Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“CMK Madde 7”
- Uyuşmazlık: Sanık tarafından sunulan ve herhangi bir temyiz nedeni içermeyen temyiz dilekçesine dayanılarak CMK’nın 289. maddesi kapsamında temyiz incelemesi yapılıp yapılamayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Temyiz dilekçesinde, kararın bozulması yönünden hangi hukuka aykırılıklara dayanıldığının anlaşılır bir biçimde gösterilmesi gerektiği, CMK’nın 298. maddesi uyarınca da temyiz dilekçesinin herhangi bir temyiz sebebi içermemesi durumunda usulüne uygun açılmış bir temyiz davasından bahsedilemeyeceği ve bu nedenle temyiz isteminin reddedilmesi gerektiği gözetilerek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin bozma kararı kaldırılarak, sanığın temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz eden sanığın dilekçesinde herhangi bir temyiz nedeni belirtmemesi nedeniyle temyiz incelemesi yapılıp yapılamayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz nedeni ileri sürmemiş olması, CMK'nın 294/1 ve 298. maddeleri uyarınca temyiz incelemesi yapılmasını engellediğinden, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin bozma kararının kaldırılarak temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık tarafından sunulan ve herhangi bir temyiz nedeni içermeyen temyiz dilekçesine dayanılarak CMK’nın 289. maddesi kapsamında temyiz incelemesi yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın temyiz dilekçesinde, hükmün hangi yönden hukuka aykırı olduğuna dair herhangi bir temyiz nedeni gösterilmemesi, CMK’nın 294/1, 298 ve 301. maddeleri uyarınca temyiz isteminin reddini gerektirdiğinden, 6. Ceza Dairesinin bozma kararı kaldırılarak, temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gerekçesiz temyiz dilekçesi üzerine 5271 sayılı CMK’nın 289. maddesindeki hukuka kesin aykırılık hallerinin gözetilip gözetilemeyeceği ve ayrıca sanığa temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçe sunması için ihtar gönderilip gönderilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz nedeni gösterilmemiş olması ve CMK 295/1’deki ek süre verilmesine ilişkin ihtarın sadece yüzüne karşı verilen kararlar için öngörülmüş olması gözetilerek sanığın temyiz isteminin reddine, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gerekçesiz bir temyiz dilekçesiyle yapılan temyiz başvurusunda, CMK'nın 289. maddesindeki kesin hukuka aykırılık hallerinin resen gözetilip gözetilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi gösterilmemesi halinde, CMK'nın 294. maddesi uyarınca usulüne uygun bir temyiz başvurusundan söz edilemeyeceğinden ve CMK'nın 289. maddesindeki kesin hukuka aykırılık hallerinin resen gözetilmesi için en az bir temyiz nedeninin dilekçede gösterilmiş olması gerektiği gerekçesiyle Yargıtay 6. Ceza Dairesinin bozma kararı kaldırılarak sanığın temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz eden sanığın, temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz nedeni belirtmemesi nedeniyle temyiz incelemesi yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, CMK’nın 294/1. maddesi gereğince hükmün neden bozulması gerektiğini temyiz başvurusunda göstermek zorunda olduğu, somut olayda sanık tarafından sunulan temyiz dilekçesinde ise herhangi bir temyiz nedenine yer verilmediği gözetilerek, temyiz isteminin CMK'nın 298. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık tarafından sunulan ve herhangi bir temyiz nedeni içermeyen temyiz dilekçesine dayanılarak CMK’nın 289. maddesi kapsamında temyiz incelemesi yapılıp yapılamayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Gerekçesiz bir temyiz dilekçesinin CMK'nın 298. maddesi uyarınca Yargıtay'ın ön incelemesinden geçemeyeceği ve en az bir temyiz nedeninin varlığı halinde mutlak hukuka aykırılık halleri kapsamında temyiz incelemesi yapılabileceği, ancak hiçbir temyiz nedeni içermeyen bir temyiz başvurusu bakımından CMK’nın 289. maddesinde yer alan hukuka kesin aykırılık hâllerinin kendiliğinden gözetilemeyeceği gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazlarının kabulüyle, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin bozma kararının kaldırılmasına ve sanığın temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin verdiği mahkûmiyet hükmüne karşı sanığın yaptığı temyiz başvurusunun, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 294. maddesi kapsamında bir temyiz nedeni içerip içermediği ve bu kapsamda temyiz denetiminin nasıl yapılacağı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın temyiz dilekçesinde "hükmün ağır olduğu" ibaresinin, hükmün miktarına yönelik maddi hukuka aykırılık iddiası olarak kabul edilebileceği ve bu nedenle temyiz başvurusunda CMK'nın 294. maddesi anlamında bir temyiz nedeni bulunduğu gözetilerek, Özel Daire'nin "temyiz isteminin reddine" ilişkin kararı kaldırılmış ve dosya temyiz incelemesi yapılması için Özel Daire'ye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında müdafi atanması talebinde bulunmayan ve tutuklu yargılanan sanık hakkında, müdafi atanmamasının CMK'nın 101/3. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı ve bu bağlamda savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı ile TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanun’un 5. maddeleri uyarınca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa, CMK'nun 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve tutuklama talebiyle sevk edildiğinde müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise kendisine müdafi seçme veya görevlendirme talebinde bulunmadığı, CMK m. 150/3'te düzenlenen zorunlu müdafilik hükmünün sanığa atılı suçun temel cezası dikkate alındığında uygulanmayacağı, CMK 101/3'ün ise ilk tutuklamaya ilişkin olduğu ve tutuklu olarak yargılanmanın tek başına zorunlu müdafilik nedeni olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında tutuklu yargılanan ve müdafi talebinde bulunmayan sanığa müdafi atanmasının zorunlu olup olmadığı, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa CMK 150/3 uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği ve sanığın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve ilk sorgusunda müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise müdafi hakkı kendisine hatırlatıldığı halde talepte bulunmadığı, CMK'nın 101/3. maddesinin ilk tutuklama talebine ilişkin olduğu ve kovuşturma aşamasındaki tutuklu yargılamada müdafi atanmasını zorunlu kılmadığı, zorunlu müdafilik hallerinin kanunda sınırlı olarak sayıldığı ve yorum yoluyla genişletilemeyeceği, sanığın müdafiye erişim hakkının kısıtlanmadığı, TCK 314/2'de belirlenen temel cezanın 5 yıl hapis olduğu ve 3713 sayılı Kanun'un 5. maddesinin ceza artırımına ilişkin olduğu, CMK 150/3'ün ise temel cezayı esas aldığı, kanun koyucunun ceza artırımını öngören nitelikli halleri bu kapsamda değerlendirmediği, ayrıca sanığa talebi halinde baro tarafından ihtiyari müdafi görevlendirmesinin yapılabileceği gözetilerek, Özel Daire'nin sanığın savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle verdiği bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına istinaden verilen davanın düşmesi kararına karşı yapılan temyiz incelemesinin kapsamı (CMK m. 231/10 hükmü ile sınırlı mı yoksa dosya esasına ilişkin mi olacağı) hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: CMK’nın 231/10. maddesindeki düşme kararının CMK’nın 223/8. maddesindeki düşme kararından farklı ve özel bir düzenleme olduğu, temyiz incelemesinin sınırlarının dar yorumlanması gerektiği, bu nedenle temyiz incelemesinin sanığın denetim süresi içinde kasten suç işleyip işlemediği ve denetimli serbestlik yükümlülüklerine uyup uymadığı hususları ile sınırlı olması gerektiği, sanığın güncel adli sicil kayıtlarına göre denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemediğinin anlaşıldığı gözetilerek yerel mahkemenin davanın düşmesine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verildikten sonra denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemeyen sanık hakkında verilen davanın düşmesine ilişkin kararın temyizinde, incelemenin CMK’nın 231/10. maddesi ile sınırlı olarak mı, yoksa dosyanın esasına ilişkin olarak mı yapılacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: HAGB kurumunun amacı, ilkeleri ve diğer kanuni düzenlemeler gözetilerek, HAGB kararını kabul eden sanık hakkında verilen düşme kararına karşı yapılan temyizin, CMK'nın 231/10. maddesindeki şartların varlığıyla sınırlı olarak incelenmesi gerektiği ve bu dar yorumun sanığın adil yargılanma hakkını ihlal etmediği gerekçesiyle, yerel mahkemenin düşme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.