Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İçtihatları”
- Uyuşmazlık: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına dayanarak açılan yargılamanın iadesi talebinin HMK’da öngörülen süreler açısından geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: AİHM kararının kesinleşme tarihinden itibaren yargılamanın iadesi için öngörülen 3 aylık ve iade talebine konu hükmün kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık sürelerin aşıldığı gözetilerek, yargılamanın iadesi talebinin reddine ve ilk derece ile bölge adliye mahkemesi kararlarının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 3713 sayılı Kanun’un 7/2-b-2. maddesindeki “slogan atma” eyleminin, aynı Kanun’un 7/2. maddesindeki cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemleri meşru gösterecek, övecek veya teşvik edecek nitelikte olmasının suçun oluşumu için gerekli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 3713 sayılı Kanun'un 7/2-b-2. maddesinde sayılan slogan atma eyleminin, terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterme, övme veya teşvik etme unsurlarını taşımasa dahi suç oluşturacağı, ancak bu eylemin demokratik toplum düzenini ve kamu güvenliğini bozma amacı taşıması ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile uyumlu olması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın terkini istemine ilişkin davada, mahkeme kararının faiz ve vekalet ücreti yönünden hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları gözetilerek, kamulaştırma bedelinin eksik yatırılan kısmına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği ve davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının faiz ve vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan terkini davasında, bedeline ilişkin uyuşmazlık ve faiz ile vekalet ücreti hesaplamasının doğru yapılıp yapılmadığına dair temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları gözetilerek, kamulaştırma bedelinin eksik hesaplanan faizi ve hatalı hükmedilen vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında, mahkeme kararının Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile uyumlu hale getirilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin 7139 sayılı Kanun'un ilgili hükmünü iptal etmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile Anayasa Mahkemesi'nin emsal kararları gözetilerek, yerel mahkeme kararının hüküm fıkrası düzeltilerek, ödenmemiş bedele dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi ve vekalet ücretine hükmedilmemesi suretiyle onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin açılan davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk türünde olduğu, bu sorumluluğa dayalı tazminat davaları için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden mülga 818 sayılı BK’nın 125. maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, bu süre hesabında tapu iptal kararının kesinleştiği tarihin esas alınması gerektiği ve somut olayda davanın bu sürenin dolmasından sonra açıldığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aktif çalışma hayatı içinde olmayan emeklilerin sendika kurma hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 51. maddesinin sendika kurma hakkını yalnızca çalışanlar ve işverenler için öngörmesi, uluslararası sözleşmelerle Anayasa arasında aynı konuda farklı hükümler olması durumunda Anayasa hükümlerinin esas alınması gerektiği ve aktif çalışma hayatı içinde olmayan emeklilerin sendika kurma hakkının Anayasal dayanağının bulunmaması gözetilerek, emekliler tarafından kurulan sendikanın yok hükmünde olduğuna ve yerel mahkemenin bu yöndeki kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 3713 sayılı Kanun’un 7/2-b-1. maddesindeki “Örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin asılması ya da taşınması” eyleminin aynı Kanun’un 7/2. maddesindeki cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte olmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın taşıdığı bayrağın örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru göstermediği, övmediği veya teşvik etmediği kabul edilse de, 3713 sayılı Kanun’un 7/2-b-1. maddesinin, örgüt propagandasını cezalandırmak amacıyla bu unsurları aramaksızın düzenlendiği, ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasının kamu düzeni ve güvenliği için gerekli olduğu ve yasal düzenlemeye uygun olduğu gözetilerek, Özel Daire’nin bozma kararı kaldırılarak yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, bankanın internet sitesinde şikayetini dile getirirken kullandığı ifadelerin hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kullandığı ifadelerin şikayet ve eleştiri hakkı kapsamında kaldığı, muhatabın giyimine yönelik ifadelerin ise fiil isnadına dayanmayan bir değer yargısı niteliğinde olup hakaret suçunun unsurlarını oluşturmadığı gözetilerek yerel mahkemenin beraat hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında müdafi atanması talebinde bulunmayan ve tutuklu yargılanan sanık hakkında, müdafi atanmamasının CMK'nın 101/3. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı ve bu bağlamda savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı ile TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanun’un 5. maddeleri uyarınca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa, CMK'nun 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve tutuklama talebiyle sevk edildiğinde müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise kendisine müdafi seçme veya görevlendirme talebinde bulunmadığı, CMK m. 150/3'te düzenlenen zorunlu müdafilik hükmünün sanığa atılı suçun temel cezası dikkate alındığında uygulanmayacağı, CMK 101/3'ün ise ilk tutuklamaya ilişkin olduğu ve tutuklu olarak yargılanmanın tek başına zorunlu müdafilik nedeni olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kovuşturmanın ertelenmesine karar verilen suçların, örgüt adına suç işleme suçunun oluşumu için "öncü suç" olarak kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kovuşturmanın ertelenmesi kararının, CMK'nın 223/8. maddesinde düzenlenen durma kararı niteliğinde olduğu ve kesin hüküm oluşturmadığı, ayrıca bu kararlara dayanılarak verilen örgüt adına suç işleme suçundan mahkumiyetin AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarıyla çeliştiği gözetilerek, yerel mahkemenin sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan vermiş olduğu mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Eşlerden birinin düzenlediği iddianame ile açılan kamu davasında, diğer eşin hâkim sıfatıyla yargılama yapmasının ve karar vermesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza muhakemesinde tarafsızlığın güvence altına alınmasına yönelik düzenlemeler, CMK'nın 22 ve 23. maddelerinde sınırlı olarak sayılan hâkimin davaya bakamayacağı ve yargılamaya katılamayacağı hâller arasında, eşlerden birinin iddianame düzenlemesi durumunda diğer eşin hâkim olarak davaya bakamayacağına ilişkin açık bir düzenlemeye yer verilmemiş olması, sanık hakkında iddianame düzenleyen Cumhuriyet savcısının kovuşturma evresinde mahkemede görev almaması, sanık tarafından hâkimin reddi istenmemesi, hâkimin davadan çekinmemesi, eşlerin bir mahkemenin aynı dairesinde görev yapmaması, ceza muhakemesi hukukunda kıyas yoluyla istisnai hükümlerin kapsamının genişletilememesi ve yerleşik uygulamanın da bu yönde olması hususları değerlendirilerek, eşlerden birinin düzenlediği iddianame ile açılan davada diğer eşin hâkim sıfatıyla yargılama yapmasının ve karar vermesinin başlı başına adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğuracak şekilde objektif ve sübjektif anlamda tarafsızlık ilkesini zedelemediği kabul edilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.