Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Aynı Mağdur”
- Uyuşmazlık: Sanığın farklı zamanlarda aynı mağdura ait farklı araçlardan mazot çalması eylemlerinin zincirleme suç teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın her ne kadar aynı yöntemle aynı nitelikte birden fazla suç işlemiş olsa da, eylemleri arasında geçen sürenin makul kabul edilmesine rağmen, araçların aynı mağdura ait olduğunu bilerek hareket ettiğine dair bir delil bulunmadığı, bu nedenle her bir hırsızlık eyleminin çıkan fırsatların değerlendirilmesiyle ve yeni bir suç işleme kararıyla gerçekleştirildiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında değişik tarihlerde aynı mağdura karşı aynı suçtan dolayı TCK’nın 43/1 ve 43/2. maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağı ile fikri içtima hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay 19. Ceza Dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçunda mağdurun toplum olduğu, birden fazla eser ve şikayetçi olsa da mağdurun değişmeyeceği, tek fiille birden fazla farklı suç işlenmesi halinde TCK'nın 44. maddesi gereğince en ağır cezayı gerektiren suçtan hüküm kurulması gerektiği, 5846 sayılı Kanun'un 81/13. maddesinin özel bir içtima hükmü içerdiği ve bu hükmün uygulanması halinde TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanamayacağı, iddianamenin düzenlenmesiyle hukuki kesintinin meydana geldiği, sanığın eylemlerinin bir suç işleme kararı kapsamında gerçekleştiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aynı mağdura ait işyerinden farklı tarihlerde hırsızlık yapan sanık hakkında, ilk hırsızlık olayıyla ilgili iddianame düzenlendikten sonra ikinci hırsızlığın işlenmesi durumunda, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İddianamenin mahkemece kabulü ile hukuki kesintinin meydana geldiği, bu nedenle ilk hırsızlık olayına ilişkin iddianamenin kabulünden sonra işlenen ikinci hırsızlık eyleminin ayrı bir suç teşkil ettiği ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın, başkalarına ait kimlik bilgileriyle internetten kredi kartı başvurusu yapıp, sahte kimliklerle kartları teslim alarak kullanması eylemlerinin hangi suçları oluşturduğu ve bu suçlara ilişkin dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin, sahte kredi kartı üretmek suçunu oluşturduğu, kredi kartı sözleşmeleri ve eklerindeki sahteciliğin bu suç kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, sahte kimlik kullanma eylemlerinden kaynaklı resmî belgede sahtecilik suçunda ise dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilerek, yerel mahkemenin resmî belgede sahtecilik suçundan verdiği mahkûmiyet hükmü bozulmuş ve kamu davası düşmüş, sahte kredi kartı üretme ve kullanma suçlarından kurulan hükümler ise onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında aynı mağdura karşı farklı tarihlerde işlenen cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından dolayı zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın ilk suçtan sonra yakalama kararı çıkmasına rağmen aradan geçen sürede yeni bir suç işleme kastıyla hareket ederek aynı mağdura karşı tekrar aynı suçları işlemesi nedeniyle suçlar arasında fiili kesintinin olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin sanığı zincirleme suçtan değil, tek tek suçlardan cezalandıran direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Üç ayrı mağdurun cep telefonlarını ve bir mağdurun parasını çalan sanık hakkında, üç ayrı hırsızlık suçundan mı yoksa TCK'nın 43/2. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin mi uygulanması gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın aynı anda, aynı yerde bulunan üç ayrı mağdura ait cep telefonlarını ve bir mağdurun parasını çalması eyleminin hukuki anlamda tek bir fiil olarak kabul edilemeyeceği, fiiller arasında illiyet bağı bulunmadığı ve her bir mağdura yönelik eylemin bağımsız bir hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilerek, yerel mahkemece sanık hakkında her bir müştekiye karşı işlenen hırsızlık suçundan ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurulmasında isabetsizlik bulunmadığı ve Yargıtay 13. Ceza Dairesinin zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle verdiği bozma kararının hatalı olduğu kabul edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmiş ve Özel Daire bozma kararından zincirleme suçla ilgili bozma nedeni çıkarılmıştır. - Uyuşmazlık: İki gün ara ile aynı yerde bandrolsüz CD ve DVD satışı yaparken yakalanan sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın aynı yerde, iki gün gibi kısa bir süre arayla aynı suçu işlemesi, aynı suç işleme kararının devamı niteliğinde olduğu ve mağdurun belli bir kişi değil toplum olduğu gözetilerek, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na muhalefet suçundan açılan kamu davalarında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı, ikinci iddianamenin mükerrer olup olmadığı ve kesinleşen mahkumiyet hükmündeki cezanın mahsup edilip edilmeyeceği hususlarında yerel mahkeme ile Yargıtay 7. Ceza Dairesi arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın aynı işyerinde farklı tarihlerde bandrolsüz CD/DVD satışı yapması eylemlerinin, hukuki kesinti oluşmadan önce aynı mağdura karşı bir suç işleme kararıyla işlendiğinin ve bu nedenle zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği, ayrıca ikinci iddianamenin mükerrer dava olarak reddedilmesi ve kesinleşen hükümdeki cezanın mahsup edilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında, aynı anda iki kişiye uyuşturucu madde satması nedeniyle TCK'nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşturucu madde ticareti suçunun seçimlik hareketli bir suç olması ve sanığın aynı anda iki farklı kişiye uyuşturucu madde satmasının TCK 43/1'de öngörülen "değişik zamanlarda" unsurunun gerçekleşmediği, bu nedenle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın farklı tarihlerde işlediği iddia edilen benzer nitelikteki bandrolsüz ürün satma eylemlerinin zincirleme suç kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eylemleri arasında hukuki kesinti oluşmadan önce aynı suç işleme kararıyla ve aynı mağdura (kamu/toplum) karşı değişik zamanlarda 5846 sayılı Kanun’a muhalefet suçu işlediği gözetilerek, yerel mahkemenin eylemleri ayrı suçlar olarak değerlendiren direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Beş ayrı mağdurun pantolon cebinden para ve cep telefonu çalan sanık hakkında, beş ayrı hırsızlık suçundan hüküm mü kurulması, yoksa TCK’nun 43/2. maddesi uyarınca aynı neviden fikri içtima hükümlerinin mi uygulanması gerektiği ve mağdurların zararını gidermiş olan sanığın üzerinde bulunan paranın müsaderesine karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin birden fazla mağdura karşı ayrı ayrı hareketlerle gerçekleştirilmesi nedeniyle fiilin hukuki anlamda tekliği bulunmadığından aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanamayacağı, mağdur sayısınca hırsızlık suçundan sanığın cezalandırılmasına ilişkin yerel mahkeme direnme kararının isabetli olduğu, ancak mağdurların zararını gideren sanığın üzerinde bulunan paranın müsaderesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme direnme kararının bu yönden bozulmasına, ancak müsadereye ilişkin bölümün çıkarılarak yerine "üzerinde bulunan ve sanığa ait olduğu anlaşılan paranın sanığa iadesine" cümlesinin eklenmesi suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.