Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“CMK 309/4-b”
- Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kurumunun uygulanıp uygulanmayacağının yerel mahkemece tartışılmamasının kanun yararına bozma nedeni olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: HAGB’nin koşullu bir düşme nedeni olduğu, objektif şartların varlığı halinde hakimin re'sen değerlendirip kararda açıklaması gerektiği, şartların oluşmasına rağmen değerlendirilmemesinin hakimin takdir hakkı kapsamında olmadığı ve CMK 309/4-b maddesi kapsamında davanın esasını çözmeyen bir husus olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında bir yıldan az hapis cezası verilmesini gerektirmesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, seçenek yaptırımlar ve erteleme hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yerel mahkemece değerlendirilmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Kanun yararına bozma sonucu verilecek cezanın miktarı itibarıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması, seçenek yaptırımlar ve erteleme hükümlerinin uygulanma ihtimali bulunduğundan, bu hususların yerel mahkemece değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek Özel Daire’nin, CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca doğrudan daha hafif cezaya hükmettiği karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında iki yıldan az hapis cezası verilmesini gerektirmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya erteleme hükümlerinin uygulanma ihtimalinin doğması halinde, Özel Dairece doğrudan karar verilip verilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kanun yararına bozma nedeninin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya erteleme gibi kişiselleştirme hükümlerinin uygulanmasını gerektirmesi halinde, davanın esasının çözülmemiş sayılması ve bu hükümlerin takdiri gerektirmesi nedeniyle CMK'nın 309/4-b maddesi uyarınca yerel mahkemede yeniden yargılama yapılmasının gerektiği, bu nedenle de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının CMK'nın 310/1. maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna başvurma yetkisinin bulunmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmiş, Özel Dairenin bozma kararı kaldırılmış ve dosya Adalet Bakanlığı'na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmiştir. - Uyuşmazlık: Gerçekte var olmayan bir kişinin kimlik bilgileri kullanılarak açılan davada verilen mahkûmiyet hükmünün, kanun yararına bozma halinde, 5271 sayılı CMK’nın 309/4-b maddesi uyarınca mı yoksa 309/4-d maddesi uyarınca mı işlem yapılması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hayali bir kişi hakkında mahkumiyet hükmü kurulamayacağı ve bu durumun davanın esasını etkileyen bir husus olması nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d bendi uyarınca hükmün bozulması ve cezanın kaldırılması gerektiği gözetilerek, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin kararı kaldırılarak hükmün bozulmasına ve cezanın kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma sonrası verilen hükümde, bozma öncesinde uygulanmayan tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Kanun yararına bozma kararından önce sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmamış olması, kazanılmış hak ihlali oluşturduğundan, yerel mahkemenin bu yöndeki hükmü bozulmuş, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Yargıtay tarafından hükümdeki tekerrür hükmüne ilişkin kısım çıkarılarak düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında daha az ceza verilmesini gerektirmesi halinde, lehe olan cezaya Özel Dairece mi yoksa yerel mahkemesince mi hükmolunacağının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi kapsamında olan ve yargılamanın tekrarını yasaklayan hukuka aykırılıklarda, lehe olan hükmün Özel Daire tarafından verilmesi gerektiği gözetilerek, Özel Daire'nin bozma ilamı kaldırılarak, dosyanın hukuka aykırılığın giderilmesi için Özel Daire'ye tevdiine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı verildikten sonra denetim süresi içinde sanığın yeni bir suç işlemesi üzerine mahkemenin HAGB’na konu hükmü açıklamakla yetinmeyip daha ağır cezaya hükmetmesinin hukuka uygunluğu ve Yargıtay’ın bozma kararından sonra nasıl bir yol izleneceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: CMK m.231/11 hükmü uyarınca HAGB kararı verildikten sonra denetim süresi içinde sanığın kasten yeni bir suç işlemesi halinde mahkemenin HAGB’na konu hükmü aynen açıklaması gerekirken, hükmü değiştirerek daha ağır bir cezaya hükmetmesinin hukuka aykırı olduğu ve bu aykırılığın CMK m.309/4-d kapsamında olduğundan yargılamanın tekrarlanması yasağı gereğince Yargıtay'ın doğrudan karar vermesi gerektiği gözetilerek, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve dosyanın hukuka aykırılığın giderilmesi için Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında daha az ceza verilmesini gerektirmesi hâlinde, lehe olan cezaya Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi hükmedileceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca, kanun yararına bozma nedeni hükümlünün cezasının daha hafif bir cezayı gerektirmesi durumunda, bu hafif cezaya Yargıtay ilgili ceza dairesince doğrudan hükmedilmesi gerektiği, yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan Yargıtayca hükmün bozulması ile yetinilmeyip, gereken kararın doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerektiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne ve dosyanın Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında daha az ceza verilmesini gerektirmesi halinde, lehe olan cezaya Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi hükmedileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca, kanun yararına bozma nedeninin hükümlünün cezasının daha hafif bir cezaya çevrilmesini gerektirmesi halinde bu hafif cezaya Yargıtay ilgili ceza dairesince doğrudan hükmedilmesi gerektiği, bu durumda yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan Yargıtay ceza dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip gereken kararın doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerektiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve dosya Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında daha az ceza verilmesini gerektirmesi halinde, lehe olan cezaya Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi hükmedileceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca, kanun yararına bozma nedeni hükümlünün cezasının hafifletilmesini gerektiriyorsa, yargılamanın tekrarlanması yasağı gözetilerek hafif cezanın Yargıtay ilgili ceza dairesi tarafından doğrudan verilmesi gerektiği, bu nedenle Özel Dairenin hükmü bozup müteakip işlemlerin yerel mahkemece yapılmasına karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilerek, Özel Daire'nin bozma kararı kaldırılarak dosya 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesindeki yetkiye istinaden karar verilmesi için Yargıtay ilgili ceza dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında daha az ceza verilmesini gerektirmesi halinde, lehe olan cezaya Yargıtay Özel Dairesi'nce mi yoksa yerel mahkemece mi hükmedileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 309/4-d maddesi uyarınca, bozma nedeni hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ilgili ceza dairesince doğrudan hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve dosyanın hukuka aykırılığın giderilmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.