Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Cinsel Sağlık Sorunu”
- Uyuşmazlık: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunda, mağdurun ruh sağlığının bozulmasına ilişkin raporun hangi tarih esas alınarak düzenlenmesi gerektiği ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın davaya katılıp katılamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: TCK’nın 103/6. maddesi kapsamında mağdurun ruh sağlığının bozulduğuna dair raporun düzenlenmesi için öngörülen 6 aylık sürenin, zincirleme suçlarda son eylem tarihinden itibaren başlaması gerektiği ve Bakanlığın davaya katılma hakkının bulunmasına rağmen, mevcut yargılamada katılan vekillerinin temyiz hakkını kullanarak etkin bir denetim sağladıkları gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Eşinin cinsel ilişkiye engel bir sağlık sorunu ve hafif düzeyde zihinsel engeli olduğunu evlendikten sonra öğrenen davacı kadının, evliliğin nispi butlanla iptali talebinin reddine ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin sağlık sorunlarının evliliğe engel olmadığı, davacı kadının da bu durumu evlenmeden önce nişanlılık döneminde fark edebilecek durumda olduğu değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocukların basit cinsel istismarı suçunda, mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin adli tıbbi raporun suç tarihinden en az altı ay sonra alınmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Basit cinsel istismar suçunda mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu'nun uygulamada altı aylık bir süre öngörmesine rağmen, bu sürenin mutlak bir kural olmadığı, somut olayın özelliklerinin ve mağdurların durumlarının dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle dosya kapsamında çelişkili raporlar nedeniyle oluşan tereddüdün giderilmesi için altı aylık sürenin beklenmesinin gerekli görüldüğü gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıkların mağdurede bulunan zeka geriliğini bilip bilmedikleri ve bu bağlamda eylemlerinin hangi suçu oluşturduğu hususunda Yargıtay 14. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi gereğince Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın davaya katılma hakkı bulunduğu, Bakanlığın davadan haberdar edilmesi gerektiği ve gerekçeli kararın tebliğ edilmesi gerektiği gözetilerek Yargıtay 14. Ceza Dairesinin bozma kararı kaldırılmış ve dosya Bakanlığa tebligat yapılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçlarının sabit olup olmadığı, sabit ise çeşitli iştirak ve eksik araştırma hususlarının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi ve Anayasa'nın 36. ve 40. maddeleri uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kamu davasına katılma hakkı bulunduğu ve bu hakkın kullanılabilmesi için Bakanlığın davadan haberdar edilmesi gerektiği, bu hususta eksiklik bulunduğu gözetilerek yerel mahkeme kararlarının kaldırılarak dosyanın Bakanlığa tebliğ edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine ve hükümlerin kesinleştiği inancıyla cezalarının infazına başlanılan sanıkların tahliyesine karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Sanığın eylemi sonucunda mağdurun ruh sağlığında bozulma meydana gelip gelmediği ve TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sanık hakkında açılan kamu davasından haberdar edilip edilmeyeceği noktasında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi ve Anayasa'nın 36. ve 40. maddeleri gözetilerek, Bakanlığın davadan haberdar edilmesi zorunluluğu ve gerekçeli kararın tebliğ edilmesi gerektiği, ancak bu eksikliğin hükmün bozulmasını gerektirmediği, Bakanlığa tebligat yapılarak temyiz hakkı tanınması gerektiği değerlendirilerek, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin bozma kararı kaldırılmış ve dosya tevdi edilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdureye yönelik eyleminin nitelikli cinsel istismar mı yoksa reşit olmayanla cinsel ilişki suçu mu oluşturduğu ve mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurenin beyanları, tanık ifadeleri ve Adli Tıp raporu birlikte değerlendirilerek sanığın eyleminin cebir ve tehdit içerdiği, mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu ve bu bozulmanın cinsel saldırıya bağlı geliştiği kabul edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiş ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı ve çocuğun basit cinsel istismarı suçlarının sabit olup olmadığı ve 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sanık hakkında açılan kamu davasından haberdar edilip, davaya katılımının sağlanmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi ve Anayasa'nın 36. ve 40. maddeleri uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kadın ve çocuklara yönelik şiddet suçlarına ilişkin kamu davalarına katılma hakkı bulunduğu, Bakanlığın bu haktan yararlanabilmesi için davadan haberdar edilmesinin ve gerekçeli kararın tebliğinin sağlanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararlarının Bakanlığa tebliğ edilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğunun gözetilmemesi ve eşit kusurlu kabul edilerek kadının tazminat taleplerinin reddedilmesi doğru görülmeyerek, bozma kararı verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan verilen mahkûmiyet hükmünde TCK’nın 103/6. maddesinin uygulanması bakımından eksik araştırma yapılıp yapılmadığı ve 6284 sayılı Kanun uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın davaya katılımının sağlanıp sağlanmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi ve uygulama yönetmeliğinin 46. maddesi gereğince Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın kadın ve çocuklara karşı şiddet suçlarına ilişkin açılan davalara katılma hakkı bulunduğu, bu hakkın kullanılabilmesi için Bakanlığın davadan haberdar edilmesi gerektiği ve bu hususun hak arama hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararlarının Bakanlığa tebliğ edilmesi ve Bakanlığın temyiz hakkını kullanması veya kullanmaması durumuna göre dosyanın Ceza Genel Kurulu veya Özel Daire tarafından değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Ayrıca, sanığın tutuklu kaldığı süre ve suçtan aldığı ceza göz önünde bulundurularak tahliyesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Suça sürüklenen çocuğun öz kardeşine yönelik cinsel istismar eylemlerinin sabit olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurenin Savcılık ifadesi, sorgu hakimliğinde verdiği ifade, ruh sağlığının bozulduğuna dair rapor, suça sürüklenen çocuğun sorgu hakimliğindeki ikrarı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek suça sürüklenen çocuğun eylemlerinin sabit olduğu gözetilerek yerel mahkemenin beraat kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.