Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“CMK 188/1”
- Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında müdafi atanması talebinde bulunmayan ve tutuklu yargılanan sanık hakkında, müdafi atanmamasının CMK'nın 101/3. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı ve bu bağlamda savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı ile TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanun’un 5. maddeleri uyarınca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa, CMK'nun 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve tutuklama talebiyle sevk edildiğinde müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise kendisine müdafi seçme veya görevlendirme talebinde bulunmadığı, CMK m. 150/3'te düzenlenen zorunlu müdafilik hükmünün sanığa atılı suçun temel cezası dikkate alındığında uygulanmayacağı, CMK 101/3'ün ise ilk tutuklamaya ilişkin olduğu ve tutuklu olarak yargılanmanın tek başına zorunlu müdafilik nedeni olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan yargılanan sanıkların müdafileri duruşmada hazır bulunmadığı halde hüküm kurulup kurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Suçun alt sınırının beş yıldan fazla hapis cezasını gerektirmesi halinde zorunlu müdafi tayin edilmesinin öngörüldüğü, CMK’nın 188/1. maddesinde ise kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hallerde müdafinin duruşmada hazır bulunmasının şart olarak kabul edildiği, bu nedenle sanık müdafilerinin duruşmada hazır bulunmadığı halde hüküm kurulmasının savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğu gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yağma suçundan açılan kamu davasında, lehe kanun uygulaması sonucu kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da hüküm kurulan sanıklar hakkında, hükmün tefhim edildiği celsede zorunlu müdafi bulunmamasının CMK'nın 150/3 ve 188/1. maddelerine aykırılık oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kamu davasının zorunlu müdafii gerektiren bir suçtan açılmış olması ve lehe olan kanuna ilişkin hükümler tefhim edilene kadar sanıkların bu suçtan yargılanmış olmaları, lehe kanun uygulaması yapılsa dahi usul hukuku yönünden savunma hakkının kısıtlanmaması gerektiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmiş ve yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren nitelikli yağma suçundan yargılanan sanıklar hakkında, zorunlu müdafileri duruşmada hazır bulunmaksızın hüküm kurulup kurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 188/1. maddesi uyarınca, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda zorunlu müdafinin duruşmada hazır bulunmasının şart olduğu ve bu hükmün emredici nitelikte olması, sanıkların savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracağı gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Nitelikli yağma suçundan yargılanan sanığın müdafisinin hazır bulunmadığı oturumda verilen mahkûmiyet hükmünün sanığın savunma hakkını ihlal edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında zorunlu müdafilik öngörülen bir suçtan yargılama yapılırken, müdafinin mazeret bildirmeden duruşmaya katılmaması halinde dahi hüküm verilebileceğine dair CMK'nın 188/1. maddesindeki düzenlemenin, müdafinin oturumu terk etmesi halini kapsadığı, sanık müdafisinin duruşmaya hiç katılmadığı olayda ise CMK'nın 216. maddesi uyarınca hüküm verilemeyeceği, bu nedenle hükmün tesisinin sanığın savunma hakkını ihlal ettiği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık müdafisinin mazeretsiz olarak duruşmada hazır bulunmaması halinde, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda verilen hükmün geçerli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kasten öldürme suçundan yargılanan sanığın müdafisinin duruşmada hazır bulunmamasının, Anayasa'nın 36. maddesi ve CMK'nın 188/1. ve 289/1-e maddeleri uyarınca savunma hakkının kısıtlanması anlamına geldiği ve hükmün bu sebeple hukuka aykırı olduğu gözetilerek bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların müdafiileri olmadan yapılan yargılama sonucu verilen hükümlerin savunma hakkı ihlali oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlardan yargılanan sanıkların, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 188/1. maddesi hükmü dikkate alınmadan müdafiilerinin hazır bulunmadığı oturumda hüküm kurulması suretiyle savunma haklarının kısıtlandığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında tutuklu yargılanan ve müdafi talebinde bulunmayan sanığa müdafi atanmasının zorunlu olup olmadığı, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa CMK 150/3 uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği ve sanığın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve ilk sorgusunda müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise müdafi hakkı kendisine hatırlatıldığı halde talepte bulunmadığı, CMK'nın 101/3. maddesinin ilk tutuklama talebine ilişkin olduğu ve kovuşturma aşamasındaki tutuklu yargılamada müdafi atanmasını zorunlu kılmadığı, zorunlu müdafilik hallerinin kanunda sınırlı olarak sayıldığı ve yorum yoluyla genişletilemeyeceği, sanığın müdafiye erişim hakkının kısıtlanmadığı, TCK 314/2'de belirlenen temel cezanın 5 yıl hapis olduğu ve 3713 sayılı Kanun'un 5. maddesinin ceza artırımına ilişkin olduğu, CMK 150/3'ün ise temel cezayı esas aldığı, kanun koyucunun ceza artırımını öngören nitelikli halleri bu kapsamda değerlendirmediği, ayrıca sanığa talebi halinde baro tarafından ihtiyari müdafi görevlendirmesinin yapılabileceği gözetilerek, Özel Daire'nin sanığın savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle verdiği bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kasten öldürme suçundan yargılanan sanık hakkında, zorunlu müdafinin karar duruşmasında hazır bulunmaması nedeniyle verilen mahkûmiyet hükmünün savunma hakkını ihlal edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 188/1. ve 289/1-e maddeleri uyarınca, alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda zorunlu müdafinin duruşmada hazır bulunmasının yasal bir zorunluluk olduğu, sanık müdafisinin mazeretsiz olarak duruşmaya katılmaması halinde yeni bir müdafi görevlendirilmesi veya duruşmanın ertelenmesi gerektiği, aksi halde savunma hakkının ihlal edileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Haksız tutukluluk nedeniyle tazminat davasında, yerel mahkemenin direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda eksiklikleri gidermeye yönelik işlemler yapması ve yeni deliller toplaması nedeniyle direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu gözetilerek dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 12. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Duruşma tutanağında katip imzasının bulunmamasının bozma nedeni olup olmadığı ve bir kısım sanıklar hakkındaki yağma suçundan verilen mahkumiyet kararının bozulmasının diğer sanıklar ve suçlar hakkındaki hükümlerin incelenmesini engelleyip engellemediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Duruşma tutanağında katip imzası bulunmamasının mutlak hukuka aykırılık oluşturmayan ve mahallinde giderilebilecek bir eksiklik olması ve ayrıca bir sanık hakkındaki bozma kararının, hukuki durumları etkilenmeyecek diğer sanıkları etkilememesi gözetilerek, Özel Daire bozma kararının ikinci bendinin kaldırılmasına ve dosyanın diğer sanıklar ve suçlar bakımından esastan incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.