Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ek 36. Madde”
- Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, ilk derece mahkemesi kararının verilmesinden sonra yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek madde 6 hükmünün, dava konusu taşınmazın değerinin istinaf kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle verilen istinaf reddine ilişkin karara uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davalarının, taşınmazın değeri değil taşınmaz üzerindeki hakların tespiti ve tapu sicilinin doğru oluşturulması amacını taşıması, bu tür davalarda verilen kararların denetlenmesinin kamu yararı bakımından önem arz etmesi ve adil yargılanma hakkının güvencesi de gözetilerek, 3402 sayılı Kanun'un ek madde 6 hükmünün yürürlük tarihinden önce verilmiş olsa dahi ilk derece mahkemesi kararına uygulanması gerektiği, bu nedenle kararın miktar itibariyle kesin olmadığı ve istinaf yolunun açık olduğu gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, dava değerinin düşük olması sebebiyle verilen kararın kesin olması nedeniyle istinaf yolunun kapalı olup olmadığı ve 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesi ile 3402 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 6 hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kanun'un Ek Madde 6 hükmünün, dava konusu taşınmazın gerçek durumunun tespiti ve tapu siciline doğru kaydedilmesi gibi kamu yararı gözetildiğinde dava değerine bakılmaksızın istinaf yolunu açtığı, bu hükmün Anayasa'nın 36. maddesindeki adil yargılanma hakkı ve hukuki güvenlik ilkesi gereğince derdest davalara da uygulanabileceği değerlendirilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekilinin istinaf dilekçesinin Bölge Adliye Mahkemesince reddine karar verilmesinin ardından 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen Ek Madde 6 hükmünün yürürlüğe girmesiyle, bu hükmün somut olaya uygulanıp uygulanamayacağı ve ilk derece mahkemesince verilen kararın miktar itibariyle kesin nitelikte olup olmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kanun'un Ek Madde 6 hükmünün, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davalarında verilen kararların miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna açık olduğunu düzenlemesi ve bu düzenlemenin Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı ile hukuki güvenlik ilkesi gereği, yürürlük tarihinden önce verilmiş kararlara da uygulanması gerektiği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, ilk derece mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte olan istinaf kesinlik sınırının altında kalan dava değerine ilişkin karara karşı, sonradan yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu Ek Madde 6 hükmü uyarınca istinaf yoluna başvurulup başvurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu Ek Madde 6 hükmünün, dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibinin tespiti ve tapu sicilinin gerçeğe uygunluğunun sağlanması gibi kamu yararı gözetilerek ve adil yargılanma hakkı gereği, yürürlük tarihinden önce verilmiş ve miktar itibariyle kesin olan ilk derece mahkemesi kararlarına da uygulanması gerektiği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesi kararının miktar itibariyle kesin olup olmadığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek 6. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek 6. maddesinin, dava konusu taşınmazların değerinden ziyade hakların tespiti ile ilgili olan kadastro ihtilaflarında, adil yargılanma hakkı ve hukuki güvenlik gereği, yürürlük tarihinden önce verilmiş olsa dahi kesin nitelikteki kararlara uygulanabileceği ve bu kararlara karşı istinaf yolunun açık olduğu gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, ilk derece mahkemesi kararının miktar itibarıyla kesin olup olmadığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek 6. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek 6. maddesinin, kadastro davalarının kamu yararına hizmet etmesi ve taşınmazın değerinin uyuşmazlıkta asıl konu olmaması sebebiyle, yürürlük tarihinden önce verilmiş olsa dahi ilk derece mahkemesi kararına uygulanması gerektiği ve bu nedenle kararın miktar itibarıyla kesin olmadığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Özelleştirilen Türk Telekom'da nakle tabi kapsam dışı personel olarak çalışan davacının, 375 sayılı KHK'nin Ek 3. maddesine dayalı ek ödeme (denge tazminatı) alacağı talebiyle açtığı davada, yerel mahkemenin kabul kararını Özel Daire'nin bozmasının ardından verilen direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, Türk Telekom'da nakle tabi kapsam dışı personel olarak çalıştığı dönemde, 375 sayılı KHK'nin Ek 3. maddesinde belirtilen ek ödemelerden yararlanamayacağı, zira bu düzenlemenin sadece belirli kamu kurumlarında çalışan personeli kapsadığı, davacı ile imzalanan TİP 2 İş Sözleşmesi ve 406 sayılı Kanun'un Ek 29. maddesinin genel maaş artışlarını düzenlediği, ek ödeme niteliğindeki denge tazminatını kapsamadığı, dolayısıyla davacının fark ücret alacağının bulunmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Özelleştirilen Türk Telekom’da iş sözleşmesiyle çalışan davacının, kamuda çalışan personele ödenen ek ödeme ve denge tazminatına denk fark ücret alacağı talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, Türk Telekom'da nakle tabi kapsam dışı personel olarak çalıştığı dönemde, 375 sayılı KHK’nin Ek 3. maddesi uyarınca yapılan ek ödeme ve denge tazminatından yararlanamayacağı, zira bu düzenlemenin sadece belirtilen kamu kurumlarındaki personeli kapsadığı ve genel bir ücret artışı niteliğinde olmadığı, ayrıca davacı ile imzalanan 2. Tip İş Sözleşmesi’nin de bu ödemeleri kapsamadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Özelleştirilen Türk Telekom'da nakle tabi kapsam dışı personel olarak çalışan davacının, kamu görevlilerine yapılan ek ödemelerden yararlanıp yararlanamayacağı, maaş nakil ilmuhaberinin bu artışlar ve ikramiye gözetilerek düzenlenmesi gerekip gerekmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun Ek 29. maddesindeki özel düzenleme ve davacı ile imzalanan 2. Tip İş Sözleşmesi hükümleri uyarınca, davacının 375 sayılı KHK'nin Ek 3. maddesinde belirtilen ek ödemelerden yararlanamayacağı, ikramiye ve ilave tediyenin ise nakil ilmuhaberindeki ücrete eklenemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Özelleştirme sonrası başka bir kamu kurumuna nakledilen davacının, 5473 sayılı Kanuna dayalı ek ödeme (denge tazminatı) alacağı talebiyle açtığı davada, yerel mahkemenin davayı kabul kararına karşı davalı vekilinin yaptığı temyiz üzerine Yargıtay’ın bozma ilamına karşı direnilmesi üzerine oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının çalıştığı kurum olan Türk Telekom A.Ş.'nin özelleştirilmesi nedeniyle 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun Ek 29. maddesi ile 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un 22. maddesi gereğince, kamu görevlilerine öngörülen 375 sayılı KHK’nin Ek 3. maddesindeki ek ödeme ve denge tazminatından yararlanamayacağı, zira bu düzenlemenin kapsamının sınırlı olduğu ve davacının çalıştığı dönemde Türk Telekom'da çalışanlar için bu haktan yararlanmayı sağlayacak özel bir yasal düzenlemenin bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Özelleştirme sonrası başka bir kamu kurumuna atanan davacının, çalıştığı dönemde 5473 sayılı Kanun'a dayalı ek ödeme (denge tazminatı) farkı alacağına hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 375 sayılı KHK'nin Ek 3. maddesi uyarınca yapılan ek ödemenin, belirtilen kamu kurumlarındaki personel ile sınırlı olduğu, davacının çalıştığı kurumun bu kapsamda olmadığı, genel bir ücret artışı niteliği taşımadığı ve davacı ile imzalanan Tip 2 İş Sözleşmesi'nin de bu ek ödemeyi kapsamadığı gözetilerek, mahkemenin davayı kabulüne ilişkin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Özelleştirilen bir kuruluşta nakle tâbi kapsam dışı personel olarak çalışan davacının, 5473 sayılı Kanun'a dayalı ek ödeme (denge tazminatı) alacağı talebiyle açtığı davada, mahkemenin yaptığı araştırma ve bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 375 sayılı KHK'nin Ek 3. maddesindeki ek ödemenin, yalnızca belirtilen kamu kurumlarındaki personele uygulanan özel ve sınırlı bir düzenleme olduğu, davacının çalıştığı kurumun bu kapsamda olmadığı, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin de bu ek ödemeyi kapsamadığı, dolayısıyla davacının ek ödeme alacağına hak kazanmadığı gözetilerek, mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.