Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Anonim Şirket İhyası”
- Uyuşmazlık: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Geçici 7. maddesi gereğince ticaret sicilinden terkin edilen şirketin alacaklısı tarafından ihya davası açılması üzerine, şirketin ihyası halinde tasfiye memuru atanmasının gerekli olup olmadığı ve ihyanın sadece dava dosyası ile sınırlı tutulup tutulamayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı TTK'nın Geçici 7. maddesine göre terkin edilen şirketin ihyası yerine, alacaklının amacına TTK'nın 547. maddesindeki ek tasfiye yoluyla da ulaşılabileceği, menfaatler dengesi ve ek tasfiyenin geçici bir önlem niteliği de gözetilerek, şirketin dosya kapsamıyla sınırlı olmak üzere ek tasfiyesine karar verilmesi ve tasfiye memuru atanması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 6102 sayılı Kanun'un Geçici 7. maddesi gereğince ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ihyası hâlinde tasfiye memuru atanmasının gerekli olup olmadığı ve ihya kararının dosya ile sınırlı verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı Kanun'un Geçici 7. maddesi gereğince terkin edilen şirketin ihyası davasında, davacının amacına 6102 sayılı Kanun'un 547. maddesi kapsamında ek tasfiye ile ulaşılabileceği gözetilerek, şirketin ek tasfiyesine karar verilmesi ve tasfiye memuru atanması gerekirken, terkin işleminin hukuka aykırı olup olmadığı araştırılarak şirketin ihyasına karar verilmesi doğru görülmediğinden, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ticaret sicilinden terkin edilen davalı şirketin, hizmet tespiti davasında taraf teşkilinin nasıl sağlanacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Geçici 7. madde kapsamında terkin edilen şirketin ihyası halinde, terkin işleminin hukuka aykırı olduğunun tespiti durumunda tasfiye memuru atanmasına gerek olmadığı, ancak hukuka uygun terkin sonrası ihya durumunda ek tasfiye söz konusu olacağından tasfiye memuru atanmasının zorunlu olduğu, somut olayda ise terkin işleminin hukuka aykırı olduğunun tespit edilmesi nedeniyle şirketin baştan itibaren varlığının devam ettiği ve usulüne uygun tebligatla taraf teşkilinin sağlanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Geçici 7. maddeye göre terkin edilen şirketin ihyasına ilişkin kararın ek tasfiye niteliğinde olup olmadığı ve buna bağlı olarak tasfiye memuru atanmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu şirketin, geçici 7. maddeye aykırı şekilde değil, terkin tarihinden sonra açılan dava nedeniyle taraf teşkili için ihya edilmesi gerektiğinden, ihya kararının ek tasfiye niteliğinde olduğu ve TTK 547/2. maddesi gereğince tasfiye memuru atanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Şirketin ihyası talebi üzerine, şirket terkinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı ve davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Şirketin 6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak terkin edilmediği, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu ve şirketin ihyası halinde ek tasfiye yoluna gidilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Re'sen terkin edilen bir şirketin, derdest davada taraf teşkili için ihyası talebinin hangi mahkemede görüleceği hususunda yetki uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Şirketin ihyası davalarında yetkili mahkemenin, 6102 sayılı TTK'nın 547/1. maddesi gereğince şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi olduğu gözetilerek, davanın yetkisiz mahkemede görülmesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Münfesih sayılan şirketin, münfesih sayıldığı tarihte derdest davaları bulunduğu gerekçesiyle ihyası talebinin reddine ilişkin yargılama.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı TTK’nın Geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca münfesih sayılma tarihi itibariyle derdest davaları bulunan şirketler hakkında anılan maddenin uygulanamayacağı ve şirketin tamamen ihyası gerekirken, sınırlı ihyaya karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebinin, yasal süre içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle reddine ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin, şirketin ihyası için öngörülen beş yıllık hak düşürücü süreyi düzenleyen hükmü iptal etmesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarının derdest davalara derhal uygulanması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tasfiye edilmiş bir anonim şirketin, aleyhine daha önce açılmış bir hizmet tespit davası nedeniyle ihya edilip edilmeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından şirket aleyhine açılan hizmet tespit davasının akıbeti beklenilmeden şirketin tasfiye edilmesi ve davacının bu davadan kaynaklı hukuki yararının bulunması gözetilerek, şirketin ihyasına ve eski tasfiye memurunun atanmasına dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İflası kapatılan ve ticaret sicilinden silinen bir şirketin, iş kazası sonucu maluliyet tespiti davasında taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Taraf ehliyetinin dava şartı olduğu ve yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği, ticaret sicilinden silinmekle tüzel kişiliği sona eren şirketin taraf ehliyetini kaybettiği, iş kazası sonucu maluliyet tespiti davasında verilecek hükmün işverenin hak alanını etkileyeceği ve bu nedenle işverenin davada taraf teşkilinin sağlanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ek tasfiye davasında, tasfiyeyi yürüten iflas idaresinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulup tutulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu şirketin ticaret sicilinden terkin edildikten sonra rücuen alacak davası açılması ve ek tasfiye davasının açılmasında iflas idaresinin kusurunun bulunmaması, ayrıca davalı idarenin davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olması ve hakkaniyet gerekçeleri gözetilerek, iflas idaresinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına ve direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Şirket ihyası davasında, davalı ticaret sicil müdürlüğü aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 7511 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesine eklenen hüküm uyarınca, şirket ihyası davalarında ticaret sicil müdürlüğü aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu hususta düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.