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında aynı eylem nedeniyle açılan mükerrer dava sonucu davanın reddi yerine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kanun yararına bozulması üzerine davanın reddi kararının Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi verilmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesin hüküm niteliğinde olması ve adil yargılanma hakkı ile makul sürede yargılanma hakkı gözetilerek, davanın reddi kararının cezanın kaldırılması sonucunu doğurması nedeniyle CMK'nın 309/4-d maddesi uyarınca Özel Dairece verilmesi gerektiği değerlendirilerek, Özel Daire kararının bu hususta düzeltilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında aynı eylem nedeniyle daha önce mahkûmiyet kararı verilmişken, aynı eylemden dolayı açılan ikinci davada verilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kanun yararına bozma yoluyla incelenip incelenemeyeceği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının bozulması halinde davanın reddine karar verilmesinin Özel Dairece mi yoksa yerel mahkemece mi yapılacağı ve Özel Daire kararındaki "müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına" ibaresinin kararda yer alıp almaması gerektiği hususları uyuşmazlık konusudur.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın da kesin hüküm niteliğinde hukuki sonuçlar doğurduğu, bu nedenle kanun yararına bozma yoluyla incelenebileceği, aynı fiilden dolayı daha önce mahkûmiyet kararı bulunduğundan ikinci davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davanın reddinin cezanın kaldırılması sonucunu doğurması sebebiyle bu kararın Özel Daire tarafından verileceği ve Özel Dairece davanın reddine karar verildiğinden yerel mahkemede yapılacak bir işlem kalmadığı için "müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına" ibaresinin Özel Daire kararından çıkarılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmişken, sanık hakkındaki şikayetten vazgeçilmesi sebebiyle davanın düşürülmesi gerekirken mahkumiyet hükmü verilmesi nedeniyle oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının da kesin hüküm niteliğinde bazı hukuki sonuçlar doğurduğu, bu nedenle şikayetten vazgeçilmesi halinde davanın düşürülmesi gerektiği gözetilerek Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, boşanma davasında müvekkili tarafından kendisine verilen ve aslını görmediği sahte doktor raporunu onaylayarak mahkemeye sunması eyleminin, Avukatlık Kanunu'nun 56/3. maddesinde düzenlenen "aslı olmayan belgeyi onaylama" suçunu mu yoksa TCK'nın 257. maddesinde düzenlenen "görevi kötüye kullanma" suçunu mu oluşturduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Avukatın, kendisine tevdi edilen belgenin aslını saklaması ve istemesi halinde ibraz etmesi gerekirken, sahte olduğu anlaşılan raporun aslını görmeden ve muhafaza etmeden, fotokopisini onaylayarak mahkemeye sunmasının ve bu eylemiyle katılanın mağduriyetine neden olmasının, görevinin gereklerine aykırı davranmak suretiyle kişilerin mağduriyetine neden olan kamu görevlisinin cezalandırılmasını öngören Avukatlık Kanunu'nun 56/3. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararında belirlenen denetim süresi içinde işlendiği iddia edilen suçun, denetim süresi sona erdikten sonra işlendiğinin anlaşılması üzerine, bozma sonrası davanın düşmesine Yargıtay Özel Dairesi tarafından mı yoksa yerel mahkeme tarafından mı karar verileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: HAGB kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Çocuk Koruma Kanunu’na göre denetim süresinin üç yıl olarak belirlenmesi gerektiği, sanığın bu süre içerisinde kasıtlı suç işlemediğinin adli sicil kaydı ile sabit olması ve davanın düşmesi kararının da cezanın kaldırılması sonucunu doğurması nedeniyle adil yargılanma hakkı ve makul sürede yargılanma ilkeleri gözetilerek CMK m.309/4-d bendi uyarınca, davanın düşmesine Yargıtay Özel Dairesi tarafından karar verilmesi gerekirken, yerel mahkemeye gönderilmesi isabetsiz görülerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve Özel Daire kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.