Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Doğrudan Dava Açma Hakkı”
- Uyuşmazlık: Paylı mülkiyetteki payın satışında, yasal önalım (şuf’a) hakkının kullanılması için öngörülen dava açma süresinin başlangıcının ne zaman olduğu ve bu sürenin somut olayda aşılıp aşılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı TMK m.733 hükmü gereğince yasal önalım hakkının kullanılması için öngörülen üç aylık dava açma süresinin, satışın hak sahibine noter aracılığıyla bildirildiği tarihten itibaren başlayacağı ve hak sahibinin satışı başka bir şekilde öğrenmesinin bu süreyi başlatmayacağı, davada noterden gönderilen ihtarname ile satışı öğrendiğini ve şuf’a hakkını kullanacağını bildiren davacının bu bildiriminin yasanın aradığı anlamda bir bildirim olmadığı, bu nedenle dava açma süresinin başlamadığı ve iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılması nedeniyle davanın süresinde açıldığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İflas idaresinin, murisin düzenlediği vasiyetnamelerin iptali ve tenkisi davası açma hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İflas idaresinin, İİK m. 184 hükmü gereğince terekeye dahil olan miras payı nedeniyle vasiyetnamenin iptali davası açma hakkı bulunmadığı, zira TMK m. 558'de dava açma hakkının yalnızca mirasçılar ve vasiyet alacaklılarına tanındığı, tenkis davası açma hakkı için ise TMK 562'de aranan ihtar şartının dava açılmadan önce gerçekleşmesi gerektiği, bu şartın yargılama aşamasında tamamlanabilir nitelikte olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız elatılan taşınmazla ilgili olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının yasal dayanağı olan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 38. maddesinin, yargılama sırasında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin davanın sonucuna etkisinin ne olacağı hususundaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği ilkesi gözetilerek, 2942 sayılı Kanun'un 38. maddesinin öngördüğü 20 yıllık hak düşürücü sürenin Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararından önce dolması ve mülkiyetin davacı idareye geçmiş olması nedeniyle, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı erkeğin, davalı kadını ortak konutu terk etmeye zorlaması nedeniyle açtığı terk davasında dava hakkının bulunup bulunmadığı ve nafaka kaldırma talebi için gerekli harcın ödenip ödenmediği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin davalı kadını ortak konutu terk etmeye zorladığı ve bu nedenle terk davası açma hakkının bulunmadığı, ayrıca nafaka kaldırma talebi için gerekli harcın yatırılmadığı gözetilerek, boşanma davasının reddine ilişkin direnme kararı onanmış, nafaka kaldırılmasına ilişkin direnme kararı ise bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Trafik kazasında ölen Emekli Sandığı sigortalısının hak sahiplerine yapılan ödemelerin, 5434 sayılı Kanun'un 129. maddesi uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından rücuen tahsili talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sigortalının hak sahiplerinin destekten yoksun kalma tazminatı davası açmış olması nedeniyle, 5434 sayılı Kanun'un 129. maddesi uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumu'nun rücuen dava açma hakkı bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Nüfus kayıtlarında tescilli anne adının düzeltilmesi istemiyle açılan davada, Cumhuriyet Savcısının ilgili resmi dairenin (Nüfus İdaresi) lüzumu olmaksızın doğrudan davaname ile dava açıp açamayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca Cumhuriyet Savcısının nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarını ancak ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine açabileceği, kişinin talebi veya kamu düzenine ilişkin hususlar gibi gerekçelerle doğrudan davaname ile dava açma yetkisinin bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Uluslararası çocuk kaçırma davasında velayet hakkı sahibi annenin, çocuğun mutat meskenine iadesi için doğrudan dava açıp açamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5717 sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi'nin Uygulanmasına İlişkin Kanun uyarınca, çocuk iadesi davalarının merkezi makam adına mahalli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılması gerektiği, velayet hakkı sahibi annenin doğrudan dava açma hakkı bulunmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesi kararlarının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıların, akıl zayıflığı iddiasıyla babaları adına açtıkları tapu iptal ve tescil davasında taraf sıfatının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava tarihinde hayatta olan ve temliki gerçekleştiren kişinin malik sıfatıyla dava açma hakkı bulunduğu, davacıların dava tarihinde hak sahibi olan babaları adına dava açma yetkilerinin olmadığı ve bu eksikliğin babanın vefatı sonrası terekeye temsilci atanmasıyla giderilemeyeceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, 5717 sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve Kapsamına Dair Kanun kapsamında çocuklarının iadesi için doğrudan dava açıp açamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının merkezi makamı aracı kılmaksızın tek başına dava açma imkanının bulunmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesi'nin davayı bu nedenle usulden reddetmesinin hukuka uygun olduğu gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.