Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Disiplin Yaptırımı”
- Uyuşmazlık: Türkiye Atletizm Federasyonu'nun verdiği disiplin cezasının, TCK'nın 267. maddesinde düzenlenen iftira suçunun oluşması için gerekli olan "idari yaptırım" niteliğinde olup olmadığı ve sanık hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Spor federasyonlarının kamu tüzel kişisi olduğu ve sporun kamu hizmeti niteliğinde olduğu, federasyonların ceza talimatlarının idari işlem niteliğinde olduğu ve bu talimata aykırılığın idari yaptırım gerektirdiği, sanığın isnatlarının maddi temele dayanmadığı ve idari yaptırım uygulanması amacıyla yapıldığı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı reddedilmiş, yerel mahkemenin eksik araştırma yapmadığı ve sanığın iftira suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmü bozma yönündeki direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının görev yeri değişikliği kararının hukuka aykırı olup olmadığının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kurum içi yer değişikliklerine kanun ve toplu iş sözleşmesine aykırılık nedeniyle itiraz etmesi ve görevini yapmaması sebep gösterilerek yapılan atama kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının vasıf değişikliği işleminin iptali talebiyle açtığı davanın hukuki yararının bulunup bulunmadığı ve davalı tarafından yapılan vasıf değişikliği işleminin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, davacının ücretinde değişikliğe neden olan vasıf değişikliği nedeniyle hukuki yararının bulunduğu, Endüstriyel İlişkiler Kurulu kararının usulsüz olduğu, kurulun işçilere yaptırım uygulama görevinin bulunmadığı, toplu iş sözleşmesinde vasıf değişikliğinin disiplin cezası olarak düzenlenmediği ve işverenin disiplin hükümlerini dolanarak yetkisiz bir kurul aracılığıyla hukuka aykırı bir işlem yaptığı gerekçesiyle davacının talebini kabulüne ilişkin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hukuk Genel Kurulu’nun usule ilişkin kararına karşı yapılan karar düzeltme talebinin reddine karar verilmesi üzerine, davacı vekiline kötü niyetli başvuru nedeniyle disiplin para cezası verilip verilmeyeceği noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin Hukuk Genel Kurulu’nun usule ilişkin kararının özüne yönelik olmaması ve esasa ilişkin itirazlar içermesi nedeniyle kötüniyetli ve davayı uzatma amacıyla yapıldığı, bu sebeple HMK 368/1 ve 329/2. maddeleri uyarınca disiplin para cezası verilmesi gerektiği yönündeki karşı oy, hak arama özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davayı uzatma amacı taşımadığı ve kötüniyetle kanun yoluna başvurmadığı gerekçesiyle Kurul çoğunluğu tarafından kabul edilmemiştir. - Uyuşmazlık: Şirket yöneticileri hakkında alacaklıyı zarara uğratmak, ticareti usulüne aykırı terk etmek ve beyandan sonra mal ve kazanç artışını bildirmemek suçlarından açılan kamu davasında verilen kararlara karşı yapılan temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Bazı suçlar yönünden kanunda öngörülen ceza üst sınırının temyiz incelemesini engellemesi, disiplin hapsi cezası gerektiren suçlarda temyiz yolunun öngörülmemesi ve diğer suç yönünden ise yerel mahkeme kararının hukuka uygun bulunması gözetilerek, temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen incelenmeksizin iadesine ve kısmen de esastan reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Alacaklıyı zarara uğratmak için eksiltme suçundan beraat eden asli fail ile birlikte yargılanan fer'i faile beraat hükmünün teşmil edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK'nın suça iştirak hükümleri gereğince, asli fail hakkında verilen beraat kararının, iştirak eden fer'i faile de teşmil edilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin fer'i fail hakkında verdiği mahkumiyet hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tazyik hapsi infazı sırasında açık cezaevinden firar eden sanığın eyleminin TCK m. 292'de düzenlenen "hükümlü veya tutuklunun kaçması" suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tazyik hapsi infaz edilenlerin 5275 sayılı Kanun ve ilgili mevzuatta "hükümlü" olarak kabul edilmesi, TCK m. 292'nin kanun koyucu tarafından devletin adli yargı fonksiyonlarını ve ceza infaz sisteminin etkinliğini sağlamak amacıyla düzenlenmesi ve "bir suçtan dolayı" ibaresinin madde metninden çıkarılması gözetilerek, sanığın "hükümlü" statüsünde olduğu ve eyleminin TCK m. 292'deki suçu oluşturduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına dair verilen direnme kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İşçinin iş sözleşmesinin feshedilmesine dayanak olan eyleminin geçerli fesih nedeni oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İşçinin kesilen hayvanların atıklarını izinsiz olarak işyeri dışına çıkarmasının, işyerinin hijyen ve gıda güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, yapılan işin niteliği ve işyerinin önemi gözetilerek, feshin geçerli nedene dayandığına dair Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin kararı doğrultusunda uyuşmazlık giderilmiştir. - Uyuşmazlık: İşçinin başka bir işçinin ücret bordrosunu izinsiz incelemesi nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilmesinin haklı veya geçerli bir sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: İşçinin tesadüfen gördüğü ücret bordrosunu, kişisel verileri yayma amacıyla değil, işverenin eşit davranma yükümlülüğünü sorgulamak amacıyla incelediği ve bu eylemin iş sözleşmesinin feshi için haklı veya geçerli bir sebep oluşturmadığı, feshin ölçüsüz bir yaptırım olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın birden fazla kişiye yönelik rüşvet aldıkları iddiasıyla yaptığı telefon görüşmelerinin iftira suçunu oluşturup oluşturmadığı, eksik araştırma yapılıp yapılmadığı, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, aralarında husumet bulunan kişiler hakkında gerçekte olmadığını bildiği halde rüşvet aldıkları iddiasını yetkililere iletmesi ve bu iddiaların soruşturma başlatılmasına sebep olması, iftira suçunun unsurlarını oluşturduğu, ayrıca birden fazla kişiye yönelik tek fiille işlenen suç bakımından zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının ve sanığın pişmanlık duyduğuna dair beyanı olmadığından etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı iftira suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı ve kolluk ifadesi sırasında yapılan yalan beyanın resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın hukuka aykırı fiil isnadını yetkili makamlara doğrudan yapmadığı, annesine bildirmesi ve ağabeyinin dolaylı olarak öğrenmesi sonucu başlatılan soruşturmada şikayetçi olmadığını belirttiği ifadesinin de soruşturma başlatılmasını sağlama amacına yönelik olmadığı değerlendirilerek iftira suçunun unsurlarının oluşmadığına, ayrıca kolluk ifadesinin içeriğinin tek başına ispat aracı olarak kullanılabilecek resmi belge niteliğinde olmadığı gözetilerek resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun da oluşmadığına karar verilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiştir. - Özet bulunamadı.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.