Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Borç İtfası”
- Uyuşmazlık: Nafaka hükümlerine uymamak suçundan verilen tazyik hapsi cezasına konu nafaka alacağının ödenip ödenmediği ve reşit olan çocuk için iştirak nafakası talep edilip edilemeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Reşit olan çocuğa ödenen iştirak nafakasının talep edilemeyeceği ve 18 yaşından küçük çocuk ile yoksulluk nafakasına ilişkin oluşan borcun şikayet tarihinden sonra ödendiği anlaşıldığından, İİK m. 354/1 hükmü gereğince davanın düşürülmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına ve davanın düşürülmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibine konu borcun, taraflar arasında imzalanan bir protokolle itfa edilip edilmediği ve buna bağlı olarak takibin ve hacizlerin iptaline karar verilip verilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Borçluların, iki ayrı icra takibine konu borçlarının bir kısmını ödedikleri ve kalan borç tutarı üzerinden iki dosyanın birleştirilerek itfa edildiği, taraflar arasındaki protokol ve diğer takip dosyasına ilişkin Yargıtay kararı ile sabit olduğundan, ilk derece mahkemesinin şikayete konu takip dosyasındaki itfa itirazını reddeden kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Borcun itfa edildiğine dair açılan menfi tespit davasında görevli mahkemenin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın konusunun iş akdinden kaynaklanan bir alacağa ilişkin olması ve hizmet sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklara bakma görevinin İş Mahkemelerinde olması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Haksız azil sebebiyle açılan vekalet ücreti alacağı davasından kaynaklanan takiplerde, şirketin daha önce yaptığı ödemelerin mahsup edilip edilmeyeceği, mükerrer tahsilat olup olmadığı ve temerrüt faizini aşan munzam zararın talep edilip edilemeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, şirketin daha önce yaptığı ödemelerin mahsup edilmemesi ve munzam zararın ispatı için yeterli delil sunulmaması nedeniyle, ilk derece mahkemesinin kararının hatalı olduğu gözetilerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından imzalanan senetlere dayalı icra takibinin iptali ve kötü niyet tazminatı istemine ilişkin yargılama.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının icra takibine konu senetlerden kaynaklanan borcunun bulunmadığına dair iddiasının kısmen kabulü ile davalıya bir kısım borcunun olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı isteminin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararında, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön ve HMK'nın 369/1 ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmaması gözetilerek, davacının miktar yönünden temyiz talebinin reddine, davalı tarafın temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, katılanlara karşı işlediği suçların nitelikli dolandırıcılık mı, yoksa açığa imzanın kötüye kullanılması veya görevi kötüye kullanma suçu mu olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza yargılamasında serbest delil sistemi geçerli olsa da, hukuki bir ilişkinin sonucu olup cezai sorumluluğu da gerektiren işlemlerde, hukuk mahkemelerinde aranılan ispat şeklinin ceza mahkemelerinde de aranması gerektiği, bu nedenle imzalı boş bir kağıdın anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının ispatı için yazılı delil bulunmadığı, ancak sanığın katılan ...'a karşı işlediği fiilin görevi kötüye kullanma suçunu, katılan ...'e karşı işlediği fiilin ise açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı açığa imzanın kötüye kullanılması suçuna konu senedin sanıkla katılan arasındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının yazılı delil ile ispatlanması zorunluluğu ve buna bağlı olarak suçun sabit olup olmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza yargılamasında ispat vasıtaları yönünden bir sınırlama getirilmemiş ise de, hukuki bir ilişkinin sonucu olup aynı zamanda cezai sorumluluğu da gerektiren işlemlerde hukuk mahkemelerinde aranılan ispat şeklinin ceza mahkemelerinde de aranması gerektiği, boş bir kâğıda atılan imzanın kötüye kullanılması suretiyle senet haline getirildiğinin tanık beyanları ile ispatlanamayacağı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda yazılı delil bulunmadığı takdirde tanık dinlenmesinin mümkün olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin prime esas kazancının tespiti talebiyle açtığı davada, davalı işveren tarafından bankaya gönderilen ve davacıya belirli bir ücretin ödendiğini gösteren yazının ve ödeme dekontunun yazılı delil başlangıcı sayılıp sayılmayacağı ve bu belgelerin varlığı halinde tanık beyanlarının ücretin tespitinde kullanılıp kullanılamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Prime esas kazancın tespiti davalarında resen araştırma ilkesinin geçerli olduğu, HMK 200. ve 202. maddelerindeki yazılı delil kuralının uygulanmayacağı ve her türlü delilin değerlendirilebileceği, davalı işverenin bankaya gönderdiği yazı ve ödeme dekontunun yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilerek tanık beyanları ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Prime esas kazancın tespitine ilişkin davada, işçilik alacakları davasında hükmedilen alacakların nete çevrilerek ödenmesinin, son ay dışında diğer dönemlere ilişkin ücretler yönünden davacının asgari ücret üzerinde çalıştığının ispatına yeter mahiyette olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İşçilik alacakları davasında hükmedilen alacakların nete çevrilerek ödenmesinin sadece çalışmanın geçtiği son ayın prime esas kazancının tespitinde dikkate alınabileceği, diğer dönemler için ücretin HUMK m. 288’de öngörülen ispat kurallarına göre kanıtlanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirilmeyen hizmetleri için açtığı hizmet tespiti davasında, hak düşürücü süre ve prime esas kazancın tespiti hususlarında yerel mahkeme ile Yargıtay arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava dışı işyerinden bildirimi olan ve gerçek çalışmaya dayandığı anlaşılan 21.03.2002-30.04.2002 tarihleri arasındaki hizmet bildirimi nedeniyle, davalı şirket nezdinde çalıştığı dönemde ilk kesintinin 30.04.2002 tarihinde gerçekleştiği, bu dönemde yönetmelikte tespit edilen belgelerin de Kuruma verilmediği anlaşıldığından 01.01.1994-30.04.2002 tarihleri arasındaki dönem yönünden dava tarihi itibariyle hizmet tespiti talebinin hak düşürücü süreye uğradığı, prime esas kazancın tespiti davalarında ise her türlü delille ispat yapılabileceği ve resen araştırma ilkesinin geçerli olduğu, bu nedenle kesinleşen işçilik alacakları dosyasında hükme esas alınan günlük 60 TL ücretin prime esas kazanç olarak kabulünde isabetsizlik bulunmadığı, ancak tüm çalışma süresi için bu ücretin esas alınmasının hatalı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Prime esas kazancın tespiti davasında, ücretin tespiti için HMK m. 200'deki senetle ispat sınırının uygulanıp uygulanmayacağı ve aynı işverene karşı açılmış benzer bir davada Yargıtay'ın verdiği onama kararının emsal teşkil edip etmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında ücretin tespitinde HUMK m. 288'deki (HMK m. 200) senetle ispat kuralının geçerli olduğu, ancak resen araştırma ilkesi gereği mahkemenin, banka kayıtları gibi delilleri değerlendirip eksik incelemeyi tamamlaması gerektiği, ayrıca benzer davalarda verilen kararların hukuki istikrarı zedelemeksizin her davanın kendi özelinde değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 02.02.2005-28.02.2007 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde geçen çalışmalarına ilişkin prime esas kazancının tespitinde HUMK m. 288 kapsamında inceleme yapılıp yapılmayacağı ve buna göre emsal ücret araştırması ile tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulup kurulamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilse de ücretin ispatında aynı serbestlik bulunmadığından ve HUMK m. 288 sınırını aşan ücret iddialarının yazılı delille kanıtlanması gerektiğinden, davacının aylık 2.500 TL ücret aldığı iddiasının tanık beyanları ve emsal ücret araştırmasıyla değil yazılı delillerle kanıtlanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.