Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ayıp”
- Uyuşmazlık: 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'dan doğan ayıplı mala ilişkin davalarda ayıp ihbar süresinin aranıp aranmadığı ve ayıbın gizli veya açık olmasının önemi.
Gerekçe ve Sonuç: 6502 sayılı Kanun'da ayıp ihbar süresine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, tüketicinin seçimlik haklarını kullanması için ayıbı belirli bir süre içinde ihbar etmesi yükümlülüğünün kaldırıldığı, gizli ayıplarda da satıcının sorumluluğunun devam edeceği ve tüketicinin iki yıllık (taşınır) veya beş yıllık (taşınmaz) zamanaşımı içinde ayıbı tespit etmesi halinde seçimlik haklarını kullanabileceği gözetilerek, uyuşmazlığın ayıp ihbar süresi aramayan ve ayıbın gizli/açık ayıp ayrımı yapmayan bölge adliye mahkemesi kararı doğrultusunda giderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Satın alınan dairedeki ayıp ve eksiklikler nedeniyle oluşan değer kaybının ödetilmesi istemine ilişkin davada, davacının ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı ve bulunmuşsa süresinde olup olmadığı noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının talep ettiği hususların eksik iş mi, ayıplı iş mi, ayıplı ise açık ayıp mı gizli ayıp mı olduğunun belirlenmesi, akabinde açık ayıplar için 30 günlük, gizli ayıplar için ise ortaya çıktıktan sonra derhal ihbar yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediğinin tespiti gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin eksik inceleme ile verdiği direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Konut projesinden satın alınan dairede teslimden sonra ortaya çıkan ayıplar ve projenin tanıtım aşamasında vaat edilen sosyal donatıların yapılmaması nedeniyle açılan tazminat davasında, ayıpların gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı ve ihbar yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği ile eksik ifa edilen hususların açık ayıp sayılıp sayılmayacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Gizli ayıp olarak iddia edilen hususlar yönünden, ayıpların ne zaman ortaya çıktığı, normal bir tüketicinin ne zaman fark edebileceği ve ihbarın zamanında yapılıp yapılmadığı hususlarının yeterince araştırılmadığı, eksik ifa olarak değerlendirilen ve projenin tanıtımında vaat edilen sosyal donatıların yapılmaması hususunun ise açık ayıp niteliğinde olduğu ve teslimden sonra 30 gün içinde ihbar edilmemesi nedeniyle davanın bu kısım yönünden reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirket tarafından imal edilen römorktaki ayıbın türünün gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğu ve davalı şirketin ayıplı imalat nedeniyle sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Römorkun Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde belirlenen genişlik sınırını aştığı, bu durumun gizli ayıp niteliğinde olduğu ve iş sahibinin muayene sonucu ayıbı öğrendikten sonra makul süre içinde ihbarda bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından satın alınan taşınmazda bulunan gizli ve açık ayıplar ile eksik işlerden kaynaklanan zararın davalılardan tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uygun olarak, açık ayıplar bakımından ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı, gizli ayıp bakımından ise ayıp ihbarının süresinde yapıldığı ve bu ayıptan kaynaklanan değer kaybının davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davayı kısmen kabul kararı, dosyadaki bilgi ve belgeler ile uyulması gereken hukuk kurallarına uygun bulunarak onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tüketici mahkemesinde açılan davada, araçtaki ayıbın gizli ayıp olup olmadığı ve zamanaşımının ne zaman başlayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davalıların yetkili servisinin ayıbı tespit edebilecek konumda olmasına rağmen tüketiciyi sonuçsuz tamirlerle oyalayarak ve ayıbın belli aralıklarla tekrarlamasıyla hileli davranış sergilediği, ayrıca üretici firma tarafından 30 yıl paslanmaya karşı garanti verilmesinin yasal iki yıllık zamanaşımı süresinden daha uzun bir süre olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Satıcının, dava tarihinden önce dava konusu ayıpla ilgili mahkeme eliyle tespit işlemi yaptırdığı durumda, tespit edilen gizli ayıpla ilgili tazminat isteminde bulunan tüketicinin ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğünün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı satıcının, dava konusu ayıbın varlığını daha önce tespit ettirmiş olması ve bu ayıbı gidermekle yükümlü olduğu halde, davacı tüketicinin ayıp ihbarında bulunmadığını ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırı olması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tüketicinin satın aldığı konut projesinde vaat edilen sosyal donatı alanlarının yapılmaması veya site mülkiyeti dışında inşa edilmesi nedeniyle açtığı tazminat davasında, bu eksikliklerin ayıp mı yoksa eksik ifa mı olduğu ve ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının taleplerinin bir kısmının, ayıptan farklı olarak ihbar koşuluna bağlı olmayan ve on yıllık genel zamanaşımı süresine tabi eksik ifa niteliğinde olduğu, bir kısmının ise açık ayıp niteliğinde olduğu ve süresinde ihbar edilmediği, geri kalan gizli ayıplar yönünden ise ihbar süresine ilişkin araştırma yapılmadan hüküm kurulduğu gözetilerek, direnme kararı kısmen bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tüketicinin satın aldığı konut projesinde vaat edilen sosyal donatıların yapılmaması veya site dışına yapılması nedeniyle açtığı tazminat davasında, iddiaların ayıp mı yoksa eksik ifa mı olduğu ve buna bağlı olarak ayıp ihbarının gerekli olup olmadığı ile bazı hususların açık veya gizli ayıp olarak nitelendirilmesinin doğru olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının taleplerinin bir kısmının eksik ifa niteliğinde olup ayıp ihbarına tabi olmadığı, bir kısmının ise açık ayıp niteliğinde olup süresinde ihbar edilmediği, geri kalan gizli ayıp iddiaları yönünden ise ihbar süresine ilişkin inceleme yapılmadığı gözetilerek direnme kararı kısmen bozulmuş, kısmen de onanarak dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Konut satışında, teslim edilen konutun çevresindeki sosyal tesislerin eksik veya mülkiyet alanı dışında inşa edilmesinin eksik ifa mı yoksa ayıp mı olduğu ve alıcının ayıp ihbarında bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava konusu yaptığı eksikliklerin açık ayıp niteliğinde olduğu, davalıların bu ayıbı gizlemek için bir hileye başvurmadığı, davacının bağımsız bölümü teslim aldığı tarihte bu ayıplardan kolayca haberdar olabileceği ve davacının yasal 30 günlük süre içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı gözetilerek ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kararının bozulmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Satın alınan dairede bulunan açık ve gizli ayıplar nedeniyle açılan tazminat davasında ayıp ihbarının yasal süreleri içinde yapılıp yapılmadığı ve ispat yükünün hangi tarafta olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Borçlar Kanunu'nun ilgili hükümleri uyarınca açık ayıplar için 30 günlük hak düşürücü süre içinde ihbarda bulunulmadığı ve gizli ayıplar için de "derhal ihbar" yükümlülüğünün ispatının davacıya düştüğü gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.