Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Cezanın Ertelenmesi”
- Uyuşmazlık: Hapis cezası adli para cezasına çevrilen sanık hakkında, yasal olarak mümkün olmamasına rağmen hükmolunan adli para cezasının ertelenmesi ve denetim süresi belirlenmesi hususunda, Yargıtay Özel Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'da erteleme müessesesinin sadece hapis cezaları için öngörüldüğü, adli para cezaları için erteleme kurumuna yer verilmediği ve hapis cezalarının ertelenmesi halinde öngörülen denetim süresinin kıyas yoluyla adli para cezalarına uygulanmasının mümkün olmadığı, aksi halde kıyas yasağına aykırılık teşkil edeceği gözetilerek; yerel mahkeme hükmündeki “bir ay”lık denetim süresinin “bir yıl” olarak düzeltilmesine ve TCK'nun 51/7. maddesinin uygulanmasına ilişkin “kısmen veya tamamen ceza infaz kurumunda” ibaresinin çıkarılmasına karar verilerek Özel Daire'nin düzelterek onama kararı kaldırılarak yerel mahkeme hükmü düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında verilen hapis cezasının ertelenmesi kararında, TCK'nın 50/4. maddesi uyarınca hapis cezasının adli para cezasına çevrilip çevrilmeyeceği hususunun ayrıca tartışılıp tartışılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ve müdafisinin kişiselleştirme kurumlarından hangisinin uygulanacağına dair açık bir talepte bulunmaması, mevcut düzenlemelerde bir kurumun diğerinden mutlak olarak daha lehe olduğunun söylenememesi ve yerel mahkemenin sanığı gözlemleyerek takdir hakkını hapis cezasının ertelenmesi yönünde kullanmasında isabetsizlik bulunmaması gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan verilen hapis cezasının ertelenmesine ilişkin kararda, TCK'nın 50/4. maddesi uyarınca hapis cezasının adli para cezasına çevrilip çevrilmeyeceği hususunun ayrıca tartışılıp tartışılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hapis cezasının ertelenmesi ve adli para cezasına çevrilmesi kurumlarının her ikisinin de failin kişiliğine göre bireyselleştirme amacı taşıması, sanık ve müdafinin bu hususta bir tercih belirtmemesi, mevcut düzenlemelerde bir kurumun diğerinden mutlak suretle daha lehe olduğunu söylemenin mümkün olmaması ve yerel mahkemenin sanığın sosyal ve ekonomik durumunu da tespit ederek takdir hakkını TCK 51. madde yönünde kullanmasında bir isabetsizlik bulunmaması gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ardından sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi üzerine hükmün açıklanması aşamasında, ilk hükümde verilen cezanın ertelenmesinin “kazanılmış hak” olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu doğrultuda hükmün açıklanması sırasında erteleme hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık lehine yapılan ilk temyiz sonucu bozma kararı verilmesinin ardından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi ve sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi üzerine hükmün açıklanması gerektiğinde, ilk hükümdeki cezanın ertelenmesinin "cezayı aleyhe değiştirmeme ilkesi" gereğince kazanılmış hak olarak korunması gerektiği ve hükmün açıklanması sırasında bu hususun gözetilmesi gerektiğine karar verilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında takdiri indirim, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ve hapis cezasının ertelenmesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmamasına dair yasal ve yeterli gerekçe gösterilip gösterilmediğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın yargılama sürecindeki tutum ve davranışları, pişmanlık durumu, sabıka kaydının bulunmaması, suçun işleniş biçimi ve oluşan zarar gibi hususlar değerlendirilerek, yerel mahkemenin takdiri indirim, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ve hapis cezasının ertelenmesi hükümlerinin uygulanmamasına dair gerekçelerinin yasal ve yeterli olmadığı gözetilerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında kasten yaralama ve tehdit suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleriyle ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması (CMK m. 231) ve hapis cezasının ertelenmesi (TCK m. 51) hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın adli sicil arşiv kaydındaki mahkûmiyetlerin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmediği, ancak suç işleme eğiliminin değerlendirilmesinde dikkate alınabileceği, sanığın yargılama sürecindeki tutum ve davranışları ile suçun niteliği gözetildiğinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve cezanın ertelenmesine yer olmadığına dair mahkemenin gerekçesinin yeterli olduğu ve tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında değerlendirilmesinin ise infaz aşamasında mümkün olduğu değerlendirilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taksirle ölüme neden olma suçundan hükümlü sanık hakkında verilen hapis cezasının para cezasına çevrilmemesi ve ertelenmemesi hususunda yerel mahkemece gösterilen gerekçenin yeterli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, sanık hakkında para cezasına çevirme ve erteleme hükümlerini uygulamayıp, sadece kanun maddelerinde yer alan ifadeleri tekrarlamak suretiyle gerekçe göstermesinin yetersiz olduğu ve dosya kapsamıyla örtüşmediği gözetilerek, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçunda TCK'nun 21/2. maddesinin uygulanma yeri ve hapis cezasının ertelenmesine ilişkin gerekçedeki çelişkinin bozma nedeni olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçunda TCK'nun 86. maddesinin temel ceza maddesi olduğu, olası kast hallerinde 21/2. maddesinin uygulanması gerektiği ve yerel mahkemenin hapis cezasının ertelenmesine ilişkin gerekçesinde çelişki bulunduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verilirken gösterilen gerekçenin CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçe ile çelişip çelişmediği ve bu bağlamda sanık hakkında daha lehe sonuç doğuran hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair yerel mahkeme kararındaki gerekçenin, aynı sanık hakkında verilen hapis cezasının ertelenmesi kararındaki gerekçe ile çeliştiği, sanığın daha önce kasıtlı suçtan mahkum olmamış olması, hükmolunan cezanın iki yıldan az hapis cezası olması, ayrıca sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanması için bir zararın giderilmesinin de gerekmemesi ve diğer şartların da oluşması karşısında, yerel mahkemenin sanık hakkında daha lehe olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması yoluna gitmesi gerekirken hapis cezasının ertelenmesine karar vermesi isabetsiz görülerek yerel mahkeme direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verilirken gösterilen gerekçenin CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçe ile çelişip çelişmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin değerlendirme yapılmadan, diğer kişiselleştirme hükümlerine geçilmesi ve bu hükümlerin gerekçeleri arasında çelişki bulunması nedeniyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kovuşturmanın ertelenmesine karar verilen suçların, örgüt adına suç işleme suçunun oluşumu için "öncü suç" olarak kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kovuşturmanın ertelenmesi kararının, CMK'nın 223/8. maddesinde düzenlenen durma kararı niteliğinde olduğu ve kesin hüküm oluşturmadığı, ayrıca bu kararlara dayanılarak verilen örgüt adına suç işleme suçundan mahkumiyetin AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarıyla çeliştiği gözetilerek, yerel mahkemenin sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan vermiş olduğu mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında CMK'nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve TCK'nun 51. maddesinde düzenlenen hapis cezasının ertelenmesi hükümlerinin uygulanmama gerekçesinin yasal ve yeterli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sabıka kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, yargılamaya konu suç tarihi itibarıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmediği, sanığın kamu zararından haberdar edilmediği ve bu zararın giderilip giderilmeyeceğinin sorulmadığı, sanığın pişmanlık göstermediğine dair bir beyanının veya olumsuz bir davranışının bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin hapis cezasının ertelenmemesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmaması kararına ilişkin gerekçesinin yasal ve yeterli olmadığı kabul edilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.