Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Borç Kabulü”
- Uyuşmazlık: Kambiyo senedine dayalı icra takibinde, borçlunun haciz sırasında "borcumu şimdilik ödeyecek gücüm yoktur" şeklindeki beyanının borcun kabulü sayılıp sayılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi ve haciz sırasında borcun varlığını ima eden bir ifade kullanması, kambiyo senedine itiraz yolunun kapalı olması ve borca itiraz için dava yoluna başvurulması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Süresinde ibraz edilmeyen ve bedeli tahrif edilmiş bir çekle başlatılan kambiyo takibinin, borçlunun çekin ilk düzenlendiği miktarı kabul ettiğini beyan etmesi nedeniyle İİK m. 170/a hükmü uyarınca iptal edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun, tahrif edilmiş çekin ilk düzenlendiği miktarı kabul ettiğini beyan etmesinin İİK'nın 170/a maddesinin son fıkrası anlamında borcun kısmen kabulü sayılması ve bu nedenle takibin iptal edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Elektrik tüketim bedelinden kaynaklanan borcun, dava dışı şirketin borcu ödemeyi kabul etmesiyle borcun nakli yoluyla sona erip ermediği.
Gerekçe ve Sonuç: Borcun nakli için alacaklının açık muvafakatinin şart olduğu, somut olayda ise alacaklının borcun nakline açıkça muvafakat etmediğinin anlaşıldığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kefilin, davacı bankaya olan kefalet borcu doğmadan önce kurucusu olduğu vakfa yaptığı taşınmaz devrinin, İİK m. 277 vd. uyarınca iptal edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin borcunun doğum tarihi olan 23.07.1998'den sonra, vakfın tesciline ilişkin kararın Resmi Gazete'de ilan edildiği 29.07.1998 ve kesinleştiği 13.09.1998 tarihlerinden birinin tasarruf tarihi olarak kabulü gerektiği, bu durumda tasarrufun borcun doğumundan sonra yapıldığının anlaşıldığı ve yerel mahkemenin, tasarrufun borçtan önce yapıldığını kabul ederek davanın reddine karar vermesinin hatalı olduğu gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Takip konusu bonoların finansal kiralama sözleşmesine istinaden verilmiş teminat senetleri olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Takip konusu bonoların üzerinde teminata ilişkin bir kaydın bulunmaması, bonoların sözleşme kapsamında verildiğinin taraflarca kabul edilmesi, alacaklının bonoların kira borçlarının ödenmesi amacıyla düzenlendiğini beyan etmesi ve finansal kiralama sözleşmesindeki teminat senetlerine ilişkin ifadenin takip konusu bonolara açıkça atıfta bulunmaması gözetilerek, bonoların sözleşmedeki varlığı ve miktarı kesin olan borcun ödenmesi amacıyla verildiğinin kabulüyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Amme alacağının tahsili için yapılan haciz ihbarnamesine istinaden, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un 79. maddesi uyarınca açılan davada, davalı şirketin haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle amme borçlusuna borcunun bulunup bulunmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibarıyla amme borçlusuna borcu bulunmadığının bilirkişi raporuyla tespit edilmesi ve davalı şirketin beyan ettiği alacaklılığın borç kabulü olarak nitelendirilemeyeceği değerlendirilerek, davacı vergi dairesinin temyiz itirazlarının reddine ve istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İtirazın iptali davasında icra inkâr tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceği ve davalı tarafından yapılan kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının takip konusu faturaya itiraz etmediği, borcunu kabul ettiği ve alacağın miktarının belli olması sebebiyle likit nitelikte olduğu, bu sebeple icra inkâr tazminatı koşullarının oluştuğu gözetilerek direnme kararı icra inkâr tazminatı yönünden onanmış; ancak davalı tarafından yapılan kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceğine ilişkin yasal düzenlemeler değerlendirildiğinde, ödemenin takip ve dava konusu borç için yapıldığının kabulü gerektiği ve bu hususta önceki kararda direnilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle direnme kararı kısmi ödeme yönünden bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kredi kartı ödemesi açıklaması ile yapılan ödemelerin takip konusu nafaka ödemesi olarak kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz dilekçesi harcının eksik ödenmesi ve tamamlatma tebligatına rağmen eksikliğin giderilmemesi nedeniyle, HMK'nın Geçici 3. maddesi gereğince uygulanması gereken HUMK'nın 434. maddesi uyarınca işlem yapılması için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin, davalıya havale yoluyla gönderdiği paraların borç olarak verildiği iddiasıyla başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali davasının reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Havale yoluyla gönderilen paranın, havale makbuzlarındaki "emanet" kaydına rağmen, tüm dosya kapsamı dikkate alındığında borç olarak verildiğinin kabulü gerektiği, bu nedenle mahkemenin delilleri toplamadan davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin icra emrine rağmen borcunu ödememesi nedeniyle açılan iflas davasının kabulünün temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin borcunu ödememesi ve iflasına engel bir durumun da ispatlanamaması, ayrıca davacının temlik yoluyla iflas davası açma hakkına sahip olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.