Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Banka Kartlarının Kötüye Kullanılması”
- Uyuşmazlık: Sanığın, ATM'de işlem yapan mağdurun kartından, mağdurun bilgisi ve rızası dışında para çekmesinin banka kartlarının kötüye kullanılması suçu mu yoksa hırsızlık suçu mu olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurun kartını ATM’ye yerleştirip şifresini girdikten sonra kart üzerindeki fiili hakimiyetinin devam etmesi ve kartın sanığın eline geçmemesi nedeniyle, TCK’nın 245. maddesinde düzenlenen banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun unsurlarının oluşmadığı, eylemin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın başkasına ait kredi kartını kullanarak para çekme eyleminin banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu mu yoksa hırsızlık suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, hileli yollarla ele geçirdiği kredi kartını, kart sahibinin rızası olmaksızın kullanarak para çekmesi eyleminin, kartın ele geçirilmesi suretiyle ayrı bir dolandırıcılık suçu oluşturabilecek olsa da, bu suçtan dolayı dava açılmadığı ve eylemin banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun unsurlarını oluşturduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdurun ATM'de bulunan kredi kartını kullanarak para çekmesinin banka kartlarının kötüye kullanılması suçu mu yoksa hırsızlık suçu mu olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Suça konu kredi kartının mağdur tarafından ATM’ye yerleştirilip şifresinin girilmesi ve işlemler sırasında mağdurun kart üzerindeki fiili hakimiyetinin devam etmesi, kredi kartının sanığın eline geçmemiş olması nedeniyle TCK'nın 245. maddesinde düzenlenen banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun unsurlarının oluşmadığı, eylemin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın sahte nüfus cüzdanı kullanarak kredi kartı edinmesi ve kullanması eylemlerinin resmî belgede sahtecilik suçu ile banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan ayrı ayrı cezalandırılıp cezalandırılmayacağı ve dava zamanaşımının dolup dolmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sahte kimlik kullanarak kredi kartı edinmesi ve kullanması eylemlerinin TCK m. 245/3 kapsamında değerlendirilip, sahte nüfus cüzdanı düzenleme fiilinin ise TCK m. 204/1 kapsamında ayrıca cezalandırılması gerektiği, ancak resmî belgede sahtecilik suçundan dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmünün bozulmasına ve kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın haksız suretle ele geçirdiği banka kartını kullanarak menfaat temin etmesi eyleminin dolandırıcılık suçunun yanında banka kartlarının kötüye kullanılması suçunu da oluşturup oluşturmadığı ve bu bağlamda fikri içtima hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, mağdura yardım bahanesiyle yaklaşarak banka kartını ele geçirmesinin ve sonrasında kartı kullanarak para çekmesinin, banka kartlarının kötüye kullanılması suçunun yanında ayrıca hırsızlık suçunu da oluşturduğu, eylemler arasında fikri içtima olmadığı ve gerçek içtima kurallarının uygulanması gerektiği gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiş ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık mı yoksa banka kartlarının kötüye kullanılması suçu mu, yoksa hırsızlık mı teşkil ettiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, mağdurlara ait banka kartını ele geçirmek için hileli davranışlarda bulunup, ATM'den kartın sıkışmasını sağlayarak kartı ele geçirmeye çalıştığı ancak kart henüz sanığın fiili hakimiyetine geçmeden mağdur tarafından geri alındığı için, eylemin banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun icra hareketlerine başlanmadan hırsızlık suçuna teşebbüs olarak nitelendirilmesi gerektiği gözetilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Suça sürüklenen çocuğa atılı banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun sabit olup olmadığı ve ilk hükmün istinaf mı yoksa temyiz kanun yoluna mı tabi olduğu hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarih itibarıyla istinaf kanun yolunun uygulamaya girdiği, ilk derece mahkemelerince verilen hükümlerin Yargıtay yerine bölge adliye mahkemelerince incelenmesi gerektiği ve suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün de istinaf kanun yolu incelemesinden geçmesi gerektiği gözetilerek, dosyanın istinaf incelemesi yapılabilmesi için yetkili ve görevli Bölge Adliye Mahkemesine iadesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdurun banka kartını ATM'ye takıp şifresini girmesini müteakip gerçekleştirdiği para çekme eyleminin, hangi suçu oluşturduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdurun banka kartını fiziken ele geçirmemesi ve bilişim sistemlerindeki verileri yer değiştirmemesi nedeniyle başkasına ait banka kartının izinsiz kullanılması veya bilişim sistemleri vasıtasıyla hırsızlık suçlarının unsurları oluşmadığı, ancak mağdurun rızası olmadan parayı bulunduğu yerden aldığı için eylemin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı nitelikli hırsızlık ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarının sübutu bakımından eksik araştırma ile karar verilip verilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdurenin kredi kartını ve parasını çaldığına dair mağdur beyanları, çalınan kartla yapılan harcamaların ve çekilen paranın sanıkla bağlantılı olması, sanığın kart şifresini bildiğinin anlaşılması ve dosyadaki diğer delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde atılı suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun sabit olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ile inceleme dışı sanığın olay tarihinde ve öncesinde birbirlerini tanıyıp tanımadıkları, adlarına kayıtlı telefon numaraları ve HTS kayıtları, suça konu kredi kartlarının sanığa teslim edilip edilmediği gibi hususlar araştırılmadan eksik araştırmayla hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın sahte kimlikle bankalardan kredi kartı alması eyleminin hangi suçu oluşturduğu ve TCK 245/2 ve 245/3. maddelerinin birlikte uygulanıp uygulanamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sahte kimlikle bankalara başvurup kredi kartı düzenletme ve bu kartları kullanarak yarar sağlama eylemlerinin ayrı suçlar olarak değerlendirilmesi gerektiği, dolayısıyla sanığın hem TCK'nın 245/2. maddesindeki sahte banka veya kredi kartı üretme suçundan hem de 245/3. maddesindeki sahte kartı kullanma suçundan cezalandırılması gerektiği, ancak kredi kartı sözleşmesinde sahtecilik yapma eyleminin sahte kredi kartı üretme suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek oluşturulmasını sağladığı sahte kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine çıkar sağlamasının, TCK’nun 245. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında düzenlenen suçları mı yoksa bir bütün halinde aynı maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen suçu mu oluşturacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sahte kredi kartını, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla kez kullanmak suretiyle kendisine yarar sağlamasının, bir bütün halinde zincirleme şekilde TCK'nun 245/3. maddesindeki suçu oluşturduğu, ayrıca geçit suçu niteliğindeki TCK'nun 245/2. maddesindeki suçtan ayrıca cezalandırılamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.