Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Anonim Şirket Ortağı”
- Uyuşmazlık: Emekli aylığı alan davacıların limited şirket ortaklığından dolayı emekli aylıklarından yapılan sosyal güvenlik destek primi (SGDP) kesintilerinin yerinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Limited şirket ortaklarının, vergi kaydı silinse dahi şirketin ticaret sicil kaydı devam ettiği sürece 1479 sayılı Kanun'un Ek 20. maddesi uyarınca SGDP ödemek zorunda oldukları ve şirketin sona ermesinin yalnızca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 636. maddesinde belirtilen hallerde gerçekleşeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Emekli aylığı alan davacının limited şirket ortaklığından dolayı, emekli aylığı üzerinden yapılan sosyal güvenlik destek primi (SGDP) kesintilerinin yasal olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun ilgili hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, limited şirket ortaklığının devam etmesinin Bağ-Kur kapsamında sigortalılığın devamı için yeterli olduğu ve vergi kaydının kapanmasının bu durumu etkilemediği, dolayısıyla SGDP kesintisinin yasal olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Anonim şirketin yönetim kurulu üyeliği sona eren davacının, şirketin daha sonraki dönemlere ait prim borçlarından şirket ortağı sıfatıyla sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Anonim şirket ortaklarının, 506 ve 5510 sayılı Kanunlarda ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da öngörülen düzenlemelerde aksi belirtilmediği, şirketin prim borçlarından dolayı sorumlu tutulamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının emekli aylığından yapılan sosyal güvenlik destek primi (SGDP) kesintilerinin yasal olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının emekli olduktan sonra limited şirket ortaklığının devam etmesi nedeniyle, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu'nun Ek 20. maddesi ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Geçici 14. maddesi uyarınca SGDP kesilmesinin yasal olduğu, vergi kaydının kapanmasının limited şirket ortaklığını sona erdirmediği ve Kurumun bu konudaki genel yazısının bağlayıcı olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin kurucu ortağı ve yönetim kurulu üyesi olan davacının, 11.12.1996-31.01.2015 tarihleri arasında 4/a kapsamında yapılan sigortalılık bildirimlerinin iptal edilmesi üzerine, gerçek sigortalılık statüsünün tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olması gerekirken, 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık bildirimi yapılması ve davalı Kurum tarafından iptal edilmesi üzerine; şirket içi görev ve yetkilerinin tespiti, hizmet akdi ve bağımlılık unsurlarının varlığı, özel ihtisas gerektiren bir işin üstlenilip üstlenilmediği hususları araştırılmadan eksik incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Borçlu anonim şirket aleyhine yapılan icra takibinde, borçlu şirketin ortağından olan alacağın haczi için ortağa haciz ihbarnamesi gönderilip gönderilemeyeceği ve bu alacağın niteliğinin araştırılıp araştırılmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Şirket ortağının, ortağı olduğu şirketin borcundan dolayı üçüncü kişi olarak kabul edilebileceği ve şirketin ortakta bulunan ortaklık ilişkisi dışında kalan hak ve alacaklarının haczi için haciz ihbarnamesi çıkarılabileceği, ancak icra mahkemesinin, haciz ihbarnamesine yapılan şikâyeti incelerken alacağın niteliğini değil, şikâyetçinin üçüncü kişi olup olmadığını ve haciz ihbarnamesinin usule uygunluğunu araştırması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı tarihten sonraki döneme ilişkin alacak talepleri yönünden asliye ticaret mahkemesinin mi yoksa iş mahkemesinin mi görevli olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldıktan sonraki dönemde şirketle arasında işveren vekili sıfatıyla bağımlı bir iş/hizmet ilişkisi içerisinde olduğu, sahip olduğu pay oranının da şirketin yönetimine etki edebilecek düzeyde olmadığı gözetilerek, uyuşmazlığın iş mahkemesinin görev alanına girdiğine ve direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Emekli aylığı alan davacının limited şirket ortaklığından dolayı, emekli aylığından Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) kesilmesinin yasal olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Limited şirket ortaklığının 1479 sayılı Kanun'un Ek 20. maddesi uyarınca SGDP kesintisi gerektirdiği, vergi kaydının kapanmasının limited şirketin varlığını sona erdirmediği ve davacının şirket ortaklığının devam etmesi nedeniyle SGDP kesintisi yapılmasının hukuka uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının anonim şirket kurucu ortağı veya yönetim kurulu üyesi olma koşulunu taşımadığı halde, 1997 yılında 4247 sayılı Kanun hükümleri gereğince ödediği primler nedeniyle 10.09.1992-01.06.1997 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte olan 1479 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri uyarınca sigortalılık için aranan anonim şirket kurucu ortağı veya yönetim kurulu üyesi olma şartlarını taşımadığı, vergi, esnaf sicili ve meslek kuruluş kayıtlarının da bulunmadığı anlaşıldığından, 4247 sayılı Kanun’dan yararlanarak prim ödemiş olsa dahi sigortalılığının başlangıçtan itibaren geçersiz olduğu ve Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının emekli aylığı üzerinden yapılan Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) kesintilerinin yasal olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının limited şirket ortaklığının devam etmesi sebebiyle, vergi kaydının silinmiş olması ve şirketin fiilen faaliyette bulunmaması gözetilmeksizin, 1479 sayılı Kanun'un Ek 20. maddesi uyarınca emekli aylığından SGDP kesintisi yapılmasının yasal olduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, hisselerini devraldığı limited şirketin devralma işleminden önceki döneme ait sigorta primlerinden sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesi ve Anayasa Mahkemesi'nin ilgili kararları uyarınca limited şirket ortaklarının, şirketin devralma işleminden önceki döneme ait sigorta primlerinden sermaye hisseleri oranında sorumlu olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Emekli aylığı alan davacının, limited şirket ortaklığından dolayı emekli aylığından sosyal güvenlik destek primi (SGDP) kesintisi yapılmasının yasal olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Kanun'un Ek 20. maddesi ve 5510 sayılı Kanun'un Geçici 14. maddesi uyarınca, limited şirket ortaklığı devam eden emeklilerin aylıklarından SGDP kesintisi yapılması gerektiği, vergi kaydının kapanmasının şirket ortaklığını sona erdirmediği ve SGDP kesintisini ortadan kaldırmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.