Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Düşünce ve Kanaat Açıklama Yöntemleri”
- Uyuşmazlık: Sanığın kanuna aykırı gösteri yürüyüşüne silahla katılma ve dağılmamakta ısrar etme eylemlerinin 6352 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi kapsamında değerlendirilip, kovuşturmanın ertelenmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin Anayasa ve AİHS'de güvence altına alınan düşünce ve kanaat açıklama yöntemi olarak kabul edilmesi ve sanığın eylemlerinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma eylemlerinin 6352 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi kapsamında değerlendirilip, kovuşturmanın ertelenmesi gerekip gerekmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin Anayasa ve AİHS tarafından güvence altına alınan düşünce ve kanaat açıklama yöntemlerinden biri olduğu ve sanıkların eylemlerinin 2911 sayılı Kanun'un 32/2. maddesinde düzenlenen ve 6352 sayılı Kanun kapsamına giren fiillerden oluştuğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın hakaret ve iftira suçlarını oluşturan eylemlerinin 6352 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi kapsamında değerlendirilip, kovuşturmanın ertelenmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eylemlerinin bir kısmının hayali isimler kullanılarak ve kişiye özel iletilerle gerçekleştirilmesi, bir kısmının ise kaba saldırı niteliğinde olması ve düşünce açıklama yöntemleri arasında sayılamayacak olması nedeniyle 6352 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına ilişkin Yargıtay 9. Ceza Dairesinin kararının kaldırılmasına ve dosyanın esasının incelenmesi için daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların toplantı ve gösteri yürüyüşlerine silahla katılma eylemlerinin 6352 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi kapsamında değerlendirilip, kovuşturmanın ertelenmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin Anayasa ve AİHS tarafından güvence altına alınan düşünce ve kanaat açıklama yöntemlerinden biri olduğu ve sanıkların eylemlerinin 2911 sayılı Kanun'un 33/1. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşüne silahla katılma suçunu oluşturduğu, bu suçun da 6352 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi kapsamında kaldığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarını oluşturan eylemlerinin 6352 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve buna bağlı olarak Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma kararının isabetli olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin, düşünce ve kanaat açıklama yöntemlerinden biri olduğu ve sanığın 2911 sayılı Kanunun 32/1 ve 33/1. maddelerinde düzenlenen fiillerinin bu yöntem kapsamında kaldığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine ve 9. Ceza Dairesinin bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet suçlarının, 6352 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi kapsamında değerlendirilip kovuşturmanın ertelenmesi hükmünden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin, düşünce ve kanaat açıklama yöntemlerinden biri olduğu ve sanığın eylemlerinin kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma kapsamında kaldığı gözetilerek, 6352 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın toplantı ve gösteri yürüyüşüne silahla katılma eyleminin 6352 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında değerlendirilip kovuşturmanın ertelenmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin Anayasa ve AİHS tarafından güvence altına alınan düşünce ve kanaat açıklama yöntemi olduğu, sanığın eyleminin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği ve 6352 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi şartlarının oluştuğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın toplantı ve gösteri yürüyüşüne silahla katılma eyleminin 6352 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi kapsamında değerlendirilip kovuşturmanın ertelenmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin düşünce ve kanaat açıklama yöntemi olarak kabul edilmesi ve sanığın eyleminin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 6352 sayılı Kanun değişiklikleri sonrası yerel mahkemece yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilen hakaret ve tehdit suçlarına ilişkin mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesinin yapılıp yapılmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6352 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi kapsamında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dosyayı yerel mahkemeye iade yazısının, suçların basın yayın yoluyla veya sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmediğinin anlaşılması nedeniyle bozma kararı niteliğinde olmadığı ve yerel mahkemenin yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığı kararına karşı kanun yoluna başvurulmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesinin yapılması gerektiği sonucuna varılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı değişik gerekçeyle kabul edilmiştir. - Uyuşmazlık: Kovuşturmanın ertelenmesine karar verilen suçların, örgüt adına suç işleme suçunun oluşumu için "öncü suç" olarak kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kovuşturmanın ertelenmesi kararının, CMK'nın 223/8. maddesinde düzenlenen durma kararı niteliğinde olduğu ve kesin hüküm oluşturmadığı, ayrıca bu kararlara dayanılarak verilen örgüt adına suç işleme suçundan mahkumiyetin AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarıyla çeliştiği gözetilerek, yerel mahkemenin sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan vermiş olduğu mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kovuşturması ertelenmiş suçların, "örgüt adına suç işleme" suçunun oluşumu için dayanak olarak kullanılıp kullanılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Kovuşturmanın ertelenmesi kararının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı gibi mahkûmiyet hükmü sayılamayacağı ve yargılamayı derhal sonlandıran bir sebep olmadığı, bu nedenle örgüt adına suç işleme suçunun unsurlarının oluşmayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık cumhuriyet savcısının, yürüttüğü soruşturmada kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçiren şüpheliler hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin verdiği kararın usulsüz olduğu ve bu eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık cumhuriyet savcısının verdiği erteleme kararının usulsüz olduğu ve mağdurlara tebliğ edilmediği ancak daha sonra bu kararın düzeltildiği, yargılamanın devam ettiği, dava zamanaşımının durduğu ve mağdurların hak kaybına uğramadığı gözetilerek, görevi kötüye kullanma suçunun maddi unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.