Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Bilinen Son Adres”
- Uyuşmazlık: Borçluya ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinin 2. fıkrası ve 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, öncelikle borçlunun bilinen son adreslerine tebligat çıkarılması, bu tebligatların yapılamaması halinde adres kayıt sistemindeki (MERNİS) adresine tebligat çıkarılabileceği, somut olayda ise MERNİS adresine tebligat çıkarılmadan önce bilinen diğer adreslere tebligat çıkarılıp iade edildiği ve MERNİS adresine yapılan tebligatın da usulüne uygun olduğu gözetilerek mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Borçlunun bilinen başka bir adresi olmaması halinde, ödeme emrinin Mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre doğrudan tebliğinin usule uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi uyarınca, öncelikle borçlunun bilinen en son adresine tebligat çıkarılması, bu adrese tebligat yapılamaması durumunda ise Mernis adresine tebligat çıkarılması gerektiği, aksi halde savunma hakkının kısıtlanacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İcra takibinde düzenlenen sıra cetveline itiraz eden alacaklının, cetvelde kendisinden önce gelen diğer alacaklının icra dosyasındaki ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek şikayette bulunup bulunamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İİK'nın 142. maddesi uyarınca sıra cetveline itiraz hakkı olan alacaklının, diğer alacaklıların icra dosyalarındaki takip hukukuna aykırı işlemlerinin kendi sırasına etkili olduğunu ileri sürerek şikayette bulunabileceği, bu kapsamda borçluya yapılan ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünün şikayet konusu yapılabileceği ve somut olayda tebligatın 7201 sayılı Kanun'un 21/2 ve 23/8. maddeleri ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine aykırı şekilde yapıldığı gözetilerek, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibinde borçluya yapılan ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca mernis adresine tebligat yapılabilmesi için tebliğ evrakı üzerinde, tebliği çıkaran merci tarafından, adresin mernis adresi olduğuna ve 21/2. maddeye göre tebliğ yapılacağına dair açık bir şerh bulunması gerektiği, aksi halde tebliğin usulsüz olacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İcra takibinde borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliğinin usulüne uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince mernis adresine tebligat yapılabilmesi için tebligatı çıkaran merciin tebliğ evrakı üzerinde açıkça bu hususa dair şerh düşmesi gerektiği, somut olayda ise bu şerhin bulunmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında gerekçeli kararın davalı erkeğe usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği ve buna bağlı olarak istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin duruşmada bildirdiği adresin, dava dilekçesinde bildirdiği adresten farklı olduğu ve bu nedenle gerekçeli kararın dava dilekçesindeki adrese değil, duruşmada bildirilen adrese tebliğ edilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taşınmaz açık artırma ilanının borçluya usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: İhale alıcısına, bölge adliye mahkemesinin direnme kararı ve borçlu vekilinin temyiz dilekçesinin, Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bilinen en son adresine normal yolla tebliğ edilmesi gerekirken, usulsüz bir şekilde Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşıldığından, usulüne uygun tebligat yapılması için dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taşınmaz satış ilanının borçluya usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği ve bu nedenle ihalenin feshine karar verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi uyarınca, tebligatın mernis adresine yapılabilmesi için tebliğ evrakı üzerine tebliği çıkaran merci tarafından gerekli şerhin verilmesi gerektiği, somut olayda bu şerhin bulunmadığından tebligatın usulsüz olduğu ve usulsüz tebligatın da ihalenin feshini gerektireceği gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığa yokluğunda verilen mahkûmiyet hükmünün tebliğinin usulüne uygun olup olmadığı ve buna bağlı olarak sanık müdafisinin temyiz isteminin süresinde sayılıp sayılmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca tebliğin öncelikle sanığın bilinen son adresine yapılması gerekirken, doğrudan MERNİS adresine yapıldığı ve bu nedenle tebliğin usulsüz olduğu, dolayısıyla sanık müdafisinin temyiz isteminin süresinde olduğu gözetilerek Özel Daire'nin onama kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmakta olan hükümlüye, yükümlülük ihlali nedeniyle yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı ve bu tebliğe istinaden verilen denetimli serbestlik kararının kaldırılmasının hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. ve 21. maddeleri gereğince, tebligatın öncelikle hükümlünün bilinen son adresine yapılması, bu adrese tebligat yapılamaması halinde ise MERNİS adresine yapılması gerekirken, doğrudan MERNİS adresine tebligat yapıldığı ve bu hususun hukuka aykırı olduğu gözetilerek, denetimli serbestlik kararının kaldırılmasına dair infaz hakimliği kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı limited şirkete yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı ve davalı vekilinin temyiz dilekçesindeki itirazlarının incelenmesinin gerekip gerekmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı limited şirketin elektronik tebligat adresinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerekirken, doğrudan ticaret sicilinden bildirilen adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılması ve şirketin bilinen son adresine klasik usulde tebligat yapılmadan önce, ticaret sicilinden bildirilen adrese tebligat çıkarılması usule aykırı olduğundan, davalı vekilinin temyiz dilekçesindeki itirazlarının incelenmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi kararının ve temyiz dilekçesinin davalıya mernis adresine tebliğinin usulüne uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca tebligatın bilinen en son adrese yapılması gerektiği, mernis adresine tebligat yapılabilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılamaması veya bu adresin tebliğe elverişsiz olduğunun tespit edilmesi gerektiği, bu durumun tespiti yapılmadan mernis adresine tebliğ yapılamayacağı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.