Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Derhal Uygulama İlkesi”
- Uyuşmazlık: Sanık ve mağdurun soruşturma aşamasında uzlaştırmayı kabul etmemelerine rağmen, sonradan yürürlüğe giren CMK m.253'teki değişiklik uyarınca yeniden uzlaştırma yoluna gidilip gidilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 6763 sayılı Kanun ile CMK m.253’e eklenen 24 ve 25. fıkraların, uzlaştırmanın yöntemine ilişkin usul hükümleri olduğu ve derhal uygulama ilkesi gereği, daha önce usulüne uygun olarak sonuçsuz kalan uzlaştırma girişiminin yenilenmesini gerektirmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle birleştirilen dosyalardan birinde verilen kararın, diğer dosyadaki kararın temyiz incelemesine tabi olması nedeniyle doğrudan temyiz incelemesine tabi tutulup tutulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden sonra verilen kararlar bakımından hemen ve derhal uygulama ilkesi gereğince CMK hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu nedenle bağlantılı dosyalardan biri hakkında verilen kararın da bölge adliye mahkemesinde istinaf yoluna tabi olduğu gözetilerek, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin onama kararının kaldırılmasına ve dosyanın istinaf incelemesi için bölge adliye mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında tekerrüre esas alınan tehdit suçuna ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra, suçun uzlaşma kapsamına alınması nedeniyle bu hususta uyarlama yargılaması yapılıp yapılmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kabule göre yapılan bozmalara karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yetkisi bulunmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden önce akdedilen bir sözleşmede yetkili mahkeme olarak belirlenen mahkemenin, HMK’nın yürürlük tarihinden sonra açılan davada HMK’nın 17. maddesi hükmü karşısında uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 17. maddesi uyarınca tacirler ve kamu tüzel kişilerinin aralarındaki uyuşmazlıklarda sözleşme ile yetkili mahkeme tayin edebilecekleri ve aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece bu mahkemede açılabileceği, HMK'nın 448. maddesi gereğince de kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren nitelikli yağma suçundan yargılanan sanıklar hakkında, zorunlu müdafileri duruşmada hazır bulunmaksızın hüküm kurulup kurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 188/1. maddesi uyarınca, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda zorunlu müdafinin duruşmada hazır bulunmasının şart olduğu ve bu hükmün emredici nitelikte olması, sanıkların savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracağı gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında uygulanan tekerrür hükümlerinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrüre esas alınan hükmün verildiği tarihte yürürlükte olan hükümlere göre temyiz edilebilir nitelikte olması ve usul kanunlarının derhal uygulanması ilkesi gereğince hükmün verildiği tarihteki kesinlik sınırının dikkate alınması gerektiği, bu nedenle hükmün usul ve yasaya aykırı olarak kesinleştirildiği ve tekerrüre esas teşkil etmeyeceği gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin bölümü çıkarılarak düzeltilmesine ve onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine dair verilen ara kararın temyiz edilebilir olduğuna hükmederek dosyayı Yargıtay'a göndermesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İhtiyati haciz kararlarına itiraz üzerine verilen kararların, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3. maddesi kapsamında olmayıp, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 265. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca istinaf yoluna tabi olduğu ve derhal uygulanabilirlik ilkesi gereği önceki Yargıtay kararlarının emsal teşkil etmeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Birleştirilen iki davadan birinin daha önce Yargıtay'da bozulmuş olması nedeniyle, ikinci sanık hakkında verilen hükmün temyiz mi yoksa istinaf yoluna mı tabi olduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kurulmasıyla üç dereceli yargı sistemine geçildiği, usul kanunlarının hemen ve derhal uygulanması ilkesi gereği 20.07.2016 tarihinden sonra verilen hükümlerin 5271 sayılı CMK hükümlerine göre istinaf yoluna tabi olduğu ve sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün de bu tarihten sonra verildiği gözetilerek Özel Daire'nin görevsizlik kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce verilen ve Yargıtayca bozulan bir hükümden sonra, yine bozma üzerine verilen mahkûmiyet hükmüne karşı yapılan temyiz başvurusunda, uygulanacak temyiz süresinin bir hafta mı yoksa on beş gün mü olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce verilmiş kararlara ilişkin temyiz incelemelerinde 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanması gerektiği, 7035 sayılı Kanun ile 5271 sayılı CMK'nın 291. maddesinde yapılan değişikliğin 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesindeki bir haftalık temyiz süresini etkilemediği ve sanığın temyiz başvurusunun bu süre geçtikten sonra yapıldığı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilerek, Özel Daire’nin onama kararı kaldırılarak, sanığın temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mülga HUMK döneminde açılıp bir kez işlemden kaldırılan davanın, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra tekrar işlemden kaldırılması halinde, HMK’nın 320/4. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı ve davanın açılmamış sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Usul hukuku kurallarının derhal uygulanırlığı ilkesi saklı kalmak kaydıyla, mülga HUMK döneminde yapılan işlemlerin ve hukuki güvenlik ilkesinin gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 20.07.2016 tarihinden önce verilmiş kesin nitelikteki adli para cezasının, sonradan işlenen suçlar bakımından tekerrüre esas alınıp alınamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin göreve başlama tarihi olan 20.07.2016 tarihinden önce verilmiş ve miktar itibariyle kesin nitelikte olan adli para cezalarına ilişkin hükümlerin, 1412 sayılı CMUK'nın 305. maddesi uyarınca temyiz yolu kapalı olduğundan ve aynı maddenin son fıkrasında bu tür hükümlerin tekerrüre esas olmayacağının açıkça düzenlenmiş olması, kanunilik ilkesi gözetilerek, Özel Daire'nin aksi yöndeki kararının bozulmasına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin faaliyete başlamasından önce verilen ve Yargıtay'ca bozulan bir hükmün, bozma sonrası verilen yeni hükme karşı yapılan temyiz başvurusunda, temyiz süresinin 1412 sayılı CMUK'a göre bir hafta mı yoksa 7035 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’ya göre on beş gün mü olduğu hususunda yaşanan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar CMUK hükümlerinin uygulanacağı, 7035 sayılı Kanun ile CMK'daki temyiz süresinin uzatılmasına ilişkin değişikliğin ise yalnızca bu kanunun yürürlüğe girdiği tarih ve sonrasında verilen kararlar için geçerli olduğu, sanığın temyiz başvurusunun CMUK'a göre bir haftalık yasal süreyi aştığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilerek temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.