Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Dava Yenileme”
- Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüne tabi ortaklığın giderilmesi davasında, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden önce HUMK döneminde bir kez işlemden kaldırılan davanın, HMK döneminde ikinci kez takipsiz bırakılması üzerine açılmamış sayılmasına karar verilip verilemeyeceği ve davacı vekilinin duruşma gününü UYAP üzerinden öğreneceğine dair beyanının, duruşma tebligatının yapılmasını gereksiz kılıp kılmadığı hususlarında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 1086 sayılı HUMK döneminde açılıp bir kez işlemden kaldırılan davanın, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonraki takipsiz bırakılmasında HUMK hükümlerinin uygulanması ve UYAP'tan öğrenme şeklinde tebligat usulü bulunmadığından davacı vekiline usulüne uygun tebligat yapılmadan davanın takipsiz bırakılamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulünün uygulandığı bir davada, 1086 sayılı HUMK döneminde bir, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra da bir kez işlemden kaldırılan davanın, HMK'nın 320/4. maddesi uyarınca açılmamış sayılıp sayılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesiyle birlikte tamamlanmamış usul işlemlerine yeni kanun hükümlerinin uygulanacağı, ancak HUMK dönemindeki işlemden kaldırmanın hukuki sonuç doğurduğu ve HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihte tamamlanmış bir işlem olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Mahkemece asıl davanın kabulüne dair verilen ilk kararın temyiz incelemesi sonucunda davanın açılmamış sayılması gerektiği gerekçesiyle bozulmasına rağmen, bozma kararına uyulduktan sonra asıl dava hakkında karar verilmeden aynı konuda açılan birleşen davanın esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Asıl davanın takipsiz bırakılıp yenilenmemesi nedeniyle, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karar verilmemiş olsa dahi, davanın kanunen açılmamış sayıldığı ve bu nedenle birleşen davada derdestlik itirazının reddine ilişkin direnme kararının yerinde olduğu, ancak birleşen davada verilen karar yönünden davalılar vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazları ile karşı davada verilen karar yönünden taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera olarak tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında on yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın tesis kadastrosunun kesinleştiği tarih ile dava açma tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yenileme kadastro çalışmasına itiraz davasında, davanın sadece kadastro tespitine mi yoksa aynı zamanda mülkiyete ilişkin bir istem de içerip içermediği ve buna bağlı olarak görevli mahkemenin hangisi olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Dava dilekçesinin içeriğinden, davanın sadece yenileme kadastrosuna itiraz mı yoksa mülkiyet iddiasını da içerip içermediği açıkça anlaşılamadığından, davacının bu hususu açıklamasının istenmesi ve buna göre; eğer dava sadece yenileme kadastrosuna itiraz ise kadastro mahkemesinin, sadece mülkiyete ilişkinse genel mahkemenin, her ikisini de içeriyorsa her iki talep yönünden ayrı ayrı görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yenileme kadastrosu sırasında taşınmazın bir kısmının yola terk edilmesi nedeniyle açılan davanın görevli mahkemesinin Kadastro Mahkemesi mi yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi mi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yenileme kadastrosunun, mülkiyet hakkını yeniden incelemeyen, teknik çalışmalarla paftaların yenilenmesini amaçlayan, önceki kadastroya ek bir işlem olduğu ve 2859 sayılı Kanun'un 5. maddesindeki atıf gereği bu tür davalarda 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerinin uygulanması ve davanın Kadastro Mahkemesinde görülmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hazine'nin, uygulama kadastrosu sonucu taşınmazının yüz ölçümünün azaldığı iddiasıyla açtığı düzeltme tescil davasının reddine ilişkin temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Uygulama kadastrosu sonucu yapılan ölçümün usul ve esaslara uygun olduğu, yüzölçümü artışının ise teknolojik yöntem farklılıklarından ve sınır düzeltmesinden kaynaklandığı gözetilerek, Hazine’nin dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vekilin vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle taşınmazların satış bedeli üzerinden tazminat istenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle devredilen taşınmazlarda davacıya ait paylar dikkate alınarak tazminata hükmedilmesi gerekirken, davalı adına kayıtlı tüm paylar üzerinden fazla tazminata hükmedilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davanın sadece kadastro tespitine mi yoksa aynı zamanda mülkiyet iddiasına da mı ilişkin olduğu ve buna göre Kadastro Mahkemesinin görevli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Dava dilekçesinin içeriğinden davanın sadece 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme işlemine mi, mülkiyete mi yoksa her ikisine birden mi ilişkin olduğu açıkça anlaşılamadığından davacının isteminin açıklığa kavuşturulması ve buna göre; eğer dava sadece yenileme işlemine itiraza ilişkin ise Özel Daire bozma kararında belirtilen hususlar doğrultusunda, sadece mülkiyete ilişkin ise görevsizlik kararı verilerek davanın reddine, her ikisine birden ilişkin ise hem yenileme işlemi yönünden Özel Daire bozma kararında belirtilen hususlar doğrultusunda hem de mülkiyet yönünden görevsizlik kararı verilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davanın yalnızca kadastro tespitine mi yoksa mülkiyet hakkına da ilişkin olup olmadığı ve buna göre görevli mahkemenin hangisi olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Dava dilekçesinin içeriğinden, davanın yalnızca 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi uyarınca yapılan kadastro yenileme işlemine mi, mülkiyete mi yoksa her ikisine birden mi ilişkin olduğunun anlaşılamaması nedeniyle, davacının isteminin açıklığa kavuşturulması gerektiği ve buna göre; eğer dava yalnızca yenileme işlemine ilişkin ise kadastro mahkemesinin, yalnızca mülkiyete ilişkin ise genel mahkemenin, her ikisine birden ilişkin ise her iki istem yönünden ayrı ayrı görevli mahkemelerce değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hâkimin hukuki sorumluluğuna dayalı tazminat davasının, davacı tarafın duruşmaya katılmaması ve davanın yenilenmemesi nedeniyle açılmamış sayılıp sayılamayacağı uyuşmazlığıdır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıya duruşma gününün usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davacı veya vasisinin duruşmaya katılmaması ve akabinde yasal süre içerisinde davanın yenilenmemesi nedeniyle, HMK’nın 150/1 ve 5. maddeleri uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.